Hamiyetkar
Well-known member
Bir fareceğiz devenin yularını eline aldı , kurula kurula yola düştü. Deve , tabiatındaki mülayimlik nedeniyle müdahale etmedi , beraberce yola koyuldular.
Farenin :
-“Ben ne pehlivan , ne yiğit bir ermişim !...” diye içinden geçirdikleri deveye yansıdı , malum oldu , o da :
-“Gururla önümde yürü bakalım , ben sana gösteririm. “ dedi.
Gide gide bir büyük ırmağın kenarına ulaştılar. Öyle büyük ve derindi ki, fil dahi zebun olurdu. Fare kas katı kesildi , kala kaldı olduğu yerde.
Deve :
-Ey dağda , ovada bana arkadaş olan ; sen kılavuzsun , öncümsün benim . Niçin şaşırıp durakladın. Gir suya , ercesine ayak bassana ırmağa, dedi.
Fare dedi ki :
-Bu pek büyük , pek derin bir su . Arkadaş , doğrusu boğulmaktan korkuyorum.
Deve :
-Hele bir göreyim , ne kadarmış şu su , dedi , ayağını ırmağa soktu ,
-A hayvanların kusuru , a kör sıçan !... Diz boyuymuş ancak. Neden şaşırdın, diye alay yollu söylenince , Fare dedi ki :
-Ey hünerli deve , sana diz boyu ama benim tepemden yüz arşın aşar. Dizden dize fark var. Sana karınca gibi lakin bize ejderha !...
Deve dedi ki :
-Öyleyse bir daha küstahlık etme de canın yanmasın. Kendin gibi farelerle boy ölçüş sen , deveyle sıçanın sözü yoktur.
Fare :
-Tövbe ettim. Yaratanın hakkı için beni bu helak edici sudan geçir!... dedi, deve de acıdı.
-Haydi hörgücüme sıçra da otur . Bu geçiş benim işim ... seni de , senin gibi yüzlercesini de geçiririm , dedi.
Sultan değilsen ; yürü raiyet ol!...
Ticarette kâmil değilsen; yalnız başına dükkan açma , yoğurulup kemâle gelinceye kadar birisinin hükmü altına gir!...
“Susun dinleyin” hükmünü işit , sükût et!.. Madem ki Hakkın dili olamadın , bari kulak kesil!...
Mesnevi : 2.Cilt - Sayfa : 264 -....- 267
Farenin :
-“Ben ne pehlivan , ne yiğit bir ermişim !...” diye içinden geçirdikleri deveye yansıdı , malum oldu , o da :
-“Gururla önümde yürü bakalım , ben sana gösteririm. “ dedi.
Gide gide bir büyük ırmağın kenarına ulaştılar. Öyle büyük ve derindi ki, fil dahi zebun olurdu. Fare kas katı kesildi , kala kaldı olduğu yerde.
Deve :
-Ey dağda , ovada bana arkadaş olan ; sen kılavuzsun , öncümsün benim . Niçin şaşırıp durakladın. Gir suya , ercesine ayak bassana ırmağa, dedi.
Fare dedi ki :
-Bu pek büyük , pek derin bir su . Arkadaş , doğrusu boğulmaktan korkuyorum.
Deve :
-Hele bir göreyim , ne kadarmış şu su , dedi , ayağını ırmağa soktu ,
-A hayvanların kusuru , a kör sıçan !... Diz boyuymuş ancak. Neden şaşırdın, diye alay yollu söylenince , Fare dedi ki :
-Ey hünerli deve , sana diz boyu ama benim tepemden yüz arşın aşar. Dizden dize fark var. Sana karınca gibi lakin bize ejderha !...
Deve dedi ki :
-Öyleyse bir daha küstahlık etme de canın yanmasın. Kendin gibi farelerle boy ölçüş sen , deveyle sıçanın sözü yoktur.
Fare :
-Tövbe ettim. Yaratanın hakkı için beni bu helak edici sudan geçir!... dedi, deve de acıdı.
-Haydi hörgücüme sıçra da otur . Bu geçiş benim işim ... seni de , senin gibi yüzlercesini de geçiririm , dedi.
Sultan değilsen ; yürü raiyet ol!...
Ticarette kâmil değilsen; yalnız başına dükkan açma , yoğurulup kemâle gelinceye kadar birisinin hükmü altına gir!...
“Susun dinleyin” hükmünü işit , sükût et!.. Madem ki Hakkın dili olamadın , bari kulak kesil!...
Mesnevi : 2.Cilt - Sayfa : 264 -....- 267