İlim-irfan
Well-known member
Diyanet İşleri Başkanı Diyarbakır'da Kürt kanaat önderleri ile toplantı yapmış
. Bu haberi veren gazete korkusundan yazamamış, kanaat önderi dediği kimseler o bölgenin icazetli ulema, fukaha ve meşâyihidir. Kendilerine selam ve hürmetlerimi arz eder, dualarını beklerim.
Kürt açılımı dedikleri hürleştirme ve insan hakları hareketinde, din ve tarikat mensuplarına başvurulmaması büyük bir yanlışlık idi. Sanırım iktidar bu yanlışlığı telafi etmek istiyor.
Bundan bir sene kadar önce, doğu ve güneydoğu bölgelerinde İslâm medreselerinin ve tasavvuf tarikatlarının açılmasına izin verilmesini istemiştim.
İster Kürt deyin, ister doğu ve güneydoğu halkı deyin, onların temsilcisi PKK'lılar, sekülerleşmiş Kürt aydınları (aydınımsıları), teröristler değil, din alimleri ve şeyhlerdir.
Bu ülkenin halkını birbirine bağlayan en güçlü bağ dindir. Dine cephe alınırsa ne devlet kalır, ne bütünlük, ne beraberlik, ne huzur, ne barış.
Evet medreseler ve tarikatlar açılmalıdır. Nasıl?
Bugünkü kanunlarla bu mümkün olur mu?
Elbette mümkün olur.
Halen yürürlükte olan bir şapka kanunu var. Buna göre, başta bütün bürokratlar olmak üzere Türkiye erkekleri şapka giymeye mecburdur. Bugün bu kanun geçerli midir? Değildir, hukukî tâbirle "caduc" olmuştur. Yani kanun olarak duruyor, fakat uygulanmıyor, uygulanamıyor.
Bundan elli altmış sene kadar önce doğu ve güneydoğu bölgesinde çok sayıda özel İslâm medresesi vardı, bunlarda Ehl-i Sünnet İslâmlığına göre hoca yetişiyordu. Bu hocaların bir kısmı imtihan vererek Diyanet hizmetlisi oluyordu. Sonra bir kanun çıkarttılar, İmam-Hatipli olmayan imam, müezzin, müftü, vaiz olamaz dediler, bu medreseleri çökerttiler.
Çökerttiler de ne oldu? İşte manzara
. Ülke parçalanmanın, çökmenin eşiğine geldi.
Müslüman Kürt halkı dinde reform, dinde yenilik, dinde değişiklik, Fazlurrahmancılık, light İslâm, ılımlı İslâm, Diyalog İslâmı, hadîslerin ayıklanması gibi safsataları kabul etmez.
Medreseler, ucu Resullerin Seyyidine ulaşan bir silsileye bağlıdır. Hanefî kolu İmam Ebu Hanife'ye, Şafiî kolu İmam İdris Şafiîye ulaşır. Onlardan Tebe-i Tâbiîne, Tâbiîne, sonra Ashab-ı Kirama
.
Zincirin son halkası Resulullah Efendimizdir.
O, bilgisini Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla Rabbülalemînden almıştır.
İcazetsiz ulema ve icazetsiz şeyh olmaz.
Reformcu ve Fazlurrahman'ın Tarihsellik mezhebine bağlı yerli oryantalist İlahiyatçılar dinimize burunlarını sokmasınlar.
İslâm medreselerinin ve sûfî tarikatların kapalı ve yasak olması evrensel insan haklarına aykırıdır.
Sabataycılar istemiyor diye bu ülkenin Müslüman halklarının din ve inanç hürriyetleri ayaklar altına alınamaz.
Kesinlikle biliyorum ki, doğu ve güneydoğu bölgemizde reformculuk, mezhepsizlik, Selefîlik, BOP İslâmlığı, diyalogçuluk, ılımlı İslâm gibi bâtıl ve bid'at rüzgarları estirmek isteyenler vardır. Bunlara fırsat verilmemelidir.
Türkiye halkı için, İslâmî açıdan en çıkmaz yol aktivist cereyanlardır.
Aktivist İslâmcılar Pakistan'daki nice din hizmetini yüzlerine gözlerine bulaştırdılar, İslâmî uyanış hareketine büyük zarar verdiler.
Başta Mısır olmak üzere Arap alemindeki aktivistler de bir çuval inciri berbat etmiştir.
Pakistan'da, Mısır'da başarılı olamayan aktivist cereyanlar Türkiye'de nasıl muvaffak olacak?
Müslümanlar medreselerde, tarikatlarda İman, İslâm, Kur'ân, Sünnet hizmetleri yapsınlar; olgun hizmet erbabı yetiştirsinler, terörden, kırıp dökmekten uzak dursunlar, dini siyasetin üzerinde tutsunlar.
Sonra Allah kerim.
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
13/02/2010
Kürt açılımı dedikleri hürleştirme ve insan hakları hareketinde, din ve tarikat mensuplarına başvurulmaması büyük bir yanlışlık idi. Sanırım iktidar bu yanlışlığı telafi etmek istiyor.
Bundan bir sene kadar önce, doğu ve güneydoğu bölgelerinde İslâm medreselerinin ve tasavvuf tarikatlarının açılmasına izin verilmesini istemiştim.
İster Kürt deyin, ister doğu ve güneydoğu halkı deyin, onların temsilcisi PKK'lılar, sekülerleşmiş Kürt aydınları (aydınımsıları), teröristler değil, din alimleri ve şeyhlerdir.
Bu ülkenin halkını birbirine bağlayan en güçlü bağ dindir. Dine cephe alınırsa ne devlet kalır, ne bütünlük, ne beraberlik, ne huzur, ne barış.
Evet medreseler ve tarikatlar açılmalıdır. Nasıl?
Bugünkü kanunlarla bu mümkün olur mu?
Elbette mümkün olur.
Halen yürürlükte olan bir şapka kanunu var. Buna göre, başta bütün bürokratlar olmak üzere Türkiye erkekleri şapka giymeye mecburdur. Bugün bu kanun geçerli midir? Değildir, hukukî tâbirle "caduc" olmuştur. Yani kanun olarak duruyor, fakat uygulanmıyor, uygulanamıyor.
Bundan elli altmış sene kadar önce doğu ve güneydoğu bölgesinde çok sayıda özel İslâm medresesi vardı, bunlarda Ehl-i Sünnet İslâmlığına göre hoca yetişiyordu. Bu hocaların bir kısmı imtihan vererek Diyanet hizmetlisi oluyordu. Sonra bir kanun çıkarttılar, İmam-Hatipli olmayan imam, müezzin, müftü, vaiz olamaz dediler, bu medreseleri çökerttiler.
Çökerttiler de ne oldu? İşte manzara
Müslüman Kürt halkı dinde reform, dinde yenilik, dinde değişiklik, Fazlurrahmancılık, light İslâm, ılımlı İslâm, Diyalog İslâmı, hadîslerin ayıklanması gibi safsataları kabul etmez.
Medreseler, ucu Resullerin Seyyidine ulaşan bir silsileye bağlıdır. Hanefî kolu İmam Ebu Hanife'ye, Şafiî kolu İmam İdris Şafiîye ulaşır. Onlardan Tebe-i Tâbiîne, Tâbiîne, sonra Ashab-ı Kirama
Zincirin son halkası Resulullah Efendimizdir.
O, bilgisini Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla Rabbülalemînden almıştır.
İcazetsiz ulema ve icazetsiz şeyh olmaz.
Reformcu ve Fazlurrahman'ın Tarihsellik mezhebine bağlı yerli oryantalist İlahiyatçılar dinimize burunlarını sokmasınlar.
İslâm medreselerinin ve sûfî tarikatların kapalı ve yasak olması evrensel insan haklarına aykırıdır.
Sabataycılar istemiyor diye bu ülkenin Müslüman halklarının din ve inanç hürriyetleri ayaklar altına alınamaz.
Kesinlikle biliyorum ki, doğu ve güneydoğu bölgemizde reformculuk, mezhepsizlik, Selefîlik, BOP İslâmlığı, diyalogçuluk, ılımlı İslâm gibi bâtıl ve bid'at rüzgarları estirmek isteyenler vardır. Bunlara fırsat verilmemelidir.
Türkiye halkı için, İslâmî açıdan en çıkmaz yol aktivist cereyanlardır.
Aktivist İslâmcılar Pakistan'daki nice din hizmetini yüzlerine gözlerine bulaştırdılar, İslâmî uyanış hareketine büyük zarar verdiler.
Başta Mısır olmak üzere Arap alemindeki aktivistler de bir çuval inciri berbat etmiştir.
Pakistan'da, Mısır'da başarılı olamayan aktivist cereyanlar Türkiye'de nasıl muvaffak olacak?
Müslümanlar medreselerde, tarikatlarda İman, İslâm, Kur'ân, Sünnet hizmetleri yapsınlar; olgun hizmet erbabı yetiştirsinler, terörden, kırıp dökmekten uzak dursunlar, dini siyasetin üzerinde tutsunlar.
Sonra Allah kerim.
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
13/02/2010