İddaa ve Milli Piyango Şans mı, Kumar mı?

topraktoprak

Well-known member
Milli piyango, spor toto-loto, bahis, iddaa
ve benzeri bütün oyunlar hangi adı taşırsa taşısınlar,
hepsi birer kumar şeklidir. Başında "milli" kelimesinin
bulunması bu kumar çeşidini
masumlaştırmıyor.

İnsanların, özellikle gençlerin merak duygusunu istismar edip kullanarak onların cüzdanlarına ve vicdanlarına göz diken, kafa ve kalplerini bozmaya çalışan zihniyet mensupları, bir yolunu bulup devamlı surette çeşitli oyun ve tuzaklar kuruyorlar.

Birbirinden değişik ve farklı isimler altında ortaya çıkan bu yeni tuzaklar, sokakta kontrolsüz bir biçimde dolaşan genç beyinleri etkisi altına alıyor. Muhatap kesim ise, genellikle 10-15 yaş arası hayatı yeni yeni fark eden çocuklar...

"Sigara içmeye başlama yaşı 8-10 yaşlara kadar indi" diye endişe ederken, kumar alışkanlığı bu endişeyi gölgede bıraktı. "Bahis"ti, "iddaa"ydı derken, değişik şekillerde oynanan şans oyunları, çocukları da iyice içine çekti. Bu bir anafor, bir şeytan üçgeni... Okul dönüşü sırtlarındaki çantayı bir tarafa fırlatarak ceplerindeki üç-beş kuruşluk harçlığı götürüp "ba-his"e yatıran ilköğretim öğrencilerin sayısı giderek artıyor.

Önceleri bir maç tahmini gibi sıradan bir oyun, bir çeşit eğlence olarak merakla başlanan bu "kumar" türü, zaman içinde önü alınmaz bir bağımlılık oluşturmaya doğru gidiyor. İlkin kendi harçlığıyla "işe" başlayan çocuklar, gün geçtikçe arkadaşlarından borç para alıyor, daha sonraları evden habersiz para taşımaya çalışıyor, gün geçtikçe de farklı boyutlara vararak hırsızlığa ve gasba kadar varıyor.

Gazete manşetlerine kadar çıkan "bahis" olayı, aileleri, psikiyatri uzmanlarını, psikologları ve eğitimcileri ciddi endişelere sevk ediyor. Kara kara düşündürüyor.

Bahis Kumarın Bir Çeşidi

"Bahis", oynanış şekliyle kumardan başka bir şey değil. Çünkü milli piyango, spor toto-loto, bahis, iddaa ve benzeri bütün oyunlar hangi adı taşırsa taşısınlar, hepsi birer kumar şeklidir. Prensip olarak ve İslam hukuku açısından bir şeyin kumar olabilmesi, bahse giren iki veya daha fazla kişinin zarar veya kâr etme ihtimalinin bulunmasına bağlıdır. Mesela, "sen kazanırsan ben sana vereceğim, ben kazanırsam sen bana vereceksin" şeklinde bahse girmek, bir kumar tanımıdır.

Kur'ân'da "kumar" '"meysir" olarak geçiyor. Bu kelime de "yüsr" kökünden geliyor ki, "kolay" anlamındadır. Bu açıdan şans oyunları ve kumar çeşitleri, kolayından para kazanma, kısa zamanda "köşe dönme" gibi kişiyi Öyle fena bir alışkanlığa sürüklüyor ki, kendini böyle bir yola kaptıran bir insanın bundan yakasını kurtarması hiç de kolay olmuyor.

Kur'an'a Göre Şans Oyunları Birer Hastalık

Kur'ân-ı Kerim Mâide Suresinin 91. âyetinde, içkiyi ve kumarı bir "şeytan pisliği" olarak tanımlıyor ve iman sahiplerinin böyle bir musibete düşmemeleri için tavsiyelerde bulunuyor, kurtuluşun bunlardan uzak durmaya bağlı olduğunu bildiriyor.

Surenin 92. âyetinde ise bu iki musibetin içinde, bireyi ve toplumu ahlaki bir çöküntüye doğru götürdüğünden söz edilerek şöyle deniyor:
"Şüphesiz şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?"

Kur'ân, şans oyunlarını ve kumarı birer toplum hastalığı olarak dikkate veriyor, milleti birbirine düşüren, içlerine kin ve nefret sokan, öfke ve kızgınlık ateşini körükleyen, her türlü düşmanlık tohumlarının yeşermesine sebep olan bir "şeytan oyunu" olarak anlatıyor.

Her iki âyetin sonunda da sıkı sıkıya tembihte bulunarak, "Ondan kaçının ki kurtuluşa eresiniz", "Artık bunlardan vazgeçtiniz, değil mi" ifadeleriyle çok ciddi uyarılar yapıyor.

