Kıymetli Kardeşim;
Öncelikle fetva veren ateşe yakındır ve fetva ile alakalı meselelerde şahsi görüşlerden kaçınmamız gerektiğini çok iyi bildiğinizi düşünüyorum.
İslamın kelime manasında dahi teslim olmak vardır. Ve mümin kalbi ve aklı ile bütün hissiyat ve uzuvları biribirine muhalif etmeden inanmasını gerektirir. İslamiyetin ve tasavvufun bazi kaidelerini kısacık aklımız almıyor diye kalbimizin isteğini geri çeviremeyiz.
İlgili mesele Ehli Sünnet Fıkıh ve Akaid kitablarında mevcut olduğu kati ve ispat edilmiştir. Onun için burada bir iki ayet ve hadis göstererek bu gibi meseleleri ilzam etmek gereksiz düşecektir.
10 yıl boyunca yaptığınızı ifade ediyorsunuz. Yaptığınız şeyi nasıl ve nereden öğrendinizde yaptınız? Hadi yaptınız sonra bir iki ayet duyunca vazmı geçtiniz? İslamiyet bir bütündür bir ayet ve hadis ile amel etmek itikadımıza aykırıdır. Bir taşı yerinden oynatmak islamiyete zarar vermez ancak kendi itikadımıza zarar verecektir. Onun için daha iyi araştırmalı ve ilgili kaynaklara bakılmalı aklımıza tabi olmak yerine islam akaidine teslim olunmalı.
İkinci mesele ise Bidat; bidatı kendinize göre tarif etmeye çalıştığınızı okudum bir kaç ayet ile bidatın zararlarından bahsettiniz. Bidatın ne olduğu ve neyin bidat olduğu yine kaynaklarda mevcuttur.
Bu iki meseleyi şahsi düşünceleriniz dışındaki kaynaklarınızı belirtebilir misiniz? Herkesin bir ihtisas alanı vardır. Bu meseleler üzerine bir çok mertebeleri katetmiş kaynaklar mevcuttur. Buradakilere mi istinad ediyorsunuz yoksa aklınıza mı?
Biz ehli iman ne diyoruz; ehli sünnet velcemaatteniz diyerek itikadda şu amelde bu demekteyiz. Madem böyle diyoruz neden iman ettiğimiz hususlara tabi olmayı bırakıp kendi mezhebimize itimad ediyoruz?