Konuya cevap cer

Muhammedi muhabbete mübtela olan bir aşığın hayatından kesitler 

 -devamı-

 


 [FONT=Times New Roman, serif]Karadavut ismiyle meşhur Delâil-ül-Hayrât ve Meşârık-ul-Envâr kitabının müellifi Muhammed Cezûlînin bu kitabı yazmaya karar vermesine neden olan yaşanmış hayat hikayesini dinledikten sonra, sanki  içime bir ateş düşmüştü, yüreğimde bir sızı başladı. Hoca efendiyi duymuyordum artık. Kendi kendime hayıflanıyordum. Yıllar önce almış olduğum o kitabı neden okumadım diye söylenip durdum. Misafir hoca efendiyi uğurladık. Ben hemen o kitabı buldum ve incelemeye başladım. Bu gerçekten de o kitaptı. Aslında önemli olan, kalın tek cilt halinde, birkaç  yüz sayfadan ibaret olan kağıt yığını değildi. Asıl önemli olan, içerisindeki kıymetli salavat-ı şerifelerdi.[/FONT]

 [FONT=Times New Roman, serif]Ramazan ayı olması hasebiyle teravih namazını kıldıktan sonra salavat-ı şerifeleri okumaya başladım. Sahur vakti geldi, sahuru yaptıktan sonra da devam ettim, tâki sabah namazına kadar. Sabah namazını eda ettikten sonra, okumaya başlarken niyet duasında olduğu gibi Efendimizi görme niyetini tekrarladım ve yatağa yattım. Gözlerimi kapattıktan bir müddet sonra hayatımda hiç görmediğim bir şekilde gözlerime küçük bir nokta halinde bir ışık belirdi. Bu ışık büyümeye başladı. Öyle büyüdüki, bu ışık tamamen gözlerimin içini doldurdu. Ben b u durumu hayretle izliyordum. Daha sonra öyle bir nûr yansıdıki, ömrümde öyle canlı renkleri görmemiştim. Bu Efendimizin  nûruydu. Bu  nûrun yansımasıyla Efendimiz karşımdaydı. Ben o an hem şok olmuş ve Onun güzelliğine ve  nûruna hayranlıkla bakıyordum. Bu hayranlıktan olsa gerekki ben ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyetteydim. Efendimiz ise bana gülümsüyordu. Ben artık kendimi tutamadım birden ağlamaya başladım. Bu lütuf, bu ihsan, bu sa'âdet karşısında ağladım ağladım. Aynı zamanda şok içerisindeydim, çünkü böyle bir ânı hiç hesap etmemiştim. Benim o anki halimden olsa gerekki, gülümseyerek birden kayboldu. Ben kendimi firenleyemiyordum, gözlerimdeki yaşlar dinmiyordu. Kendimi sokağa attım, hem yürüyor hem ağlıyordum. Saatlarca bir mecnun gibi yürüdüm, nereye gittiğimi bilmeden...[/FONT]

 


 [FONT=Times New Roman, serif]Bir geceyi sabahlarken 


Hem salât hem selâm okurken 


Sabah oldu kıldım namaz 


Yatarken Rabbime etmiştim niyaz 


Arzularım o sevdaya 


Kavuşmaktı Rasulullaha 


Bağrım uykuya dalıyorduki 


Birden bir nûr aksetti gözlerime 


Hem Rasulullah geldi tebessümle 


Ömrümde görmedim öyle nûr 


Hem i[FONT=Times-Roman, Times New Roman, serif]ç[/FONT]im oldu pürnur 


Ben şaşkına döndüm bir an 


Hem aşkınla sarhoş oldum o an 


Saygımdan dilim tutulmuştu 


Edemedim bir ka[FONT=Times-Roman, Times New Roman, serif]ç[/FONT]kelam 


Güzelliğine hayranlığımdan 


Olmuştum Ona ram 


Ben seyrine dalmıştımki 


Bilmiyorum ne kadar ge[FONT=Times-Roman, Times New Roman, serif]ç[/FONT]ti zaman 


Hayret hayran bakarken ben 


Gitti tebessümle yeniden 


Beni birden hüzün bastı 


Aktı yaşlar gözlerimden 


Ey Nebi ararım seni 


Bitab düştüm özleminden 


[/FONT]



[FONT=Times New Roman, serif]devam edecek...

 [/FONT]


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst