(İşarat-ı Kur'aniye ve üç Keramet-i Aleviye ve Keramet-i Gavsiye hakkındaki Sikke-i Gaybiye Risalesi'ne bir tenbih ve ihtardır)
Bu gayet mahrem risaleler, nasılsa muannid bir nâmahremin eline bu risalelerden birisi geçmiş. Gayet sathî ve inad nazarıyla bir-iki yerine haksız bir itiraz ile ehemmiyetli bir hâdiseye sebebiyet verdiğinden; bu mecmua, Risale-i Nur'un has talebelerine belki ehass-ı havassa mahsus olduğu halde ve benim vefatımdan sonra intişarına müsaade olmasıyla beraber; şimdi mezkûr hâdisenin sebebiyle herkese değil, belki ehl-i insaf ve Risale-i Nur'la alâkadar ve talebelerinden bulunanlara, haslardan birkaç şakirdin tensibiyle gösterilebilir fikriyle yazdık.
İkinci Nokta: Bu risale (Sikke-i Gaybiye) baştan aşağıya kadar bir tek neticeye bakar. Bine yakın emarelerle, Risale-i Nur'un makbuliyetine gaybî bir imza basıldığını isbat ediyor. Böyle bir tek davaya bu derece kesretli ve ayrı ayrı cihetlerde binler emareler ve îmalar onu göstermesi ilmelyakîn değil, belki aynelyakîn, belki hakkalyakîn derecesinde o davayı isbat eder.
Üçüncü Nokta: Bu risaleyi mütalaa eden zâtlar, inceden inceye, hususan cifrî hesabatına meşgul olmağa lüzum yok. Hem bir kısmı anlaşılmasa da zararı yok. Hem umumunu okumak da lâzım değil. Hem Keramet-i Gavsiye'nin âhirinde, ikiyüz yirmidördüncü sahifede, Şamlı Hâfız Tevfik'in fıkrasından başlayıp âhire kadar mütalaadan sonra ve baştaki mukaddemeyi de okuduktan sonra istediği parçayı okusun.