Ömür sermâyesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur. Birbiri içinde mütedâhil dâireler gibi, her
insanın kalb ve mide dâiresinden ve cesed ve hâne dâiresinden, mahalle ve şehir dairesinden ve vatan ve memleket dâiresinden ve Küre-i Arz ve nev-i
beşer dairesinden tut.. tâ zîhayat ve dünya dâiresine kadar, birbiri içinde dâireler var. Herbir dâirede herbir insanın bir nevi vazifesi
bulunabilir. Fakat en küçük dâirede, en büyük ve ehemmiyetli ve daimî vazife var. Ve en büyük dâirede en küçük ve muvakkat, arasıra vazife
bulunabilir. Bu kıyas ile -küçüklük ve büyüklük mâkûsen mütenâsib- vazifeler bulunabilir. Fakat büyük dâirenin câzibedarlığı
cihetiyle küçük dâiredeki lüzumlu ve ehemmiyetli hizmeti bıraktırıp lüzumsuz, malâyâni ve âfâkî işlerle meşgul eder. Sermâye-i hayatını boş yerde imha
eder. O kıymetdar ömrünü kıymetsiz şeylerde öldürür. Ve bazan bu harb boğuşmalarını merak ile takib eden, bir tarafa kalben
tarafdar olur. Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik olur.
insanın kalb ve mide dâiresinden ve cesed ve hâne dâiresinden, mahalle ve şehir dairesinden ve vatan ve memleket dâiresinden ve Küre-i Arz ve nev-i
beşer dairesinden tut.. tâ zîhayat ve dünya dâiresine kadar, birbiri içinde dâireler var. Herbir dâirede herbir insanın bir nevi vazifesi
bulunabilir. Fakat en küçük dâirede, en büyük ve ehemmiyetli ve daimî vazife var. Ve en büyük dâirede en küçük ve muvakkat, arasıra vazife
bulunabilir. Bu kıyas ile -küçüklük ve büyüklük mâkûsen mütenâsib- vazifeler bulunabilir. Fakat büyük dâirenin câzibedarlığı
cihetiyle küçük dâiredeki lüzumlu ve ehemmiyetli hizmeti bıraktırıp lüzumsuz, malâyâni ve âfâkî işlerle meşgul eder. Sermâye-i hayatını boş yerde imha
eder. O kıymetdar ömrünü kıymetsiz şeylerde öldürür. Ve bazan bu harb boğuşmalarını merak ile takib eden, bir tarafa kalben
tarafdar olur. Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik olur.