Menfi milliyette ve unsuriyet fikrinde ifrat edenlere deriz ki:

[tuncerr]

Evvelâ: Şu dünya yüzü, hususan şu memleketimiz, eski zamandan beri çok muhaceretlere ve tebeddülâta maruz olmakla beraber, merkez-i hükûmet-i İslâmiye bu vatanda teşkil olduktan sonra, akvâm-ı saireden pervane gibi çokları içine atılıp tavattun etmişler. İşte bu halde Levh-i Mahfuz açılsa, ancak hakikî unsurlar birbirinden tefrik edilebilir. Öyleyse, hakikî unsuriyet fikrine hareketi ve hamiyeti bina etmek, mânâsız ve hem pek zararlıdır. Onun içindir ki, menfi milliyetçilerin ve unsuriyetperverlerin reislerinden ve dine karşı pek lâkayt birisi, mecbur olmuş, demiş: "Dil, din bir ise millet birdir."

Madem öyledir. Hakikî unsuriyete değil, belki dil, din, vatan münasebâtına bakılacak. Eğer üçü bir ise, zaten kuvvetli bir millet; eğer biri noksan olursa, tekrar milliyet dairesine dahildir.

Saniyen: İslâmiyetin mukaddes milliyeti, bu vatan evlâdının hayat-ı içtimaiyesine kazandırdığı yüzer faydadan iki faydayı misal olarak beyan edeceğiz.

Birincisi: Şu devlet-i İslâmiye yirmi otuz milyon iken, bütün Avrupa'nın büyük devletlerine karşı hayatını ve mevcudiyetini muhafaza ettiren, şu devletin ordusundaki nur-u Kur'ân'dan gelen şu fikirdir: "Ben ölürsem şehidim, öldürsem gaziyim." Kemâl-i şevkle ölümün yüzüne gülerek istikbal etmiş, daima Avrupa'yı titretmiş. Acaba dünyada basit fikirli, sâfi kalbli olan neferâtın ruhunda şöyle ulvî fedakârlığa sebebiyet verecek hangi şey gösterilebilir? Hangi hamiyet onun yerine ikame edilebilir ve hayatını ve bütün dünyasını severek ona feda ettirebilir?

İkincisi: Avrupa'nın ejderhaları (büyük devletleri) her ne vakit şu devlet-i İslâmiyeye bir tokat vurmuşlarsa, üç yüz elli milyon İslâmı ağlatmış ve inletmiş. Ve o müstemlekât sahipleri, onları inletmemek ve sızlatmamak için elini çekmiş, elini kaldırırken indirmiş. Şu hiçbir cihetle istisgar edilmeyecek mânevî ve daimî bir kuvvetü'z zahr yerine hangi kuvvet ikame edilebilir, gösterilsin. Evet, o azîm mânevî kuvvetü'z zahrı menfi milliyetle ve istiğnâkârâne hamiyetle gücendirmemeli.

 

[oktaysungur2005]

En tehlikeli damar milliyetçilik damarı

Abilerim böyle yazıları yayınladığınız için Allah hepinizden ebeden daimen razı olsun. yaşayın varolun. Çünkü çoğumuzun doğuya bakışı farklı. Hizmet penceresinden bakmaya çok ihtiyacımız var. nediyor üstadımız doğuyu Ayağa kaldıracak islamiyettir ve islami yaşantıdır. hani üstadımız nur eserlerinde anlatırken en tehlikeli damarlaran birinin milliyetçilik damarı olduğunu söylüyor. şu an zaten basın ve televizyonlar hep bu yönde yayınlar yaparak insanların bu damarlarını işlettirmeye çalışıyorlar bu da tabiki çok tehlikeli bir durum ve bu yüzden o insanları kucaklayamıyoruz. dindarlar bile etkileniyor. ben doğuda bir köyde askeri öğretmen olarak çalıştım ve gördümki namaz kılınca ve islamiyet damarından girince o insanlar sizi baş üstünde tutuyoryar. ve bizden ilgi bekliyorlar . Birkere doğuda üstadı çok seviyorlar ve Risalei-i Nurlara büyük teveccüh var. Seyda diye bahsediyorlar üstaddan. Ve oradaki hizmetteki kürt abilerde bu milliyetçilik damarı kırılmış. ve bizi kucaklıyorlar. Bir sohbette bayram yüksel abi üstada demiş üstadım bu risale-i nurları bizden başka kim okuyacak ? Üstadımız hiddetlenmiş ve demiş Bu eserleri birgün bütün dünya okuyacak ve dünyanın kenun- u esasisi olacak diy cevap vermiş. İşte biz bu düsturları kendi alemimizde yaşar ve yaşanmasına vesile olursak o insanları kucaklarız ve büyük abilerden Allah razı olsun onlar bunu yapıyorlar Raabim bu uğurda çalışan Abilere güç kuvvet versin yemin ediyorum abilerim ben bunları görünce çok ümütliyim. İnşallah üstadımızın müjde verdiği o bahar devrini o insanları da kucaklıyarak beraberce yaşarız. Abilerim kusura bakmayın hakkınızı helal edin fazla uzatmak istemiyorum.Allah bu yaptığınız hizmetlerden dolayı hepinizden ebeden daimen razı olsun ne olur bu yazılarınızla bizleri uyarmaya devam edin ve güzel pencerelerden güzel şeyleri müşahede etmemize yardımcı olun Muaalim mustafasaid S.A. ^o)