Huseyni
Müdavim
Soru
1. sözde geçen şu paragrafı anlamak için yardımcı olur musunuz? "Evet bu kelime öyle mübarek bir definedirki;senin nihayetsiz aczin ve fakrın seni nihaytsiz kudrete, rahmete raptedip Kadiri rahimin dergahında aczi ,fakrı en makbul bir şefaatçi yapar"
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın aczi ve fakrı sonsuzdur. Nur Risalelerinde, “zulmetin nura ayna olması gibi”, insandaki bu acizliğin İlahi kudretin tecellisine, fakrın ise İlahi rahmetin tecellisine bir vesile olduğu sıkça ders verilir.
Acz ve fakrımızı Allah’a karşı hissitmemiz gerektiğine de ayrıca vurgu yapar. Biz neye muhtaç isek onun fakiriyiz ve neyi yapmaya güç yetiremiyorsak onun aciziyiz.. Bu nazarla bakıldığında insanın aczinin de fakrının da sonsuz olduğu anlaşılır.
Özet olarak arz edeyim: İnsan göz yapamaz, bundan acizdir, göze ihtiyacı vardır, onun fakiridir. O halde saçımızdan tırnağımıza, havadan suya meyvelerden sebzeler, güneşten aya, tâ cennet bahçelerine kadar her şeye muhtacız, bütün bunların fakiriyiz ve bütün bu ihtiyaçlarımızı kendi gücümüzle görmekten de çok uzağız, hepsine karşı aciziz. İşte kendini ve haricindeki âlemi bu nazarla seyreden insanın kalbi Rabbine karşı sonsuz bir muhabbetle ve haşyetle dolar.
Peygamber Efendimizin (asm.) “Fakrım benim fahrimdir.” hadis-i şerifini de bu nazarla değerlendirmek gerekir.
O halde, insan kendi aczini ne kadar fazla hissederse Allah’a o kadar fazla sığınır. Yine kendi fakrını ne denli hissederse Rabbinden o kadar fazla rahmet diler. Bu ruh haletini taşımak Allah’ın rahmetinin celbine vesile olması cihetiyle insan için büyük bir şefaatçi, büyük bir kuvvet menbaıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör
1. sözde geçen şu paragrafı anlamak için yardımcı olur musunuz? "Evet bu kelime öyle mübarek bir definedirki;senin nihayetsiz aczin ve fakrın seni nihaytsiz kudrete, rahmete raptedip Kadiri rahimin dergahında aczi ,fakrı en makbul bir şefaatçi yapar"
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın aczi ve fakrı sonsuzdur. Nur Risalelerinde, “zulmetin nura ayna olması gibi”, insandaki bu acizliğin İlahi kudretin tecellisine, fakrın ise İlahi rahmetin tecellisine bir vesile olduğu sıkça ders verilir.
Acz ve fakrımızı Allah’a karşı hissitmemiz gerektiğine de ayrıca vurgu yapar. Biz neye muhtaç isek onun fakiriyiz ve neyi yapmaya güç yetiremiyorsak onun aciziyiz.. Bu nazarla bakıldığında insanın aczinin de fakrının da sonsuz olduğu anlaşılır.
Özet olarak arz edeyim: İnsan göz yapamaz, bundan acizdir, göze ihtiyacı vardır, onun fakiridir. O halde saçımızdan tırnağımıza, havadan suya meyvelerden sebzeler, güneşten aya, tâ cennet bahçelerine kadar her şeye muhtacız, bütün bunların fakiriyiz ve bütün bu ihtiyaçlarımızı kendi gücümüzle görmekten de çok uzağız, hepsine karşı aciziz. İşte kendini ve haricindeki âlemi bu nazarla seyreden insanın kalbi Rabbine karşı sonsuz bir muhabbetle ve haşyetle dolar.
Peygamber Efendimizin (asm.) “Fakrım benim fahrimdir.” hadis-i şerifini de bu nazarla değerlendirmek gerekir.
O halde, insan kendi aczini ne kadar fazla hissederse Allah’a o kadar fazla sığınır. Yine kendi fakrını ne denli hissederse Rabbinden o kadar fazla rahmet diler. Bu ruh haletini taşımak Allah’ın rahmetinin celbine vesile olması cihetiyle insan için büyük bir şefaatçi, büyük bir kuvvet menbaıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör