Konuya cevap cer

Cevap: Reşhalar - Sayfa: 36



şehadetleriyle mâlik olduğu kuvvet-i imaniyeyle musaddaktır. Ve keza, siyer-i nebeviyenin şehadetiyle derece-i vüsûku ve kemâl-i ciddiyet ve metaneti ve bütün işlerinde ve harekâtında kuvvet-i emniyeti, hakka mütemessik ve hakikate sâlik olduğunu tasdik eden kat’î delillerdir. Evet, yaprakların yeşilliği, çiçeklerin tarâvet ve güzelliği ve semerelerin tazeliği, ağacın canlı, hayatlı, hayy olduğuna sadık şahittirler.

DÖRDÜNCÜ REŞHA: Arkadaş! Tûl-i zaman ve bu’d-i mekânın muhâkemat‑ı akliyede tesiri çoktur. Maahaza, 1  لَيْسَ الْخَبَرُ كَالْعَيَانِdüsturuna ittibâen, şu zaman ve muhitin hayalâtından çıkarak tayy-ı zaman ve mekânla, hayalen Ceziretü’l-Araba gidelim ve Medine-i Münevverede nurânî ve yüksek minber-i saadetine çıkmış, nev-i beşere hitaben irşadatta bulunan o zât-ı muallâyı bizzat görüp sözlerini dinlemeliyiz.


İşte, hayalen oraya gittik. Bak, harika bir surette hüsn-ü suret ile hüsn-ü sîreti cem eden o mürşid-i umumî, o hatîb-i kudsî, cevâhir dolu bir kitab-ı mu’cizülbeyan eline alarak, bütün insanlara mele-i âlâdan nâzil olan bir hutbe-i ezeliyeyi okuyor. Ve bütün benî Âdemi ve cinleri ve mevcudatı dinletiyor. Evet, pek büyük bir emirden haber veriyor. Hilkat-i âlemin acip muammâsını açıyor. Kâinatın sırr-ı hikmetine dair tılsımı açıyor. Felsefe ve fenn-i hikmetin, nev-i beşere,


 


[NOT]Dipnot-1 Haber, gözle görmeye benzemez, ikisi aynı şey değildir.

[/NOT]





Ceziretü’l-Arab: (bk. bilgiler – Arap Yarımadası)Medine-i Münevvere: (bk. bilgiler – Medine)
acip: hayret verici, şaşırtıcıbenî Âdem: Âdemoğulları; insanlık
bizzat: doğrudan, aracısız olarakbu’d-i mekân: mekânın uzaklığı
cem eden: toplayan, bir araya getirencevâhir: her birisi paha biçilmez değer taşıyan mücevherler
derece-i vüsûk: güvenilirlik derecesidüstur: kâide, kural
fenn-i hikmet: varlıklardaki hikmetleri araştıran ilim, felsefehak: doğru gerçek
hakikat: doğru gerçekharekât: hareketler, davranışlar
hatib-i kudsî: insanlara hak ve hakikatleri anlatan kutsal hatiphayalen: hayal ederek
hayalât: hayallerhayy: diri, canlı
hilkat-i âlem: varlıklar âleminin yaratılışıhitaben: hitap ederek, seslenerek
hutbe-i ezeliye: ezelî hutbe; Ezelî olan Allah’ın insanlara ve cinlere bir hutbesi olan Kur’ânhüsn-ü suret: dış görünüş güzelliği
hüsn-ü sîret: ahlâk ve sıfat güzelliğiirşadat: irşadlar; doğru yolu gösteren nasihat ve emirler
ittibâen: tâbi olarakkat'î: kesin bir şekilde
kemâl-i ciddiyet: tam bir ciddiyetkeza: aynı, aynı biçimde
kitab-ı mu’cizülbeyan: açıklama ve izahları mu’cize olan kitapkuvvet-i emniyet: güven verme özelliği
kâinat: evrenmaahaza: bununla beraber, bununla birlikte
mele-i âlâ: en yüce ve yüksek meclismetanet: sağlamlık, kararlılık
mevcudat: varlıklarminber-i saadet: Hz. Peygamber’in (a.s.m.) saadet kaynağı olan yüce makâmı
muammâ: anlaşılması zor olan sırmuhit: çevre, etraf
muhâkemat-ı akliye: akıl yürütmeler, değerlendirmelermusaddak: doğrulanmış, onaylanmış
mâlik: sahipmürşid-i umumî: bütün insanlığı irşad edip doğru yolu gösteren
mütemessik: sıkı sıkıya yapışan; bağlanannev-i beşer: insanlık
nurânî: nurlu, etrafına nur saçannâzil olan: inen, indirilen
reşha: “sızıntı” mânâsını taşıyan başlıklardan her birisisadık: doğru
semere: meyvesiyer-i nebeviye: Peygamberimizin hayatı
suret: biçim, şekilsâlik: bir yola giren, bir yolda gitmek
sırr-ı hikmeti: gayelerinin esprisitarâvet: tazelik
tayy-ı zaman ve mekân: zaman ve mekân sınırlarını ortadan kaldırmatûl-i zaman: uzun zaman dilimi
tılsım: sır, gizli gerçekubudiyet: kulluk
zât-ı muallâ: yüce zâtşehadet: şahitlik, tanıklık

 



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst