Konuya cevap cer

Cevap: Lem'alar - Sayfa No:21


Tenbih


 

Arkadaş,  


Tevhid iki çeşit olur:   

Birisi âmiyâne tevhiddir ki, “Allah’ın şeriki yok ve bu kâinat Onun mülküdür” der. Bu kısım tevhid sahiplerinin fikirce gaflet ve dalâlete düşmeleri korkusu vardır.    İkincisi hakikî tevhiddir ki, “Allah birdir, mülk Onundur, vücut Onundur, herşey Onundur” der; lâyetezelzel bir itikada sahiptirler. Bu kısım tevhid sahipleri, herşeyin üstünde Cenâb-ı Hakkın sikkesini görür ve herşeyin cephesinde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sayede huzurî bir tevhid melekesi mâliki olurlar ki, dalâlet ve evhamın taarruzundan kurtulurlar.    


Kur’ân-ı Hakîmden istifade ettiğimiz ikinci kısım tevhidin birkaç mertebelerini birkaç lem’a zımnında izah edeceğiz:    


BİRİNCİ LEM’A: Bakınız: Herbir masnûun yüzünde öyle bir sikke vardır ki, ancak herşeyi halk eden Hâlıka mahsustur. Ve herbir mahlûkun cephesinde öyle bir hâtem vurulmuştur ki, herşeyi yapan Sâniden maada kimsede o hâtem bulunmaz. Ve kudretin neşrettiği mektuplarından herbir mektubun âhirinde, taklidi kàbil olamayan öyle bir turra vardır ki, ancak Sultan-ı Ezel ve Ebede hastır. O gibi sikkelerden yalnız hayat üzerinde parlayan sikke-i i’câza bakınız ki, hayatla birşeyden pek çok şeyler husule gelir, icad edilir Ve pek çok şeyler dahi bir şey‑i vahide emr-i Rabbâniyle inkılâp ederler. Meselâ, su, bir şey-i vahid iken pek çok uzuvlara, cihazlara Allah’ın izniyle menşe olur, icad edilirler. Ve mideye giren pek çok muhtelif yemekler ve meyvelerden Hâlık-ı Teâlâ tek bir cismi icad eder, tek bir cisim husule getirir.     






Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi AllahHâlık: her şeyi yaratan Allah
Hâlık-ı Teâlâ: herşeyi yaratan, yüce yaratıcı AllahKur'ân-ı Hakîm: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
Sultan-ı Ezel ve Ebed: başlangıç ve sonu olmaksızın, hüküm ve saltanatı ezelden ebede devam eden Sultan, AllahSâni: her şeyi san’atla yaratan Allah
cephe: yüzcihaz: organ, duyu
cisim: madde, varlıkdalâlet: hak yoldan sapkınlık
emr-i Rabbâni: Allah’a ait emir, işevham: kuruntular, şüpheler
gaflet: âhirete, Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsız davranma hâli, umursamazlıkhakikî: asıl, gerçek
halk eden: yaratanhas: özel, ait
husule gelmek: meydana gelmek; ortaya çıkmakhuzurî: Allah’ın bizzat huzurunda olduğunu hissetme şeklinde
hâtem: mühür, damgaicad etmek: var etmek, yaratmak
inkılâp etmek: değişmek, dönüşmekitikad: sarsılmaz inanç
kabil olmayan: mümkün olmayankudret: Allah’ın güç ve iktidarı
lem'a: parıltılâyetezelzel: sarsılmaz
maada: başka, dışında, ötesindemahlûk: varlık
mahsus: has, özelmasnû: san’at eseri varlık
meleke: maharet, kabiliyetmenşe: esas, kaynak
mertebe: derece, basamakmuhtelif: çeşitli, değişik
mâlik: sahipmülk: sahip olunan şey; hükmedilen yer
sikke: değerli damga, mühürsikke-i i'câz: mu’cizelik damgası, işareti
taarruz: saldırıtenbih: ikaz, uyarı
tevhid: birleme, her şeyi bir olan Allah’a vermeturra: padişaha özel mühür, nişan
uzuv: organvücut: varlık
zımnında: içindeâhir: son
âmiyâne: âvamca; taklidî bir şekildeşerik: Allah’a ortak koşulan şey
şey-i vahid: birşey, tek şey


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst