Konuya cevap cer

ﺍَﻟْﺒَﺎﺏُ ﺍﻟﺮَّﺍﺑِﻊُ

Dördüncü Bâb


Lâ ilâhe illallah hakkındadır.


İki Fasıl'dır.


Birinci Fasıl 


Hazret-i Hızır'ın (a.s.) meşhûr ve mühim bir virdi mebde' ve esâs olarak ma'rifetullâhta ve tevhîdin merâtibinde altmış üç mertebeye işâret ediyor. O altmış üç mertebenin herbirisi iki cümledir. ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ* vahdâniyeti isbât ettiği gibi ﻫُﻮَ ile başlayan isimler, Vücûd-u Vâcibi isbât ediyor. Âdetâ birinci cümle vahdâniyeti gösterdiği zamân bir suâl-i mukadder hâtıra geliyor. "O vâhid kimdir? Nasıl bileceğiz?" diye vâki' olan suâle, meselâ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦُ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢُ ile cevâb veriyor. Yani kâinâtı dolduran âsâr-ı şefkat ve merhamet Onundur. O Rahmân'ı tanıttırıyor ve hâkezâ... Kıyâs et.


ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪ*ِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ



ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺍِﻧِّﻰ ﺍُﻗَﺪِّﻡُ ﺍِﻟَﻴْﻚَ ﺑَﻴْﻦَ ﻳَﺪَﻯْ ﻛُﻞِّ ﻧِﻌْﻤَﺔٍ ﻭَ ﺭَﺣْﻤَﺔٍ ﻭَ ﺣِﻜْﻤَﺔٍ ﻭَ ﻋِﻨَﺎﻳَﺔٍ ﻭَ ﺑَﻴْﻦَ ﻳَﺪَﻯْ ﻛُﻞِّ ﺣَﻴَﺎﺓٍ ﻭَ ﻣَﻤَﺎﺓٍ ﻭَ ﺣَﻴْﻮَﺍﻥٍ ﻭَ ﻧَﺒَﺎﺕٍ ﻭَ ﺑَﻴْﻦَ ﻳَﺪَﻯْ ﻛُﻞِّ ﺯُﻫْﺮَﺓٍ ﻭَ ﺛَﻤَﺮَﺓٍ ﻭَ ﺣَﺒَّﺔٍ ﻭَ ﺑُﺬْﺭَﺓٍ، ﻭَ ﺑَﻴْﻦَ ﻳَﺪَﻯْ ﻛُﻞِّ ﺻَﻨْﻌَﺔٍ ﻭَ ﺻِﺒْﻐَﺔٍ ﻭَ ﻧِﻈَﺎﻡٍ ﻭَ ﻣِﻴﺰَﺍﻥٍ، ﻭَ ﺑَﻴْﻦَ ﻳَﺪَﻯْ ﻛُﻞِّ ﺗَﻨْﻈِﻴﻢٍ ﻭَ ﺗَﻮْﺯِﻳﻦٍ ﻭَ ﺗَﻤْﻴِﻴﺰٍ ﻓِﻰ ﻛُﻞِّ ﺍﻟْﻤَﻮْﺟُﻮﺩَﺍﺕِ ﻭَ ﺫَﺭَّﺍﺗِﻬَﺎ ﺷَﻬَﺎﺩَﺓً


(10) Bu şehâdetlerde iki hüküm var. Birisi vahdâniyeti gösterir.


ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ* dır. Diğeri o vâhidin vücûdunu isbât eder ki ﻫُﻮَ ile başlayan isimlerdir. Herbir ﻫُﻮَ geldiği vakit bir suâl-i mukaddere cevâbdır.


Gûyâ deniliyor ki; "O İlâh-ı vâhidi nasıl tanıyacağız?"


Cevâb veriyor ki; Meselâ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺴَّﻤِﻴﻊُ ﺍﻟْﺒَﺼِﻴﺮُ bunda diyor ki: "Bu mevcûdâtın derdlerini görüp dinleyen birisi var ki, istediklerini yapıyor." Böyle âsâr-ı ef'âl-i İlâhiyeyi ve o ef'âl; Semî', Basîr gibi isimleri isbât eder. O isimler mevsûfların vücûdunu gösterirler. İşte bütün bu cümleler bu tarzdadırlar. Âsâr ile ef'âli, ef'âl ile esmâyı, esmâ ile Vücûd-ı Vâcib'i isbât ederler.


ﻧَﺸْﻬَﺪُ ﺍَﻥْ ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺤَﻰُّ ﺍﻟْﻘَﻴُّﻮﻡُ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﺍﻟﺪَّﻳْﻤُﻮﻡُ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻭَﺣْﺪَﻩُ ﻟﺎَ ﺷَﺮِﻳﻚَ ﻟَﻪُ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻌَﺰِﻳﺰُ ﺍﻟْﺠَﺒَّﺎﺭُ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺤَﻜِﻴﻢُ ﺍﻟْﻐَﻔَّﺎﺭُ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍْﻟﺎَﻭَّﻝُ ﻭَ ﺍْﻟﺎَﺧِﺮُ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﻈَّﺎﻫِﺮُ ﻭَ ﺍﻟْﺒَﺎﻃِﻦُ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺴَّﻤِﻴﻊُ ﺍﻟْﺒَﺼِﻴﺮُ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﻠَّﻄِﻴﻒُ ﺍﻟْﺨَﺒِﻴﺮُ ...



