Muhammedi muhabbete mübtela olan bir aşığın hayatından kesitler
[FONT=Times New Roman, serif]-devamı-[/FONT]
Hayatım adeta bir zındana dönmüşken, Efendimiz salallahü aleyhi ve sellem'in gelişiyle tüm ızdıraplarım dinmiş, adeta yeniden doğmuş gibiydim...Zaman zaman benim iradem dışında çeşitli ilhamlar geliyor, bazen bu kalbime doğarken, bazen de kendi iradem dışında dilimle söyletiliyordu.
Ehlullah derki: ''İlahi ilhamlar; istemekle gelmez, bir sebepten dolayı da gitmezler, belirli bir zamanda ve belirli bir şekilde de gelmez...'' bende de böyle oluyordu.
Günlük zikirlerime Lafza-i Celal'i, Efendimize salavat-ı şerifeleri ve La ilahe illallah'' zikrinikendime vird edinmiştim. Bir gece , katından ilim öğretmesi için Rabbime yalvardım. Sabah namazından sonra, yakaza halindeyken bana ''Alîm'' esmasının arapça ve latince rakamlarla 160 defa ve on artırarak zikretmem gösterildi. Bundan böyle günlük zikirlrrime ''Alîm'' esmasını da eklemiş oldum.
''İhlasla "Yâ Alim" diyen bir müslüman bu isme devam etse, maddi ve manevi ilim kapıları kendisi için açılır.''
Ya Alîm
Her şeyi ilminle en iyi bilen sensin
Biz aciz kullarız, her şeyi bildiren de sensin
Ezelden de ebede kadar da bilen sensin
İlimler senden akar gelir bizlere
Çünkü ilmin kaynağı sensin
Bildiren de, gördüren de, işittiren de sensin
Lafza-i Celal'e dilimi öyle alıştırmıştımki, ''Halk arasında dahi Hakk ile olmak'' sırrı gereği sokakta, çarşıda, pazarda hiç dilimden düşürmüyor, hep zikrediyordum. Birgün yine çarşıya çıkmıştım ve her zaman olduğu gibi sessizce zikrediyordum. Bir müddet sonra birden irkildim. Allah Allah sesini duyuyordum ama bu çok farklıydı. Biraz durdum ve dinledimki, kalbim aynı ritimde Allah Allah diye zikrediyordu. Hani derlerya tüylerim diken diken oldu diye, aynen öyle oldu.
Ehil kimseler: ''Lâfza-i Celâl zikri, kalbde bir harâretin doğmasına sebep olur. Bu harâret, kalbi tasfiye eder ve orada zikrin nûrunun zuhûrunu sağlar.'' demişlerdir.
“Dünyâya geliş ve gidiş” gibi iki muazzam ve dehşet verici gerçek arasında sıkışan beşerî idrâk, dünyâ ve ukbâya âid kâmil bir değer hükmüne ulaşıp hâl ve hareketler buna göre tanzîm edilmedikçe, çocukların oyuncakları gibi izâfî gölgeler âleminden kurtulup hakîkat yurduna doğru mânevî bir yolculuğa çıkamaz.
''Her neye noksan bakarsan ol sana noksan olur
Eğer kemaliyle bakarsan ol kemalindir senin''.
[FONT=Times New Roman, serif]
devam edecek[/FONT]
............................................................................................................
[FONT=Times New Roman, serif]Selamün aleyküm
Allah cc 'ın Rahmeti, Bereketi ve Selamı üzerinize olsun kardeşlerim.
Peygamberimiz (s.a.v)'e salavat okumak için her hafta pazartesi günleri akşam 20:00 -8- de salavat okumalarında aynı saatte buluşuyoruz.
Dünyanın neresinde olursanız olun sizleri de bizimle aynı gün ve aynı saatte salavat okumaya davet ediyoruz. [/FONT]