Konuya cevap cer

Cevap: Reşhalar - Sayfa: 476



Birinci levha: Hüsn-ü san’attır


İkinci levha ise: Tefekkür ve istihsandır.


Bu iki daire ile iki levha arasındaki münasebete bakınız ki, ubudiyet dairesi bütün kuvvetiyle rububiyet dairesi hesabına çalışıyor. Tefekkür, teşekkür, istihsan levhası da bütün işaretleriyle hüsn-ü san’at ve nimet levhasına bakıyor.


Bu hakikati gözünle gördükten sonra, rububiyet ve ubudiyet dairelerinin reisleri arasında en büyük bir münasebetin bulunmamasına aklınca imkân var mıdır? Ve Sâniin makasıdına kemâl-i ihlâsla hizmet eden ubudiyet reisinin Sâni ile azîm bir münasebeti ve kavî bir intisabı ve o intisapla her iki daire reisleri arasında bir muârefe ve mükâleme ve alışverişin olmamasına ihtimal var mıdır? Öyleyse, bilbedâhe tahakkuk etti ki, ubudiyet reisi, rububiyetin has mahbup ve makbulüdür. 


Ey insan! Bu süslü masnuatı envâ-ı mehasinle tezyin eden ve bütün zîhayat olanların zevklerine, iştahlarına göre bu kadar nimetleri in’âm eden Sâni’in en kâmil, en cemîl ve ibadetine kemâl-i iştiyakla teveccüh eden ve Sâni’in mehasin-i san’atına takdir ve istihsanatıyla arş ve ferşi taraba, sevinmeye getiren ve Sâniin ihsanatına yaptığı teşekkürat ve tekbirat ile berr ve bahri cezbeye getiren şu güzel mahlûk ve masnuuna iltifat edip sözünü nazar-ı itibara almaması ve teşekküratına mukabele etmemesi ve teveccüh edip, kendisiyle konuşmaması ve iktidarına göre bütün mahlûkata bir imam ve mürşid yapmaması imkânı var mıdır? 




 



Sâni: her şeyi san’atla yaratan Allaharş ve ferş: gök ve yer
azîm: büyük, yüceberr ve bahr: denizler ve karalar
bilbedâhe: ap açıkcemîl: güzel
cezbe: Allah aşkıyla kendinden geçmeenvâ-ı mehasin: çeşitli güzellikler
hakikat: gerçekhas: özel
hüsn-ü san’at: san’at güzelliği, güzel san’atlarihsanat: iyilikler, bağışlar
iktidar: güç, kudretiltifat etmek: yönelmek, değer vermek
imam: önder, rehberimkân: mümkün olma, olabilirlik
intisab: bağlanma, mensup olmain’âm eden: nimetlendiren
istihsan: beğenme, güzel bulmaistihsanat: beğenmeler, güzel bulmalar
iştah: istek, arzukavî: kuvvetli, sağlam
kemâl-i ihlâs: mükemmel ve kusursuz samimiyetkemâl-i iştiyak: tam bir istek ve arzu
kâmil: olgun, mükemmellevha: görünen manzara; tablo
mahbup: sevgilimahlûk: yaratılmış varlık, yaratık
mahlûkat: yaratılmışlar, yaratıklarmakasıd: gayeler, istenilen şeyler
makbul: kabul görenmasnu: san’at eseri
masnuat: san’at eseri varlıklarmehasin-i san'at: san’at güzellikleri
mukabele etmek: karşılık vermekmuârefe: karşılıklı tanışma, bilişme; birbirini bilip tanıma
mükâleme: karşılıklı konuşmamünasebet: bağlantı, bağ
mürşid: doğru yolu gösterennazar-ı itibar: dikkate alma
nimet: iyilik, lütuf, ihsanreis: başkan
rububiyet:  Allah’ın her varlığa, yaratılış gayelerine ulaşmaları için zarar verici  şeylerden koruyup, onları terbiye etmesi, tedbir, tasarruf ve  egemenliği altında bulundurmasıtahakkuk etmek: gerçekleşmek
takdir: övgütaraba getiren: sevinç veren
tefekkür: Allah’ı tanımak için etraflıca ve derinlemesine düşünmetekbirat: tekbirler
teveccüh etmek: yönelmektezyin eden: süsleyen
teşekkürat: teşekkürlerubudiyet: kulluk, ibadet
ubudiyet reisi: Allah'a hakiki kulluğu gösteren lider; Hz. Peygamber (a.s.m.)zîhayat: canlı, hayat sahibi

 



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst