Konuya cevap cer

İkinci Pencere

Eşya, vücud ve teşahhusatlarında, nihayetsiz imkânat yolları içinde mütereddid, mütehayyir, şekilsiz bir surette iken, birdenbire gayet muntazam, hakîmane öyle bir teşahhus-u vechî veriliyor ki; meselâ herbir insanın yüzünde, bütün ebna-yı cinsinden herbirisine karşı birer alâmet-i farika, o küçük yüzde bulunduğu ve zahir ve bâtın duygularıyla kemal-i hikmetle teçhiz edildiği cihetle, o yüz gayet parlak bir sikke-i ehadiyet olduğunu isbat eder. Herbir yüz, yüzer cihetle bir Sâni'-i Hakîm'in vücuduna şehadet ve vahdetine işaret ettikleri gibi, bütün yüzlerin heyet-i mecmuasıyla izhar ettikleri o sikke, bütün eşyanın Hâlıkına mahsus bir hâtem olduğunu akıl gözüne gösterir.


Ey münkir! Hiçbir cihetle kabil-i taklid olmayan şu sikkeleri ve mecmuundaki parlak sikke-i Samediyeti hangi tezgâha havale edebilirsin?...


Sözler




Teşahhusat: Şahıslanmalar, belirlenmeler, anlatılabilir ve tarif edilebilir duruma gelmeler.

İmkânat: İmkanlar, olabilmeler.

Mütereddid: Tereddüdlü, kararsız.

Mütehayyir: Hayrette kalmış, şaşmış.

Hakîmane: Hikmetli olarak, herşeyde faydalar ve gayeler gözetircesine. 

Teşahhus-u vechî: Yüze ait belirlenme, yüz bakımından belirli şekil ve özellik. 

Ebna-yı cins: Aynı cinsten (türden) olanlar. 

Alâmet-i farika: Ayırt edici işaret.

Zahir: Açık, görünür, görünen, belli.

Bâtın: İç, görünmeyen, içyüz.

Kemal-i hikmet: Tam bir hikmet, kusursuz ve mükemmel olarak gayeleri ve faydaları gözetmek.

Teçhiz: Donatma.

Sikke-i ehadiyet: Allah'ın (cc) birlik damgası, herbir varlığın üstünde birtek Allah'a (cc) ait olduğunu gösteren damga (özellik).

Sâni'-i Hakîm: Hikmet sahibi olan, her şeyi san'atla ve hikmetle yaratan Allah.

Vahdet: Birlik, teklik, Allah'a (cc) ait birlik.

Heyet-i mecmua: Bütünündeki durum, toplamının durumu.

İzhar: Açığa vurma, meydana çıkarma, ortaya koyma.

Sikke: Ait olduğu yeri belirten ve gösteren damga, mühür, işaret.

Hâlık: Yaratıcı Allah (cc), yoktan en güzel şekilde yaratan Allah (cc).

Hâtem: Mühür.

Münkir: İnkar eden, inkarcı.

Cihet: Yön, taraf.

Kabil-i taklid: Taklid edilebilir, benzeri yapılabilir.

Mecmuun: Toplamın, bütünün, hepsinin.

Sikke-i Samediyet: Allah'ın (cc) hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin her an kendisine muhtaç olduğunu gösteren damga (işaret).


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst