Kainata meydan okuyan Feryad!..Şefkat

Sergerdan

Well-known member
kus4un1ij0.jpg


Rahmet-i Rabbaniyenin en hürmetli, en halâvetli(tatlı), en latif ve en şirin bir cilvesi olan şefkat-i valide(anne şefkati), hakaik-i kâinat(Yaratılanlara ait gerçekler) içinde en muhterem, en mükerrem bir hakikattır. Ve valide, en kerim, en rahîm öyle fedakâr bir dosttur ki; o şefkat saikasıyla(sebebiyle) bir valide, bütün dünyasını ve hayatını ve rahatını, veledi için feda eder. Hattâ valideliğin en basit ve en edna derecesinde olan korkak tavuk, o şefkatin küçücük bir lem’asıyla yavrusunu müdafaa için ite atılır, arslana saldırır.

kusjv4hw3.jpg


Şefkat halistir, mukabele istemiyor; safi ve ivazsızdır(karşılıksız).Hatta en adi mertebede olan hayvanatın yavrularına karşı fedakarane ivazsız şefkatleri buna dedlildir
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
tuncerr ' Alıntı:
Halbuki bütün vâlidelerin şefkatleri, ancak bir lem'a-i tecellî-i Rahmettir.

Bu söz bana hep sabah namazlarına ve sahurlara evladını sıcak yataklarından kaldırmayan valideleri pederleri hatırma getiriyor :O Acaba onlar, onu yaratandan daha mı şefkatliki evlatlarına şefkat ettiklerini zannedip onlara zulmediyorlar ? Hakiki Halis şefkat hangisi ?
 

Sergerdan

Well-known member
T@LH@ ' Alıntı:
Bu söz bana hep sabah namazlarına ve sahurlara evladını sıcak yataklarından kaldırmayan valideleri pederleri hatırma getiriyor :O Acaba onlar, onu yaratandan daha mı şefkatliki evlatlarına şefkat ettiklerini zannedip onlara zulmediyorlar ? Hakiki Halis şefkat hangisi ?

Fıtri şefkatin zıddına bir hareketin nasıl oldugu şöylr geçiyor zannedersem?

Evet, bir valide veledini tehlikeden kurtarmak için hiçbir ücret istemeden ruhunu feda etmesi ve hakikî bir ihlâs ile vazife-i fıtriyesi itibarıyla kendini evlâdına kurban etmesi gösteriyor ki, hanımlarda gayet yüksek bir kahramanlık var. Bu kahramanlığın inkişafı ile hem hayat-ı dünyeviyesini, hem hayat-ı ebediyesini onunla kurtarabilir. Fakat bazı fena cereyanlarla, o kuvvetli ve kıymettar seciye inkişaf etmez. Veyahut sû-i istimal edilir. Yüzer nümunelerinden bir küçük numunesi şudur:

O şefkatli valide, çocuğunun hayat-ı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. "Oğlum paşa olsun" diye bütün malını verir, hafız mektebinden alır, Avrupa'ya gönderir. Fakat o çocuğun hayat-ı ebediyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor. Ve dünya hapsinden kurtarmaya çalışıyor; Cehennem hapsine düşmemesini nazara almıyor. Fıtrî şefkatin tam zıddı olarak, o mâsum çocuğunu, âhirette şefaatçi olmak lâzım gelirken dâvâcı ediyor. O çocuk, "Niçin benim imanımı takviye etmeden bu helâketime sebebiyet verdin?" diye şekvâ edecek. Dünyada da, terbiye-i İslâmiyeyi tam almadığı için, validesinin harika şefkatinin hakkına karşı lâyıkıyla mukabele edemez, belki de çok kusur eder.
 
Üst