NuruAhsen
Sonsuz Temâþâ
Belki birçok şey mantık üzerinden anlaşılır hale gelir...
İslam Anlayışı Ve Kişisel Gelişim
İslam anlayışı ve "Kişisel gelişim" Batıdan ithal ettiğimiz NLP, kişisel gelişim, kendini gerçekleştirme gibi kavramlar aslında İslam anlayışında, İslam’ın ilk yayıldığı yıllardan bu yana bir eğitim süreci olarak algılanmıştır. Böylece, kişisel gelişime yönelik eğitim veren ekoller ortaya çıkmıştır. Batının hümanist (insancıl) yaklaşımını, yani insanı merkeze alan, insana değer veren anlayışı bize yepyeni bir buluş gibi takdim edilmektedir.
Hâlbuki dinimizde insan eşrefi mahlûkattır: en şerefli yaratıktır. Allah (c.c) insanın yüce bir yaratık olduğunu ifade ederken onun ruhunu bizzat kendisinin verdiğini (Kur’an-ı Kerim 15/29, 32/9) haber vermiştir. Allah yeryüzünü döşek, gökyüzünü tavan (Kur’an-ı Kerim 2/22)yapmış, gökyüzü tavanını yıldızlarla süslemiş (Kur’an-ıKerim 67/5) ve insanın emrine vermiştir.
Bizde ’müslümanın elinden ve dilinden kimse zarar görmez (Buhari, iman 4-5)’, ’bir insanı Öldüren bütün insanlığı yok etmiş suçu işler ( Kur’an-ı Kerim 5/32)’, ’kasten öldürenin cezası ebedi azaptır.( Kur’an-ı Kerim2/178, 3/93). Bu anlayışın en canlı ve somut örneğini bizdört halife dönemi, Selçuklu, Osmanlı, Endülüs, Kudüs’te... v.b gördük.
Peki, 2004 Mart ve nisan aylarında Amerikalıların Ebu Garip hapishanesinde, ingilizlerin Basra’da Müslümanlara reva gördüğü işkenceler, yaklaşık 25 milyon Kızılderililerin yok edilmesi, Vietnam’da onbinlerce insanın katledilmesi, Japonya’da bir anda yüz binlerce insanın öldürülmesi... Ve bunlar gibi daha niceleri batının insana değer verme anlayışının ’tatbiki göstergesidir!!)’.
"Empati" de hakeza
Batılıların bize yepyeni bir kavram gibi sunduğu ’empati’ de yine böyle... insan ilişkilerinde, kendini karşısındaki bireyin yerine koyma, onu anladığını muhatabına hissettirmek’ olarak tanımlanan empati, bizde ’Sizden biriniz kendisi için istediğini, kardeşi için de istemedikçe hakiki mümin olamaz (Müslim, iman 45) ifadesiyle bir iman meselesi konumuna yükseltilmiştir. inancımıza göre biz, tüm insanlığın iyiliğini isteriz ve mümin olmayana yapılan iyiliğin de bize sevap kazandırdığını biliriz.
"Kendini tanımak" bizim şairimizdir
Aslında bu kişisel gelişim kavramı bizde tüm boyutlarıyla başlı başına bir eğitim süreci olarak karşımıza çıkıyor.’Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu’ (kim ki kendini bildi, Rabbini bildi) ifadesinde anlamını bulan bu yaklaşımla İslam, Allah’a kavuşmayı ve onu tanımayı, kendini bilmeye ve eğitmeye bağlamıştır. İslam’da ’nefis terbiyesi’ kavramıyla açıklanan bu eğitim alanı kişisel gelişimin CnefÎB mertebelerinin) 7 aşamadan ibaret olduğunu açıklamaktadır:
1. Nefs-i Emmare
2. Nefs-i Levvame
3. Nefa-i Mülhime
4. Nefs-i Mutmainne
5. Nefs-i Radiye
6. Nefs-i Mardiyye
7. Nefs-i Safiye ..
Teker teker her bir nefis mertebesinin özellikleri ayrı bir konu baslığıdır. Bu noktadan bakıldığında batılıların nefis terbiyesinin yanından bile geçemediklerini görüyoruz.İslam anlayışında iyi ahlak(ahlak-ı hamide) sahibi olmak ve buna özenmek esasıyla, batılıların uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Kendini gerçekleştiren insan Çağdaş eğitimin kişilik hizmetleri boyutuyla, bireyin bütün kapasitelerini kendisi ve toplumu için en uygun düzeyde geliştirmesi (kendim gerçekleştirme) olarak açıklanan:
1. Yeterli bir kişiliğe, verimli ve gerçekçi bir ’ben’ algılayışına sahip,
2. Kim olacağı konusunda tutarlı,
3. Kendi ve başkaları hakkında iyi düşüncelere sahip,
4. insan değerlerine saygılı, onlan benimseyici ve geliştirici,
5. Zamanı iyi kullanıp geçmişini sorgulayan ama geçmişten çok yaşadığı anı en verimli şekilde kullanan...
Kendini gerçekleştiren insanın bu Özelliklerinin tamamı dikkatle incelendiğinde, gerek Kur’an’da gerekse hadislerde adresini bulmaktadır.
Keşfe davet!
Bizde son yıllarda kişisel gelişimle ilgili yerli kitaplar yayınlansa da özellikle eğitim alanında hep batıdan tercüme yoluyla gelen kaynaklara başvuruyoruz. Niçin kendi kaynaklarımızı ve milli kültürümüzü yeniden keşfe çıkmıyoruz? Niçin bunlardan beslenmiyoruz? Niçin kendi medeniyetimiz dururken ve onda keşfedilmemiş güzellikler varken, hâlâ ’batılın’ fikir kırıntılarıyla yaşam mücadelesi veriyoruz..
Serkan ELMAS
İslam Anlayışı Ve Kişisel Gelişim
İslam anlayışı ve "Kişisel gelişim" Batıdan ithal ettiğimiz NLP, kişisel gelişim, kendini gerçekleştirme gibi kavramlar aslında İslam anlayışında, İslam’ın ilk yayıldığı yıllardan bu yana bir eğitim süreci olarak algılanmıştır. Böylece, kişisel gelişime yönelik eğitim veren ekoller ortaya çıkmıştır. Batının hümanist (insancıl) yaklaşımını, yani insanı merkeze alan, insana değer veren anlayışı bize yepyeni bir buluş gibi takdim edilmektedir.
Hâlbuki dinimizde insan eşrefi mahlûkattır: en şerefli yaratıktır. Allah (c.c) insanın yüce bir yaratık olduğunu ifade ederken onun ruhunu bizzat kendisinin verdiğini (Kur’an-ı Kerim 15/29, 32/9) haber vermiştir. Allah yeryüzünü döşek, gökyüzünü tavan (Kur’an-ı Kerim 2/22)yapmış, gökyüzü tavanını yıldızlarla süslemiş (Kur’an-ıKerim 67/5) ve insanın emrine vermiştir.
Bizde ’müslümanın elinden ve dilinden kimse zarar görmez (Buhari, iman 4-5)’, ’bir insanı Öldüren bütün insanlığı yok etmiş suçu işler ( Kur’an-ı Kerim 5/32)’, ’kasten öldürenin cezası ebedi azaptır.( Kur’an-ı Kerim2/178, 3/93). Bu anlayışın en canlı ve somut örneğini bizdört halife dönemi, Selçuklu, Osmanlı, Endülüs, Kudüs’te... v.b gördük.
Peki, 2004 Mart ve nisan aylarında Amerikalıların Ebu Garip hapishanesinde, ingilizlerin Basra’da Müslümanlara reva gördüğü işkenceler, yaklaşık 25 milyon Kızılderililerin yok edilmesi, Vietnam’da onbinlerce insanın katledilmesi, Japonya’da bir anda yüz binlerce insanın öldürülmesi... Ve bunlar gibi daha niceleri batının insana değer verme anlayışının ’tatbiki göstergesidir!!)’.
"Empati" de hakeza
Batılıların bize yepyeni bir kavram gibi sunduğu ’empati’ de yine böyle... insan ilişkilerinde, kendini karşısındaki bireyin yerine koyma, onu anladığını muhatabına hissettirmek’ olarak tanımlanan empati, bizde ’Sizden biriniz kendisi için istediğini, kardeşi için de istemedikçe hakiki mümin olamaz (Müslim, iman 45) ifadesiyle bir iman meselesi konumuna yükseltilmiştir. inancımıza göre biz, tüm insanlığın iyiliğini isteriz ve mümin olmayana yapılan iyiliğin de bize sevap kazandırdığını biliriz.
"Kendini tanımak" bizim şairimizdir
Aslında bu kişisel gelişim kavramı bizde tüm boyutlarıyla başlı başına bir eğitim süreci olarak karşımıza çıkıyor.’Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu’ (kim ki kendini bildi, Rabbini bildi) ifadesinde anlamını bulan bu yaklaşımla İslam, Allah’a kavuşmayı ve onu tanımayı, kendini bilmeye ve eğitmeye bağlamıştır. İslam’da ’nefis terbiyesi’ kavramıyla açıklanan bu eğitim alanı kişisel gelişimin CnefÎB mertebelerinin) 7 aşamadan ibaret olduğunu açıklamaktadır:
1. Nefs-i Emmare
2. Nefs-i Levvame
3. Nefa-i Mülhime
4. Nefs-i Mutmainne
5. Nefs-i Radiye
6. Nefs-i Mardiyye
7. Nefs-i Safiye ..
Teker teker her bir nefis mertebesinin özellikleri ayrı bir konu baslığıdır. Bu noktadan bakıldığında batılıların nefis terbiyesinin yanından bile geçemediklerini görüyoruz.İslam anlayışında iyi ahlak(ahlak-ı hamide) sahibi olmak ve buna özenmek esasıyla, batılıların uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Kendini gerçekleştiren insan Çağdaş eğitimin kişilik hizmetleri boyutuyla, bireyin bütün kapasitelerini kendisi ve toplumu için en uygun düzeyde geliştirmesi (kendim gerçekleştirme) olarak açıklanan:
1. Yeterli bir kişiliğe, verimli ve gerçekçi bir ’ben’ algılayışına sahip,
2. Kim olacağı konusunda tutarlı,
3. Kendi ve başkaları hakkında iyi düşüncelere sahip,
4. insan değerlerine saygılı, onlan benimseyici ve geliştirici,
5. Zamanı iyi kullanıp geçmişini sorgulayan ama geçmişten çok yaşadığı anı en verimli şekilde kullanan...
Kendini gerçekleştiren insanın bu Özelliklerinin tamamı dikkatle incelendiğinde, gerek Kur’an’da gerekse hadislerde adresini bulmaktadır.
Keşfe davet!
Bizde son yıllarda kişisel gelişimle ilgili yerli kitaplar yayınlansa da özellikle eğitim alanında hep batıdan tercüme yoluyla gelen kaynaklara başvuruyoruz. Niçin kendi kaynaklarımızı ve milli kültürümüzü yeniden keşfe çıkmıyoruz? Niçin bunlardan beslenmiyoruz? Niçin kendi medeniyetimiz dururken ve onda keşfedilmemiş güzellikler varken, hâlâ ’batılın’ fikir kırıntılarıyla yaşam mücadelesi veriyoruz..
Serkan ELMAS