İnsan Yaratıcıya Meydan Okuyamaz İsteklerimiz asla Kaderin Sahibine meydan okuyucu bir muhtev

harp

Well-known member
İnsan Yaratıcıya Meydan Okuyamaz İsteklerimiz asla Kaderin Sahibine meydan okuyucu bir muhtev

İnsan Yaratıcıya Meydan Okuyamaz



İsteklerimiz asla Kaderin Sahibine meydan okuyucu bir muhteva,içeriğe bürünmemelidir. Biz sınırsız bir güç değiliz. Daha doğrusu özümüzden kaynaklanan, Yaratıcı`dan almadığımız zerre kadar gücümüz yoktur. Biz evrenin Sınırsız Sahibi`nin gücüyle koruyup beslediği aciz canlılarız.Titanic adlı dev geminin kaderini hatırlarsınız. İngiliz bayrağı taşıyan
Titanic, 2.227 yolcusuyla birlikte, İngiltere`nin Southampton Limanı`ndan New York`a gitmek üzere yola çıkmıştı. Gemiyi yapanlar "Titanic batırılamaz" diyorlardı. Kimi gazetelerin sayfalarında ve pek çok insanın dilinde "Titanic`i Tanrı`nın bile batıramayacağı" iddiaları dolaşıyordu.

Gemi ilk yolculuğuna çıktığı 14 Nisan 1912 gününün bulutsuz bir akşam vaktinde, bir buzdağıyla çarpıştı. Feci kazada 1.522 kişi dondurucu sularda kaybolmuştu. Geminin batmayacağından emin olan yapımcıları, tüm yolculara yetecek botları gemiye yüklemeyi gereksiz bulmuşlardı.

Bu trajik kazanın getirdiği kaybın büyüklüğü, insanlığın kalbinde derin bir iz bırakmıştır. Oysa, tarih, benzeri meydan okuyuşlardan doğan daha pek çok kitlesel veya bireysel göz yaşartıcı felâketlere tanıklık etmiştir.

* * * * * * * * * * * * * * *

Bir başka hikâyede, müthiş bir yağmur, sahildeki ilçeyi kuşatmıştı ve topraklar sel olup denize akmaya hazırlanıyordu. İlçenin en zengin ailesinin gururlu oğlu, olup bitenlerle ilgilenmeksizin otomobiliyle geçerken, insanlar durdurup kendisini uyardılar: "Geçme, sel geliyor, ölebilirsin!" dediler. Küçümseyici sözler sarf eden delikanlı, müziğin sesini iyice
yükseltti ve şiddetli egzoz gürültüsüyle uzaklaştı. İki gün sonra otomobilini çamura gömülmüş hâlde bulabildiler; ama, delikanlının cesedine ulaşamadılar.

* * * * * * * * * * * * * * *

Liseli bir gencin hikâyesi de ibretlidir. Babasına ait arabanın anahtarını gizlice almış; mahallesindeki arkadaşlarına sürücülüğünü göstererek büyüklenmek istemişti. Yolda gülüşerek yürüyen kızlarla göz göze gelince, dikkat çekmek istedi. Gaza basarak yerinden fırladı ve hemen ileride annesinin okuldan dönüşünü beklediği, sırtında çantasıyla yürüyen önlüklü çocuğa çarpıverdi. Sevimsiz bir meydan okuma ve büyüklenme duygusu uğruna,
hayatının baharında, katil olmasına izin verilmişti. Pek çok genç de aynı yöntemi kullanarak kendi kendisini öldürmüştür.
 
Üst