ﺍِﻟَﻬِﻰ ﻟِﻰ ﻓَﻘْﺮٌ ﺑِﻠﺎَ ﻏَﺎﻳَﺔٍ ﻭَ ﻓَﺎﻗَﺔٌ ﺑِﻠﺎَ ﻧِﻬَﺎﻳَﺔٍ ﻣَﻊَ ﺍَﻥَّ ﺣَﺎﺟَﺎﺗِﻰ ﻭَ ﻣَﻄَﺎﻟِﺒِﻰ ﻭَ ﻭَﻇَﺎﺋِﻔِﻰ ﻣَﺎ ﻟﺎَ ﺗُﺤْﺼَﻰ ﻓَﻠﺎَ ﺣَﻮْﻝَ ﻋَﻨْﻬَﺎ ﻭَ ﻟﺎَ ﻗُﻮَّﺓَ ﻋَﻠَﻴْﻬَﺎ ﺍِﻟﺎَّ ﺑِﻚَ ﻳَﺎ ﻏَﻨِﻰُّ ﻳَﺎ ﻛَﺮِﻳﻢُ ﻳَﺎ ﻣُﻐْﻨِﻰ ﻳَﺎ ﺭَﺣِﻴﻢُ ٭ ...
Ey ilâhım! Benim hadsiz bir fakrım, nihâyetsiz bir ihtiyâcım vardır. Bununla berâber hâcâtım ve metâlibim ve vazîfelerim saymakla bitmez. Onlara karşı havl ve onlara yetecek kuvvet ancak Sendedir, ey Ganî, ey Kerîm, ey Muğnî, ey Rahîm!
Ey ilâhım! Kendi havl ve kuvvetimden kurtuldum Sana yöneldim ve Senin havl ve kuvvetine sığındım. Beni kendi havl ve kuvvetime bırakma. Aczime ve za'fıma ve fakrıma ve ihtiyâcıma merhamet et. Göğsüm daraldı, ömrüm zâyi' oldu, sabrım bitti, fikrim helâk oldu. Gizlimi de açığımı da bilen ancak Sensin. Bana fâide verene de zarar verene de mâlik olan ancak Sensin. Üzüntümü ferahlatmaya ve zorluklarımı kolaylaştırmaya kâdir olan ancak Sensin. Bütün üzüntülerimi ferahlat, bana ve kardeşlerime bütün zorlukları kolaylaştır.
Ey ilâhım! Ona sevk olunmakla berâber zamâna karşı ve korkularına karşı havl ve kendisiyle alâkalı olmakla berâber mâzî ve lezzetlerine karşı kuvvet ancak Sendedir, ey Ezelî, ey Ebedî!
Ey ilâhım! Korktuğum ve kendisinden kurtulamadığım zevâle karşı havl ve hayâtımdan hasretini çektiğim ve kendisine ulaşamadığım geçmiş şeyleri iâde edecek kuvvet ancak Sendedir, ey Sermedî, ey Bâkî!
Ey ilâhım! Adem zulmetine karşı havl ve vücûd nûruna kuvvet ancak Sendedir, ey Mûcid, ey Mevcûd, ey Kadîm!
Ey ilâhım! Hayâta katılan zararlara karşı havl ve hayâta lâzım olan sevinçlere kuvvet ancak Sendedir, ey Müdebbir, ey Hakîm!
Ey ilâhım! Zîşuûrlara hücûm eden elemlere karşı havl ve his sâhibleri için matlûb olan lezzetlere kuvvet ancak Sendedir, ey Mürebbî ey Kerîm!
Ey ilâhım! Akıl sâhiblerine ârız olan kötülüklere karşı havl ve himmet sâhibleri için tezyîn edici olan mehâsine kuvvet ancak Sendedir, ey Muhsin, ey Kerîm!
İlâhî! Ehl-i isyâna gelen nikmetlere karşı havl ve ehl-i tâate gelen ni'metlere kuvvet ancak Sendedir, ey Gafûr, ey Mün'im!
İlâhî! Hüzünlere karşı havl ve sevinçlere eriştirecek kuvvet ancak Sendedir. Çünki güldüren ve ağlatan ancak Sensin, ey Cemîl, ey Celîl!
İlâhî! Hastalıklara karşı havl ve âfiyete eriştirecek kuvvet ancak Sendedir, ey Şâfî, ey Muâfî!
İlâhî! Elemlere karşı havl ve emellere eriştirecek kuvvet ancak Sendedir, ey Müncî, ey Mugîs!
İlâhî! Zulmetlere karşı havl ve nûrlara eriştirecek kuvvet ancak Sendedir. ey Nûr, ey Hâdî!
İlâhî! Mutlak sûrette şerlere karşı havl ve aslen hayırlara eriştirecek kuvvet ancak Sendedir, ey hayır elinde olan ve her şeye gücü yeten ve kullarını hakkıyla gören ve mahlûkâtının ihtiyâclarından haberdâr olan Zât!
İlâhî! Ma'siyetlere karşı havl ancak Senin ismetinledir, tâate eriştirecek kuvvet ancak Senin tevfîkinledir, ey Muvaffık, ey Muîn!