topraktoprak
Well-known member
Türkistanın yetiştirdiği maneviyat büyüklerinden biri de meşhur ve maruf Bayezid–i Bistamî Hazretleridir. Bugün sizlere bu büyük velinin hayatından bazı örnek olaylar arz edeceğim.
Önce, yine bir tarikat büyüğü olan Seriyyüssakatîden bir misal sunayım. Sonra Bayezide geçeceğiz.
Adamın biri gelip Seriyyüssakatîye der ki:
– Dağdaki mağarada hep ibadet eden falan zahidden sana selam getirdim.
Şöyle bir duraklar, selamı alır, arkasından da şu değerlendirmeyi yapar:
– O zat neden çarşı pazarda işini görerek yapmıyor bu kulluğu da, dağ başında mağaraya çekiliyor?
İlave eder:
– Makbul olan, halkın içinden çekilmek değil, halkın içinde iken Hakla birlikte olmaktır!
Kitaplık çapta bir cevap.
Bir gün arkasından namaz kıldığı imam cami avlusunda Bayezidi tanıyınca sormuş:
– Efendi hazretleri, seni hep hizmette görüyoruz. Bu durumda masrafını nereden temin ediyorsun, rızkını kim veriyor?
Bayezid–i Veli, az önce çıktığı camiye yönelerek şöyle cevap verir:
– Dur hele der, benim rızkımı kimin verdiğini bilmeyen imamın arkasında kıldığım namazımı iâde edeyim de sonra anlatırım sadece benim değil, bütün insanlığın rızkını kimin verdiğini.
Bu da kitaplık çapta bir ikaz...
Bir duasında da şöyle demişti:
– Rabbim, seninle olunca kendimi dünyanın en kuvvetli adamı olarak görüyorum, sensiz olunca da tam aksine dünyanın en âcizi, biçaresi biliyorum.
İhtiyarlığında çok sevdiği bir öğrencisi uzaktan ziyaretine gelmiş, sohbetten sonra kalkıp gitmek isteyince de eliyle işarette bulunarak:
– Gitme kal, yarın sana iş düşecek, demişti.
Öğrencisi merak etti, ne işi olabileceğini sorması üzerine de şu cevabı aldı:
– Yarın burada cenaze namazı kılınacak. Sana da iş düşer.
Sabah olunca Bistamın sokaklarında tellalların bağırdıklarını işittiler.
– Duyduk duymadık demeyin, bu gece Bistamın büyük velisi Tayfur bin İsâ vefat etmiştir. Cenazesinde hazır olun.
Ahmed Şahin
Önce, yine bir tarikat büyüğü olan Seriyyüssakatîden bir misal sunayım. Sonra Bayezide geçeceğiz.
Adamın biri gelip Seriyyüssakatîye der ki:
– Dağdaki mağarada hep ibadet eden falan zahidden sana selam getirdim.
Şöyle bir duraklar, selamı alır, arkasından da şu değerlendirmeyi yapar:
– O zat neden çarşı pazarda işini görerek yapmıyor bu kulluğu da, dağ başında mağaraya çekiliyor?
İlave eder:
– Makbul olan, halkın içinden çekilmek değil, halkın içinde iken Hakla birlikte olmaktır!
Kitaplık çapta bir cevap.
Bir gün arkasından namaz kıldığı imam cami avlusunda Bayezidi tanıyınca sormuş:
– Efendi hazretleri, seni hep hizmette görüyoruz. Bu durumda masrafını nereden temin ediyorsun, rızkını kim veriyor?
Bayezid–i Veli, az önce çıktığı camiye yönelerek şöyle cevap verir:
– Dur hele der, benim rızkımı kimin verdiğini bilmeyen imamın arkasında kıldığım namazımı iâde edeyim de sonra anlatırım sadece benim değil, bütün insanlığın rızkını kimin verdiğini.
Bu da kitaplık çapta bir ikaz...
Bir duasında da şöyle demişti:
– Rabbim, seninle olunca kendimi dünyanın en kuvvetli adamı olarak görüyorum, sensiz olunca da tam aksine dünyanın en âcizi, biçaresi biliyorum.
İhtiyarlığında çok sevdiği bir öğrencisi uzaktan ziyaretine gelmiş, sohbetten sonra kalkıp gitmek isteyince de eliyle işarette bulunarak:
– Gitme kal, yarın sana iş düşecek, demişti.
Öğrencisi merak etti, ne işi olabileceğini sorması üzerine de şu cevabı aldı:
– Yarın burada cenaze namazı kılınacak. Sana da iş düşer.
Sabah olunca Bistamın sokaklarında tellalların bağırdıklarını işittiler.
– Duyduk duymadık demeyin, bu gece Bistamın büyük velisi Tayfur bin İsâ vefat etmiştir. Cenazesinde hazır olun.
Ahmed Şahin