Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede şöyle buyurur:
“Ey îmân edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınan takvâ sahibi kullar olasınız diye, sayılı günlerde size de farz kılındı...” (Bakara, 183-184)
Ebû Ümâme -radıyallahü anh- der ki:
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’i Vedâ Haccı’nda insanlara hitâb ederken işittim. Şöyle buyuruyordu:
“Rabbiniz olan Allah’a karşı takvâ sahibi olunuz! Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını hakkıyla ödeyiniz. İdârecilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin cennetine girersiniz.” (Tirmizî, Cum’a, 80/616)
Ebû Ümâme -radıyallahü anh- Peygamber Efendimiz’e:
“–Bana öyle bir amel tavsiye et ki, Allâh Teâlâ beni onunla mükâfâtlandırsın” diye bir talebde bulunmuştu.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
“–Sana orucu tavsiye ederim, zîrâ onun bir misli yoktur!” buyurdular. (Nesâî, Sıyâm, 43)