Konuya cevap cer

Cevap: Lem'alar - Sayfa No:31


ve mahlûklardan olduğuna delâlet ettiği gibi, bu masnuat ve mevcudatın, bir Zât-ı Vâhidin müteceddid bir san’atı olduğuna da şehadet eder.


ON ÜÇÜNCÜ LEM’A: Arkadaş! Zerrelerden tut, seyyarelere kadar ve nakışlardan şemslere varıncaya kadar herşey, zâtında, hakikatinde sabit olan acz ve fakrın lisan-ı haliyle Sâniin vücub-u vücudunu ilân eder.


Ve keza, acziyle beraber, nizam-ı umumînin bozulmaması için, hâmil bulunduğu acip ve mühim vazifeler cihetiyle Sâniin vahdetine delâlet eder. Binaenaleyh, Sâniin vâcip ve vâhid olduğuna herşeyde iki şahit olduğu gibi, Hâlıkın ehad ve samed olduğuna da herbir zîhayatta iki âyet vardır.1


ON DÖRDÜNCÜ LEM’A: Arkadaş! Mevcudat, Cenâb-ı Hakkın vücub-u vücud ve vahdetine şehadet ettiği gibi, celâlî, cemâlî, kemâlî olan cemî sıfâtına da delâlet etmekle, Hâlıkın zâtında naks ve kusur olmadığını ve şuûnatında, sıfâtında ve esmâsında ve ef’âlinde de naks ve kusur bulunmadığını ilân ediyor.


Zira, eserin kemâli bilmüşahede fiilin kemâline, fiilin kemâli bilbedâhe ismin kemâline, ismin kemâli bizzarure sıfatın kemâline, sıfatın kemâli hads-i yakîn ile şuûnatın kemâline delâlet eder. Şe’nin kemâli ise, hakkalyakîn bir sûretle Zâtın kemâlini gösterir.




[NOT]Dipnot-1 İhtar: Kâinatın eczasından her bir cüz’ün elli beş lisanla Vâhid-i Ehad ve Vâcibü’l-Vücudu ilân etmekte olduğunu, Kur’ân’ın feyzinden fehmedip, icmâlen “Katre” namındaki eserimde beyan etmişimdir. Arzu eden oraya müracaat etsin.

[/NOT]





Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi AllahHâlık: her şeyi yaratan Allah
Katre: "damla" mânâsına gelen ve Mesnevî-i Nuriye'de yer alan bir risaleSâni: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah
Vâcibü’l-Vücud: varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan AllahVâhid-i Ehad: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah
Zât: varlığın kendisi; Allah’ın Kendisi, varlığıZât-ı Vâhid: bir ve tek olan Zât, Allah
acip: hayret verici, şaşırtıcıacz: acizlik, güçsüzlük
beyan etmek: açıklamakbilbedâhe: çok açık bir şekilde
bilmüşahede: gözle görmek suretiylebinaenaleyh: bundan dolayı
bizzarure: kaçınılmaz şekilde; zaruri olarakcelâlî: haşmet ve görkeme ait; Allah’ın büyüklük, azamet, haşmet sıfatları
cemâlî: güzelliğe ait; Allah’ın güzel sıfatlarıcemî: bütün
cihet: yöncüz’: bütünün parçası, bölümü
delâlet etmek: delil olmak, işaret etmekecza: bütünü oluşturan parçalar, bölümler
ef'âl: fiiller, işlerehad: bir, herbir şeyde sıfatları ile görünmesi
esmâ: Allah’ın isimlerifakr: fakirlik, ihtiyaç hâli
fehmetmek: anlamakfeyz: ihsan, bereket
hads-i yakîn: kesine yakın bilgi; kesin kavrayışhakikat: bir şeyin aslı ve esası, gerçek mahiyeti
hakkalyakîn: bizzat yaşanarak elde edilen kesinlikhâmil bulunmak: taşımak
icmâlen: kısacaihtar: hatırlatma, ikaz
kemâl: kusursuzluk, mükemmellik, olgunlukkemâlî: mükemmellik ve olgunluğa ait Allah’ın kusursuz, mükemmel sıfatları
keza: aynı biçimdelisan: dil
lisan-ı hal: hâl dilimahlûk: varlık
masnuat: san’at eseri varlıklarmevcudat: varlıklar
müteceddid: yenilenen, tazelenennaks: eksiklik, noksanlık
nakış: işleme, süslemenam: ad
nizam-ı umumî: genel düzensamed: hiçbir şeye muhtaç olmayan ve her şey Kendisine muhtaç olan
seyyare: gezegensûret: biçim, şekil
sıfât: Allah’ın yüce Zâtını niteleyen kutsal özellikler ilim, irade, kudret gibivahdet: birlik, teklik
vâcip: zorunlu, gereklivâhid: bir, her şeye Kendisinin hükmetmesi
vücub-u vücud: Allah’ın varlığının zorunlu oluşu, var olmak için bir sebebe muhtaç olmamasızatında: şahsında, kendisinde
zerre: atom, çok küçük parçazira: çünkü, şundan dolayı
zîhayat: canlıâyet: Kur’ân’ın her bir cümlesi
şehadet etmek: şahid olmakşems: Güneş
şe’n: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetinde bulunan ve onları tecellîye sevk eden Zâtına ait mukaddes özellikşuûnat: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait mukaddes özellikler


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst