mesneviden bir ders

PIRLANTA

Well-known member
“MAŞALLAH KANE” SÖZÜNÜN ANLAMI
Rabb’in (cc) inayeti olmadıkça Hak yolunda hiçiz, hiç! Cenab-ı Hakk’ın ve Hak erlerinin inayetleri olmazsa... Melek bile olsa defteri kapkaradır. Ey Rab, ey ihsanı hacetler reva eden! Sana karşı hiçbir kimsenin adını anmak layık değil. Bu kadarcık irşat ve kudretini de sen bağışladın, şimdiye kadar nice ayıplarımızı örttün. Ezelde bağışladığın irfan katresini, denizlerine ulaştır. Canımdaki, bir katre ilimden ibarettir; onu ten havasından, ten toprağından kurtar! Bu topraklar, onu örtmeden; bu rüzgarlar, onu kurutmadan önce sen halas et! Gerçi rüzgarlar, onu kurutsa mahvetse bile sen, onlardan tekrar kurtarmaya ve almaya kadirsin. Havaya giden yahut yere dökülen katre, senin kudret hazinenden nasıl kaçabilir? Yok olsa, yahut yokluğun yüz kat dibine girse bile sen onu çağırınca başını ayak yapıp koşar. Yüz binlerce zıt, zıddını mahveder; sonra senin emrin yine onları varlık alemine getirir Aman ya Rabbi! Her an yokluk aleminden varlık alemine katar katar yüz binlerce kervan gelip durmakta! Hele her gece, bütün ruhlar, bütün akıllar, o uçsuz bucaksız derin denizlerde batar, yok olurlar. Yine sabah vakti, o Rabb’e mensup ruhlar ve akıllar balıklar gibi denizden baş çıkarırlar.
Güz mevsiminde o yüz binlerce dallar, yapraklar; bozguna uğrayıp ölüm denizine giderler. Kara kuzgun; yaslılar gibi siyahlar giyinerek bağlarda, yeşilliklerin matemini tutar. Varlık köyünün sahibinden, yokluğa, “Yediklerini geri var” diye tekrar ferman çıkar. “Ey kara ölüm; nebattan, ilaç olacak otlardan, köklerden, yapraklardan ne yedinse geri ver!” (diye emredilir) Kardeş, bir an aklını başına al! Sende de her an hazan ve bahar var. Gönül bahçesinin yemyeşil, terütaze, goncalar, güller, serviler ve yaseminlerle dolu olduğunu gör! Yaprakların çokluğundan dal gizlenmiş; güllerin fazlalığından kır ve köşk görünmüyor. Akl-ı Küll’den gelen bu sözler de, o gül bahçesinin, o servi ve sümbüllerin kokusudur. Gülün olmadığı yerden gül kokusu geldiğini, şarap olmayan yerde şarabın kaynayıp coştuğunu hiç gördün mü ki? Koku sana kılavuz ve rehberdir. Seni ta ebedi cennete ve Kevser ırmağına götürür.
Koku, göze ilaçtır, nurunu artırır. Yakub’un (as) gözü, bir kokudan açıldı. Kötü koku gözü karatır. Yusuf’un (as) kokusu ise göze nur verir. Yusuf değilsen bile Yakub ol; onun gibi matlubuna erişmek için ağla! Hakim-i Gaznevi’nin şu nasihatini dinle de eski vücudunda bir yenilik bul: “Naz için gül gibi bir yüzün yoksa kötü huyun etrafında dönüp dolaşma, nazlanma! Çirkin ve sarı bir yüzün nazı da çirkindir. Gözün hem kör, hem de hastalıklı oluşu meşküldür. Yusuf’a (as) karşı nazlanma, güzellik iddia etme! Yakub’casına (as) niyaz etmek ve ah eylemekten başka bir şey yapma! Tuti’nin (papağan) ölümünün manası niyazdı. Sen de niyaz ve yoksullukta kendini ölü yap! İsa’nın (as) nefesi seni diriltsin, kendisi gibi güzel ve mutlu bir hale getirsin! Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk bitiresin
 

Aks_i_NuR

Well-known member
Yok olsa, yahut yokluğun yüz kat dibine girse bile sen onu çağırınca başını ayak yapıp koşar..

Allah razı olsun kadeşim..El-emeğine sağlık..
 
Üst