abahın erken saatlerinde

Açarsınız
Sütçünüzdür gelen
Sütçünün litreliğinden kabınıza dökülen beyazlıkta sabahın güzelliğine kavuşursunuz
Gözünüzde pırıl pırıl bir sabah kahvaltısı canlanır
İçinizden " Bugün kahvaltıyı bahçede yapayım" diye geçirirsiniz


Kapı Çalar

Gelen postacıdır
Kucağında büyükçe bir paket
Uzattığı kağıda imza atarsınız
Daha önceden ısmarladığınız kitaplara kavuşmanın sevincini yaşarsınız
Zaten tatilde olduğunuzdan bu kitaplara çok ihtiyacınız vardır
"Artık canım sıkılmayacak " deyip keyiflenirsiniz


Kapı Çalar

Kapıya koşarsınız
Yıllardır görmediğiniz bir dost gelmiştir
Sevinirsiniz
Sohbetleriniz saatler boyu, hatta bütün gün sürer
"Yaşamak ne güzel "dersiniz içinizden
Hele böyle dostlar varken

Kapı Çalar

Dürbünden bakarsınız
Kimseyi göremezsiniz
Dönüp yeniden koltuğa gömülürsünüz
Bir daha çalar
Bakarsınız, yine kimse yok, tam o sırada bir daha çalınca kapıyı açarsınız
Komşunuzun oğlu, elindeki sopayla zile uzanmakta
Meğer tuzları bitmiş
İçeriden tuz getirirken kendi kendinize söylenirsiniz
"Elbette göremem
Keratanın boyu birmetre
" Bu küçük hadise neşelendiriverir ortalığı



Kapı Çalar

Düşüp bayılacak kadar şaşırırsınız
Askerdeki oğlunuz haber vermeden izne çıkmıştır
"Oğlum benim
" diye hasretle kucaklarken gözyaşlarınızı zaptedemezsiniz
Mutluluğunuz oğlunuzun izni kadar uzar

Kapının her çalışında sanki mutluluğa koşmaktasınız
Huzur tüter gözlerinizden
Her sessizlikte kulaklarınız zil sesi arar


Ve kapı çalmaz
O gün en büyük misafiriniz gelir
Adeta kapıyı kırmıştır
Alıp gider sizi, şaşırırsınız
"Niye haber vermedi?" diye içinizden geçirirken; "Doğduğundan beri zile basmaktayım" der
Bir şeyler söylemek istersiniz o an
Ama o andan sonra diliniz dönmez
Ölüm sessiz sedasız gelivermiştir

YAŞAM BİÇİMİM ÖLÜM BİÇİMİ'Mİ BELİRLER



025: