Dünyada meşrû bir surette nefsine muhabbet, yani: Mehasisine bina edilen muhabbet değil, belki noksaniyetlerini görüp, tekmil etmeğe bina edilen şefkat ile onu terbiye etmek ve onu hayra sevketmek neticesi; o nefse lâyık mahbubları, Cennette veriyor. Nefis, mâdem dünyada hevâ ve hevesini Cenab-ı Hak yolunda hüsn-ü istîmal etmiş. Cihazatını, duygularını hüsn-ü suretle istihdam etmiş. Kerîm-i Mutlak, ona dünyadaki meşrû ve ubudiyetkârane muhabbetin neticesi olarak: Cennette, Cennetin yetmiş ayrı ayrı enva-ı zînet ve letafetinin nümuneleri olan yetmiş muhtelif hulleyi giydirip, nefisteki bütün hasseleri memnun edecek, okşayacak yetmiş enva-i hüsün ile vücudunu süslendirip; herbiri, ruhlu küçük birer Cennet hükmünde olan hurileri, o dâr-ı bekada vereceği, pekçok âyat ile tasrih ve isbat edilmiştir.