11 ﺍﻟْﺤَﻨَّﺎﻥُ Rahmetlerin en latîf cilvesini gösterendir.


12 ﺍﻟْﻤَﻨَّﺎﻥُ Ni'met verici demektir. ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻌْﺮُﻭﻑُ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟْﻌَﺎﺭِﻓِﻴﻦَ ﴿٣١﴾



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻌْﺒُﻮﺩُ ﺍﻟْﺤَﻖُّ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟْﻌَﺎﺑِﺪِﻳﻦَ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﺸْﻜُﻮﺭُ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟﺸَّﺎﻛِﺮِﻳﻦَ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﺬْﻛُﻮﺭُ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟﺬَّﺍﻛِﺮِﻳﻦَ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﺤْﻤُﻮﺩُ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟْﺤَﺎﻣِﺪِﻳﻦَ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻮْﺟُﻮﺩُ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟﻄَّﺎﻟِﺒِﻴﻦَ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻮْﺻُﻮﻑُ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟْﻤُﻮَﺣِّﺪِﻳﻦَ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﺤْﺒُﻮﺏُ ﺍﻟْﺤَﻖُّ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟْﻤُﺤِﺒِّﻴﻦَ ...



13 ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻌْﺮُﻭﻑُ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟْﻌَﺎﺭِﻓِﻴﻦَ fıkrasından sonraki fıkraların meâli şudur ki: "O İlâh-ı Vâhid'i tanımak istiyorsan bak bütün nev'-i beşerde gelen âriflerin ayrı ayrı yollarla delîlleriyle tanıdıkları bir Ma'rûf var. İşte o Ma'rûf O'dur. O İlâh-ı Vâhid'in böyle had ve hesâba gelmez ehl-i ma'rifetin had ve hesâba gelmez ayrı ayrı tarzlarda tanıdıkları bir Zâtın vücûdu güneş gibi zâhir olur. Hem nev'-i beşerdeki had ve hesâba gelmez âbidlerin bir tek Ma'bûda ibâdet etmeleri ve o ibâdete karşı mukâbele-i ma'neviye görmeleri ve münâcât ve füyûzâta mazhar olmaları güneş gibi o Ma'bûdun vücûdunu muzâaf tevâtürlerle güneş gibi gösteriyorlar ve hâkezâ." Öteki fıkraları kıyâs et.


14 ﻣُﻨِﻴﺐِ Kâinatdan yüzünü çeviren ve Baki-i Hakikiye müteveccih olan kimse.

15 ﺟَﻨَﺎﻥِ Kalb.

16 ﺍﻟﺎَﻧَﺎﻡِ Mahlûkat.


ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻌْﺒُﻮﺩُ ﻓِﻰ ﻛُﻞِّ ﻣَﻜَﺎﻥٍ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﺬْﻛُﻮﺭُ ﺑِﻜُﻞِّ ﻟِﺴَﺎﻥٍ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﺸْﻜُﻮﺭُ ﺑِﻜُﻞِّ ﺍِﺣْﺴَﺎﻥٍ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤُﻨْﻌِﻢُ ﺑِﻠﺎَ ﺍِﻣْﺘِﻨَﺎﻥٍ ...




17 ﺍِﻳﻤَﺎﻧًﺎ ﺑِﺎﻟﻠَّﻪ*ِ Bu kelime ile Allaha iman ediyorum.

٭ ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ﺍَﻣَﺎﻧًﺎ ﻣِﻦَ ﺍﻟﻠَّﻪ*ِ ﴿٨١


18 ﺍَﻣَﺎﻧًﺎ ﻣِﻦَ ﺍﻟﻠَّﻪ* Bana azabdan emniyetim için bir vesikadır.



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ﺍَﻣَﺎﻧَﺔً ﻋِﻨْﺪَ ﺍﻟﻠَّﻪ*ِ ٭ ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ﺣَﻘًّﺎ ﺣَﻘًّﺎ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ﺍِﺫْﻋَﺎﻧًﺎ ﻭَ ﺻِﺪْﻗًﺎ ٭ ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ﺗَﻌَﺒُّﺪًﺍ ﻭَ ﺭِﻗًّﺎ



ﻟﺎَ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪ*ُ ﺍﻟْﻤَﻠِﻚُ ﺍﻟْﺤَﻖُّ ﺍﻟْﻤُﺒِﻴﻦُ ٭ ﻣُﺤَﻤَّﺪٌ ﺭَﺳُﻮﻝُ ﺍﻟﻠَّﻪ*ِ ﺻَﺎﺩِﻕُ ﺍﻟْﻮَﻋْﺪِ ﺍْﻟﺎَﻣِﻴﻦُ


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst