Kendimize bir soru soralım,

durmuþ göktekin

Active member
Kendimize bir soru soralım,

“Din,hayatın hayatı. Hem nuru hem esası, İhyayı dinle olur, bu milletin ihyası”demiş, Bediüzzaman Said Nursi hazretleri. Bugün, günahlar, yağmur gibi yağarkenıslanmadık kimse kalmamış. Islanmamak için din şemsiyesini kullanmamışız. Din, laftave kitapta kalmış! Hayata geçirmeyi meleklere bırakmışız (!) Böylece kendimizigünaha açık hale getirmişiz. Günah deryasında sırılsıklam olmuşuz. Sonra dönüpıslandığımızı konuşmaya başlamışız. Dinin koruyuculuğundan faydalanamamışız. İslam’ınazariyede bırakmışız! Bize hayat verecek bir dini yaşamıyoruz. Hayat vermesiiçin yaşamalıydık. Günahları iradelerimizle işliyoruz. Dışarıdan hiç kimse bizezorla günah işletmiyor.

Günümüz insanı, işlediği günahlardandolayı hedef tahtasına dönmüş. Delik deşik olmayan bir yanı kalmamış. İnsanlaryaralı, mustarip, çileli. Şimdi bu insanların üzerine, seni uyaracağım, ikazedeceğim, eleştireceğim diye, gidilmesi hiçbir işe yaramıyor. Sadece onuincitiyor, kırıyor, üzüyor, yaralıyor, ağlatıyor, uykularını kaçırıyor. Sonuçtahiçbir işe yaramıyor. Çünkü hiç kimse birbirinden farklı değil.

Memleket sahra hastanesine döndü.Nefsin ve şeytanın attığı günah kurşunlarıyla bugünkü insanın ruhu yaralandı. Dünyave ahretleri tehlikeye düştü. Çanakkale savaşında, kurşun ve gülle yağmurununaltında kalanlar yalnız dünyalarını kaybetti, kendileri ebedi hayatı kazandı,bize de cennet gibi bir vatan bıraktılar. Bizler; kendimize ve gelecek nesle nebırakacağız? Manzara iyi görünmüyor.

İnancımızla, hayatımız çelişkihalinde. İnanç sistemimiz pek çok Hıristiyan toplumlarının hayatı olmuş.Onların inanç sistemleri de bizim hayatımıza dönmüş. Küçülen dünyada, bu kadaraçık seçiklik varken, hala kendi değerlerimize dönme vakti gelmedi mi? İnancımızazıd bir hayat yaşamamız akıl dışı bir davranış değil mi?

Din; kendimizi hesaba çekmeyiemrediyor. Biz, hala başkalarını hesaba çekmekle meşgulüz. Lafta, herkeskavgasız, gürültüsüz bir dünya istiyor. Bu istek de gösteriyor ki, gerçektenkavgasız ve gürültüsüz bir dünya kurulabilir. İnsan, olumsuz bir şeyi yapıyorsaonun zıddını da yapabilir. Kötülük yapmaktan çekinmeyen, sürekli çekişmehalinde yaşayan bir toplum olarak yaşıyoruz. Beklediğimiz hayat, gökten rahmetolarak mı inecek?

Herkes şahsi hayatında, pek çokşeyden usanıp bıkıyor ve bıktığını da bırakıyor. O halde; şu kavgalı,gürültülü, çekişmeli hayattan bıkmadık mı? Allah (cc) Kur’anda, mealen; “Gerçek şu ki, kâfir olanları (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar içinbirdir; iman etmezler. Bakara 6” Biz Müslüman’ız diyoruz. Peki, o zaman buİlahi emri nasıl anlayacağız? Görüyorsunuz, işimiz zor, durum vahim!

Kendimize bir soru soralım. “Ben,inancıma göre nerede duruyorum, nerede bulunmalıyım? Sorunun cevabını bulan veyaşayan, dünya ve ahiretini cennet edecektir. Gam çekmeyin;” şu istikbal inkılâbatı içindeen gür seda İslam’ın sedası olacaktır.”
20.04. 2014
DurmuşGöktekin
 
Üst