Huseyni
Müdavim
Soru
"İşte, kader, ilm-i ezelîden olduğu için; ilm-i ezelî, hadîsin tâbiriyle, manzâr-ı âlâdan, ezelden ebede kadar Her şey, olmuş ve olacak, birden tutar, ihâta eder bir makam-ı âlâdadır." İlmi ezeliyi açar mısınız ?
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
Allah’ın zatı gibi sıfatları da ezelîdir. Allah, ezelî ilmiyle olmuş ve olacak her şeyi birlikte bilir. Birini önce, diğerini sonra bilmesi söz konusu değildir.
Bizim zâtımız da sıfatlarımız da sonradan yaratılmıştır. Elbette biz O’nun ne zâtını, ne de sıfatlarını lâyıkıyla bilemeyiz, ezeliyetini ve zamandan münezzeh oluşunu hakkıyla kavrayamayız. Çünkü, biz zamanın ne olduğunu bile henüz anlamış değiliz.
Biz zamanla kayıtlıyız. Dünümüz var, yarınımız var. Bunlar, ömür denilen hayat süresinin safhalarıdır. Lâkin bu safhalar hep nispîdirler, yâni birbirine göre bu isimleri alırlar. Bu günümüze, yirmi-otuz saat kadar önce, yarın deniliyordu. Sabaha çıktığımızda ondan söz ederken, dün diyeceğiz. Geçmiş ve gelecek zaman da dün ve yarından farklı değildir.
İnsan, zamanla kayıtlı olduğu için, olayları ancak vuku bulduktan sonra bilebilir ve öğrenebilir. Bu sınırlı ilmiyle, zamandan münezzeh olmayı ve ezelî ilmi kavraması elbette mümkün olmaz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör
"İşte, kader, ilm-i ezelîden olduğu için; ilm-i ezelî, hadîsin tâbiriyle, manzâr-ı âlâdan, ezelden ebede kadar Her şey, olmuş ve olacak, birden tutar, ihâta eder bir makam-ı âlâdadır." İlmi ezeliyi açar mısınız ?
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
Allah’ın zatı gibi sıfatları da ezelîdir. Allah, ezelî ilmiyle olmuş ve olacak her şeyi birlikte bilir. Birini önce, diğerini sonra bilmesi söz konusu değildir.
Bizim zâtımız da sıfatlarımız da sonradan yaratılmıştır. Elbette biz O’nun ne zâtını, ne de sıfatlarını lâyıkıyla bilemeyiz, ezeliyetini ve zamandan münezzeh oluşunu hakkıyla kavrayamayız. Çünkü, biz zamanın ne olduğunu bile henüz anlamış değiliz.
Biz zamanla kayıtlıyız. Dünümüz var, yarınımız var. Bunlar, ömür denilen hayat süresinin safhalarıdır. Lâkin bu safhalar hep nispîdirler, yâni birbirine göre bu isimleri alırlar. Bu günümüze, yirmi-otuz saat kadar önce, yarın deniliyordu. Sabaha çıktığımızda ondan söz ederken, dün diyeceğiz. Geçmiş ve gelecek zaman da dün ve yarından farklı değildir.
İnsan, zamanla kayıtlı olduğu için, olayları ancak vuku bulduktan sonra bilebilir ve öğrenebilir. Bu sınırlı ilmiyle, zamandan münezzeh olmayı ve ezelî ilmi kavraması elbette mümkün olmaz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör