memluk
Hatim Sorumlusu
Risale-i Nur okumada yaşa göre nasıl farklılıklar görülüyor. Mesela otuz-kırk yaşında yaşında vs. nelere dikkat etmek lazım? İkinci olarak Külliyatı üç kere devreden nasıl değişir, beş kere devreden ve on kere devreden nasıl değişir? Külliyatı yirmi beş kere okumak yüksek bir derece midir?
Çok okumak elbette güzel ve faydalıdır; lakin okuduğumuzu anlamak ve onun üstünde müzakere ve mütalaa etmek, daha güzel ve daha faydalıdır. İnsanı değiştiren çok okumak değil, okuduğunu anlamak ve hazmetmektir. Değişim, akıl midesinde manaların hazmedilmesi ile başlar. Yoksa Risale-i Nurları vird ve zikir makamında okumak, mütalaa ve müzakereden uzak bir sığlıkla meşgul olmak, çok az netice verdirir.
Üstad Hazretleri bu hususa şu şekilde işaret ediyor:
"Hem iman yalnız ilim ile değil; imanda çok letâifin hisseleri var. Nasıl ki, bir yemek mideye girse, o yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor. İlimle gelen mesâil-i imaniye dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecâta göre ruh, kalb, sır, nefis, ve hâkezâ, letâif kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların hissesi olmazsa noksandır."(1)
Üstad Hazretlerinin yukarıdaki ifadelerinden anlaşılan, akıl midesi insanın manevi cesedinin beslenmesinde ve gelişip büyümesinde tıpkı maddi cesetteki mide gibidir. Mide olmasa ceset de olmaz; aynı şekilde akıl olmaz ise diğer hisler de bir işe yaramaz. Bu yüzden insandaki manevi aza ve hislerin terakki ve tekemmülünde ilim ve akıl temel ölçüdür. İnsanı geliştiren ve büyüten anlamak ve tefekkürdür.
Ama çok okuyup çok anlamak en güzel olanıdır. Yanlış anlaşılmasın, anlamıyorsan okumayı terk et demiyoruz; ama anlamak yolunda mücadele içinde olursak daha verimli ve daha hızlı yol kat ederiz. Bazıları Risale-i Nurları vird ve cevşen gibi görüp, okumak ve mütalaa üstünde pek durmuyorlar. Bu da insanın değişmesinde ve gelişmesinde önemli bir engeldir.
Okuma yaşından ziyade kapasite ve tecrübeye dikkat etmek gerekir. Kapasitesi ve tecrübesi zayıf olanlara ağır yerler okutturulmamalıdır. Önce anlaşılması kolay ve ihtiyaç haline gelmiş yerlerden başlamak daha faydalı olur kanaatindeyiz.
(1) bk. Mektubat, Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas.
Çok okumak elbette güzel ve faydalıdır; lakin okuduğumuzu anlamak ve onun üstünde müzakere ve mütalaa etmek, daha güzel ve daha faydalıdır. İnsanı değiştiren çok okumak değil, okuduğunu anlamak ve hazmetmektir. Değişim, akıl midesinde manaların hazmedilmesi ile başlar. Yoksa Risale-i Nurları vird ve zikir makamında okumak, mütalaa ve müzakereden uzak bir sığlıkla meşgul olmak, çok az netice verdirir.
Üstad Hazretleri bu hususa şu şekilde işaret ediyor:
"Hem iman yalnız ilim ile değil; imanda çok letâifin hisseleri var. Nasıl ki, bir yemek mideye girse, o yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor. İlimle gelen mesâil-i imaniye dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecâta göre ruh, kalb, sır, nefis, ve hâkezâ, letâif kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların hissesi olmazsa noksandır."(1)
Üstad Hazretlerinin yukarıdaki ifadelerinden anlaşılan, akıl midesi insanın manevi cesedinin beslenmesinde ve gelişip büyümesinde tıpkı maddi cesetteki mide gibidir. Mide olmasa ceset de olmaz; aynı şekilde akıl olmaz ise diğer hisler de bir işe yaramaz. Bu yüzden insandaki manevi aza ve hislerin terakki ve tekemmülünde ilim ve akıl temel ölçüdür. İnsanı geliştiren ve büyüten anlamak ve tefekkürdür.
Ama çok okuyup çok anlamak en güzel olanıdır. Yanlış anlaşılmasın, anlamıyorsan okumayı terk et demiyoruz; ama anlamak yolunda mücadele içinde olursak daha verimli ve daha hızlı yol kat ederiz. Bazıları Risale-i Nurları vird ve cevşen gibi görüp, okumak ve mütalaa üstünde pek durmuyorlar. Bu da insanın değişmesinde ve gelişmesinde önemli bir engeldir.
Okuma yaşından ziyade kapasite ve tecrübeye dikkat etmek gerekir. Kapasitesi ve tecrübesi zayıf olanlara ağır yerler okutturulmamalıdır. Önce anlaşılması kolay ve ihtiyaç haline gelmiş yerlerden başlamak daha faydalı olur kanaatindeyiz.
(1) bk. Mektubat, Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas.