Her şey bizim mutluluğumuz içindir.

durmuþ göktekin

Active member
Her şey bizim mutluluğumuz içindir.

Ne güzel hayat devam edip gidiyordu. Her şey yerli yerinde görünüyordu. Duygusal dürtüleri onu birdenbire karşı cinse yönlendirdi. Platonik bir aşk gibi görünse de gerçek olma ihtimali de olabilirdi. Aşk; bir şeyi aşırı sevmenin, ona tutulmanın, onsuz yapamayacağını düşünmenin, onunla gülmenin, onunla ağlamanın, onunla sevinmenin, onunla üzülmenin yoluydu. Aşk hakkında söylenecek daha pek çok şeyler var. İnsan, çok şeylere âşık olabilir. Sevgiyi içimize koyanı, O’nun Peygamberini, dostlarını, anne, baba ve evladı, hayat arkadaşını ve daha pek çoklarını sevebilir.

Daha ziyade bizim sözünü edeceğimiz, gençlerimizin karşı cinsle duygusal ilişkileri üzerinde olacak. İnsanlık, bugün dünya tarihinin görmediği bir zamanı yaşıyor. Geçmişte bin yılda yaşananlar bugün bir günde yaşanabiliyor. Zamanın cazip fitneleri, tuzakları, imtihan sebepleri o kadar çok ki, dikkat etmeyen her an bunlardan birine düşebilir.

İnsanı Allah’tan, dinden imandan uzaklaştıran sebeplerden en başta geleni; karma eğitimle başlayan ve hayatın her noktasında, karşı cinslerin bir arada bulunmalarıdır. Bu durum pek çok iyiliği engelliyor. Göz göre göre, barutla ateşi yan yana bulundurmak gibi bir şey. Yaşadığımız hayatla, inandığımız hayat birbirine zıt düşüyor. Bu yüzden sürekli bocalama halindeyiz.

Kadını cazip kılacak ne kadar uygulama varsa yapılıyor. Kadının kullanılmadığı hiçbir yer kalmadı. Her türlü faaliyette kadın istismar ediliyor. İnsan kutsal bir varlık. Değerlerinin dışında kullanılmamalı. Moda diyen kadını, müzik diyen kadını, reklam diyen kadını, medya diyen kadını, eğlence diyen kadını kullanıyor. Benim çocukluğumda öküzleri dövene koşar, harmanı dövenle sürerdik. Dövenin üstünde ve ön tarafında, ağaçtan yapılmış, bir kepçe bulunurdu. Hayvan dışkısını yaparken o kepçe arkasına tutulur, sapa-samana karışması önlenirdi. Hiçbir şey yerli yerinde kullanılmıyor. Bugün her şey birbirine karıştırılmış durumda.

Kadının kâinat çapındaki iç dünyası cinselliği ile karıştırılıyor. Cinsellik yönü istismar konusu ediliyor. Gençler kadının cinsellik yönüne özendiriliyor. Okulda, çarşıda, pazarda işte karşı karşıya kalan gençler ağır bir baskı altında bulunuyor. Böylece problem artıyor. Karma hayat hayatımızın en büyük tuzaklarından biridir. Bir taraftan din ve toplumsal değerler dikkat isterken, diğer yandan nefsin tahrikleri gençleri zorluyor.

Dertten ve sıkıntılardan kurtulmak için dinimize sarılmalıyız. Din diyor ki; “sen senin olmadığın gibi duyguların da senin değildir. Her şey seni yaratana aittir. Öyle ise onun çizdiği çizgide yürümelisin.” Biz, bize ait olmadığımıza göre; O, bizi yoktan var etti. En güzel şekilde yarattı. Kâinatı güzelliklerle donattı. Sevgiyi içimize koydu. O halde sevginin ilk sarf edileceği yer bize sevgiyi verenedir. Her şeyi güzelleştiren de o’dur. O’nu sevmek, emrettiklerini yapmakla mümkündür.

İslam ile kendini doyuramayan bir genç, bir kızı seviyor. Sevdiği kızı her şey zannediyor. Öyle olmadığını düşünemiyor. Yanıp tutuştuğundan kızın haberi bile olmuyor. Âşık olan genç, henüz okulu bitirmemiş, bir iş sahibi olmamış, sevdiğini doğru dürüst tanımamıştır. Çıktığı yolda kendini problemlerin içinde bulacağını bilmiyor.

Allah’ın izin vermediği bir sevgide çeşitli azaplar vardır.
“Ayrılık, kıskançlık ve karşılık görmeme” gibi. Bunlar acı verici gerçeklerdir. Seven sevdiğinden hiç ayrılmak istemez. Bu da mümkün olmaz. Çeşitli engeller ayrılmalarını gerektirebilir. Sonunda evlenemezler acı duyarlar. Sevdiğini herkesten kıskanır, koruyamaz. Çünkü evli değildir.

Asıl problem karşılık görmemektir. Bir taraf deli gibi sever, diğer tarafın umurunda değildir. Öyle ya gönül bu sevmeyebilir. Seven taraf onsuz olmayacağını kafaya koymuştur. Ruhu sıkıntıda kalır. Sevgisine karşılık görse bile yetersiz olduğunu düşünür, acı duyar. Bu defa karşı tarafı suçlamaya başlar, sevmediğini söyler. Her günü üzüntü ve sıkıntı ile geçer. İmanı zayıfsa kendini içkiye, kumara, uyuşturucuya verir hayatını berbat eder.

Okulunu bitiremez, işini gücünü kaybeder, başarısız olur. Âşık olup evlenenlerin çoğu mutlu değil. Çünkü aşkın gözü kördür. Severken birbirinin kötü yönlerini göremezler. Sevgilisinin dünyanın en iyi insanı olduğunu zanneder. Hâlbuki her insanın kusuru vardır. Kusursuz insan olmaz. Bunların çoğu evlenince görülecek şeylerdir. Evlenmek kolay mutlu olmak zordur. Hayal üstüne hayal kuran insanlarda ayrılmalar daha çok görülmektedir. Evlenme düşüncesi bulunmayan her türlü ilişkinin haram olduğu unutulmamalıdır. Evlenme dönemine kadar geçen zaman, taraflarda laçkalık meydana getirir. Dinin emirlerini dinlemek hayat verir. Çünkü İslamiyet kurtarıcıdır.

Dindar bir genç gönlünü birine verdi ise; 1- Niyeti halis olmalı. Hayatını nikâhla birleştirmeyi düşünmeli. 2- Nikâha kadar hiçbir surette sevdiği kızla yalnız başına kapalı bir yerde kalmamalı. 3- Sevilen taraf dindar olmalı. 4- Evlenme şartları uygun olmalı. 5- Gençler hayalci değil gerçekçi olmalı.
Güzelliğin ekmeğe sürülüp yenecek bir şey olmadığını bilmelidirler. 6- Saygı duyulan bir büyüğü haberdar etmelidirler. 7- Böyle bir ilişkiyi kısa zamanda nikâhla meşru hale getirmelidirler. Nikâhla her şeyin meşru hale geldiğini düşünerek evlenme geciktirilmemelidir. Nikâh yapıldıktan sonra geciktirilen evlenmelerde sakıncalar vardır. Nikâhtan kasıt evlenmektir.

Gençlerin ideal bir ruh taşıması, dini, hayat edinmesi ile mutluluk ve huzur başlayacaktır. Hayallerine ulaşamayan gençler kendilerini derbeder hissetmemeli. Madem Allah var, o zaman her şey var demeli Allah’a teslim olmalı. Takdiri O’na bırakmalı, her şeyde bir hikmet olduğu düşünülmelidir. Dünya kesinlikle sevdiğinizden ibaret değildir. Hayat, her şeye rağmen devam etmektedir. Her şey bizim mutluluğumuz içindir. Yeter ki düşünebilelim… Kendimizi boş yere zorlamayalım. Kiminle evleneceğimiz mutlaka takdir ve tayin edilmiştir. Sabretmeliyiz!

Ben, İç Anadolu’nun köylerinden birinde dünyaya gelmişim. Askeri okulda okurken bir kızla nişanlandım. Okul bitip kışla’ya geldiğimde nişanlım benden ayrıldı. Daha sonra görev yaptığım yerde, aklımın ucundan bile geçmeyen bir başka kızla evlendim. Kendi hayatımda ve başkalarında gördüklerimden anladım ki, beni yaratan benim kiminle evleneceğimi takdir ve tayin etmiş!
20. 10. 2014
Durmuş Göktekin
 
Üst