Kumar "Milli" Olunca Masum Olmuyor

Bu oyunların bir kısmının başında "milli" kelimesinin bulunması, bazılarının bir kamu kurumu ve kuruluşu olması, devletin de bu oyunlardan ciddi anlamda vergi tahsil etmesi, neredeyse insanları olayın "mahzurlu" tarafını gözardı etmeye kadar götürüyor. Bazı zamanlar muhafazakâr kıyafetli insanların, büfelerin önünde ellerinde toto-loto ve bahis kâğıtları olduğu halde sırada beklemeleri beni böyle bir kanaate sevk etti.

Oysa inanan insanı ve inancını yaşamaya çalışan Müslüman'ı bağlayıcı kurallar vardır. Bu kurallar onun imanından kaynaklanıyor. İmanını zedeleyecek, vebale götürecek, haram ve günah gibi vicdanını sızlatacak yollara iltifat etmemesi gerekiyor. Yoksa işi pişkinliğe vurup da, "Namaz boynumun borcu, hırsızlık evimin harcı" türünden bir yaklaşımla birtakım kaçamak yollara, "herkes yapıyor" gibi gerekçelere sığınarak bu oyunlara bir kere bulaşan insanın bir daha kendisini çekip çıkarması mümkün değil.

Kumar Salgını Çocuklara da Bulaşıyor

Ama işin asıl acı ve vahim tarafı, henüz çok küçük yaştaki çocukların bu "oyun"a gelmeleridir. Muhakeme güçleri, kontrol mekanizmaları, idrak ve iradeleri tam olarak gelişmemiş ve oturmamış delikanlıların merak duygularına yenik düşüp, bir kerecik olsun bu çeşit oyunlara bulaşmaları, onları önü alınmaz tehlikelere kadar götürüyor.

Sigara tiryakiliği, bir iki duman çekmekle, uyuşturucu bağımlılığı bir iki denemeyle, içki müptelalığı birkaç yudumla başladığı gibi, kumar alışkanlığı ve şans oyunlarına bulaşma da "haydi, bir de sen şansını dene!" sözüne iltifat ederek başlıyor.

,Zaman içinde gencin ailesinin haberi olsa da, anne baba olayın farkına varsa da, artık geç kalınmış oluyor. Bu konuda okul ve öğretmenlerin de elinden bir şey gelmiyor. Çünkü onlar öğrencinin okul içi davranışlarına ancak müdahale edebiliyor. Ki bu da hiçbir zaman yeterli değil.

Ne Yapmak Lazım?

Öncelikle yapılması gerekenler belli ve açık.
Her şeyden önce bunun bir iman disiplininden ve iman eğitimden geçtiğini biliyoruz. Küçük yaşlarda çocukların kalbine sağlam bir Allah inancının konmuş olması gerekiyor. Annesi babası, öğretmeni ve yakınları görmese ve göremese de, kendisini gören Birisinin varlığını her an hissetmesi, en önemli caydırıcı bir unsurdur.

İkinci olarak, işlediği hatanın ve yanlışın ileride kendisine çok pahalıya mal olacağını bilmesi lazım.

Bu çeşit bir alışkanlığın eğitim hayatını alt üst edeceğini, başıboş bir hayata doğru itileceğini, o anda aldığı lezzetlerin yüz misli acı ve pişmanlıklara düşeceğini, oyun sonunda üç-beş kuruş kazansa bile kayıp ve zararlarının onun bin misli olacağını anlaması gerekiyor.

Bu açıdan insanı haram ve günahlardan caydıran en kestirme ve en kalıcı çare, haram yoldan gelen bir lezzetin içinde binlerce elemin olduğunu bilmesidir. "Zehirli bal" örneğinde olduğu gibi tadıldığı zaman ilk anda ağzına bir parça lezzet gelse de, kısa bir süre sonra midesinin kıvranacağım, acılar içinde dönüp duracağını anlamasıdır.

Gerçekten de başta milli piyango olmak üzere, altılı ganyan ve bahis gibi benzeri yollara düşen insanların gün geçtikçe hem iş ve aile hayatı alt üst oluyor, hem psikolojik yapısı bozuluyor, hem de eline geçen paranın hayrını görmüyor. Böylece dini hayatını yıktığı gibi, dünya hayatının da tadını tuzunu kaçırıyor.
Mehmet PAKSU
 

Merih

Well-known member
Cevap: İddaa ve Milli Piyango $ans mı, Kumar mı?

Yılbaşı yaklaşıyor malum şimdi Tvlerde Haber Bültenlerinde çıkar 1990lı yılların Milli Piyango talihlileri yanılmıyorsam 1992 Senesinin Piyango talihlisini göstermişlerdi geçen yıl İstiklal Caddesinde Ayakkabı boyacılığı yapıyordu. Emek verilmeden kazanılan para haramdır. Bugün Türkiyede onlarca işadamı tüccar var. Hangi birisi Milli piyango yada Şans oyunlarından çıkan paralarla bulundukları konuma gelmişlerki ?
 
Üst