ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍِﻟﺎَّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ
ﺍَﻟﺴَّﻠﺎَﻡُ ﻋَﻠَﻴْﻜُﻢْ ﻭَ ﺭَﺣْﻤَﺔُ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﻭَ ﺑَﺮَﻛَﺎﺗُﻪُ ﺑِﻌَﺪَﺩِ ﺣُﺮُﻭﻑِ ﻣَﺎﻛَﺘَﺒْﺘُﻢْ ﻭَﻃَﺒَﻌْﺘُﻢْ
Aziz, sıddık, muktedir, müteyakkız kardeşlerim!
Sizin mübarek leyali-i aşerenizi ve Kurban Bayramınızı tebrik ederiz. Nur fabrikası sahibi Hâfız Ali'nin haşr-i cismanî hakkındaki hatırına gelen mes'ele ehemmiyetlidir ve mektubun âhirindeki temsili gayet güzel ve manidardır. O hatıra ile Dokuzuncu Şua'ın Mukaddeme-i Haşriye'den sonraki dokuz bürhan-ı haşriyeyi istiyor diye anladım. Fakat maatteessüf bir-iki senedir te'lif vazifesi tevakkuf etmiş. Resail-in Nur'un mesaili; ilim ile, fikir ile, niyet ile ve kasdî bir ihtiyarla değil; ekseriyet-i mutlaka ile sünuhat, zuhurat, ihtarat ile oluyor. Bu dokuz berahine şimdi ihtiyac-ı hakikî kalmamış ki, te'life sevkolunmuyoruz.
Evet erkân-ı imaniye içinde "İman-ı Billah" ve "İman-ı Bilyevm-il âhir" Âlem-i İslâmiyet'in iki kutbu ve iki güneşidir.
Birincisini; Risale-i Nur, tamamıyla bürhanlarını izah etmiş.
İkinci kutub ise; kısmen müstakil olarak Onuncu Söz, Yirmidokuzuncu Söz, Yirmisekizinci Söz, hususan cismanî lezzetlerin isbatında ve Mukaddeme-i Haşriye gibi risalelerde gayet kuvvetli haşr-i cismanîyi isbat etmiş, muannidleri de susturmuş. Ve iman-ı billah gibi, bu dünyadaki mevcudat zahir bir surette onu göstermediğinden kısm-ı ekserîsi ise, sair erkân-ı imaniye içinde haşri kuvvetli bir surette isbat eder.
Ezcümle: Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın hakkaniyetini isbat eden bütün hüccetleri, ikinci derecede haşr-i cismanîyi, binler âyât-ı Kur'aniyenin tasvir ve izahatlarıyla isbat ediyor. Acaba, Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın mu'cizane Cennet'in lezaiz-i cismaniyesinden bahisleri ve izahları derecesinden daha başka bir izaha lüzum kalır mı?
Hem Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın hakkaniyetini isbat eden bütün mu'cizeleri, hüccetleri ikinci derecede haşr-i cismanîyi ve Cennet ve Cehennem'in lezaiz ve âlâm-ı cismanîsini hârika belâgatıyla tasvir ve izah ediyor. Ve o izahtan sonra, daha izaha ihtiyaç kalır mı?
Hem Cenab-ı Hakk'ın vücub-u vücudunu ve rahîmiyet ve hakîmiyetini ve ilim ve kudretini ve âdiliyet ve hafîziyetini ve sıfât-ı kudsiyesini isbat eden bütün bürhanlar, hüccetler, bir cihette haşri isbat ettiği gibi; rububiyetin muktezası olan irsal-i Rusül ve inzal-i Kütüb cihetiyle, hem Risalet-i Muhammediye'yi (A.S.M.) istilzam...
Hem Kur'an, O'nun konuşması ve kelâmı olduğunu isbat etmekle, haşr-i cismanîyi tafsilâtıyla bu iki noktadan yine isbat ediyor.
Elhasıl: Risale-i Nur'da iman-ı billah ve iman-ı bilyevm-il âhir olan iki kutb-u imanî, tam birbirine müsavi gelecek bir derecede isbat edilmiş. Yalnız bu kadar var ki, haşr-i cismanî kısmen sarihan ve kısmen zımnî ve tebaî isbat edilmiş. Çünki bu âlem-i şehadet, Sâni'ini gayet sarih ve zahir gösteriyor; ve haşri zımnî ve perdeli haber verir. İnşâallah bir zaman, Risale-i Nur'un şakirdlerinden birisi veya birkaç tanesi, o dokuz makamı ve berahini te'lif edecek ve Mukaddeme-i Haşriye'nin başındaki âyât-ı a'zamın dokuz fıkrasının hazinelerini, Risale-i Nur'da münteşir haşr-i cismanî berahiniyle ve kalblerine gelen sünuhat ve ilhamat ile açıp; Dokuzuncu Şua'ı, Onuncu Söz'den daha parlak, daha kuvvetli bir tarzda tekmil edecek.
Bütün kardeşlerimize birer birer selâm ve bayramlarınızı tebrik ediyoruz.
Said Nursî