ﺍِﻥْ ﻛَﺎﻧَﺖْ ﺍِﻟﺎَّ ﺻَﻴْﺤَﺔً ﻭَﺍﺣِﺪَﺓً ﻓَﺎِﺫَﺍﻫُﻢْ ﺟَﻤِﻴﻊٌ ﻟَﺪَﻳْﻨَﺎ ﻣُﺤْﻀَﺮُﻭﻥَ
"Bütün ins ve cin, birtek sayha ve emirle yanımızda meydan-ı haşre hazır olurlar."
ﻭَﻣَٓﺎ ﺍَﻣْﺮُ ﺍﻟﺴَّﺎﻋَﺔِ ﺍِﻟﺎَّ ﻛَﻠَﻤْﺢِ ﺍﻟْﺒَﺼَﺮِ ﺍَﻭْ ﻫُﻮَ ﺍَﻗْﺮَﺏُ
"Kıyamet ve haşrin işi ve yapılması, gözünü kapayıp hemen açmak kadardır, belki daha yakındır"
ﻣَﺎ ﺧَﻠْﻘُﻜُﻢْ ﻭَﻟﺎَ ﺑَﻌْﺜُﻜُﻢْ ﺍِﻟﺎَّ ﻛَﻨَﻔْﺲٍ ﻭَﺍﺣِﺪَﺓٍ
"Ey insanlar! Sizin icad ve ihyanız ve haşir ve neşriniz, birtek nefsin ihyası gibi kolaydır, kudretime ağır gelmez"
(Şualar sh: 165)
ﭼُﻮ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟٰﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠّٰﻪُ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﻫَﺮْ ﺷَﻰْ ﺩَﻣَﺎﺩَﻡْ ﺟُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻖْ ﺳَﺮَﺍﺳَﺮْ ﮔُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻰْ
Bir baştan diğer başa herşey, her zaman Lâilâhe İllallah zikrini ilân ediyor ve Yâ Hak, Yâ Hay diye haykırıyorlar.
ﻧَﻌَﻢْ ﻭَ ﻓِﻰ ﻛُﻞِّ ﺷَﻲْﺀٍ ﻟَﻪُ ﺍٰﻳَﺔٌ ﺗَﺪُﻝُّ ﻋَﻠٰﻰ ﺍَﻧَّﻪُ ﻭَﺍﺣِﺪٌ
Evet, "Herbir şeyde, Onun bir olduğuna delâlet eden bir âyet vardır. (İbnü'l-Mu'tez'ın bir şiirinden alınmıştır. İbn-i Kesîr, Tefsîrü'l-Kur'ani'l-Azîm,1:24)
ﻟﺎَٓ ﺍِﻟٰﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠّٰﻪُ ﺍﻟْﻮَﺍﺣِﺪُ ﺍْﻟﺎَﺣَﺪُ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺩَﻝَّ ﻋَﻠٰﻰ ﻭَﺣْﺪَﺗِﻪِ ﻓِﻰ ﻭُﺟُﻮﺏِ ﻭُﺟُﻮﺩِﻩِ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﺍﻟْﻜِﺒْﺮِﻳَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟْﻌَﻈَﻤَﺔِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﻜَﻤَﺎﻝِ ﻭَ ﺍْﻟﺎِﺣَﺎﻃَﺔِ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﻇُﻬُﻮﺭِ ﺍْﻟﺎَﻓْﻌَﺎﻝِ ﺑِﺎْﻟﺎِﻃْﻠﺎَﻕِ ﻭَ ﻋَﺪَﻡُ ﺍﻟﻨِّﻬَﺎﻳَﺔِ ﻟﺎَ ﺗُﻘَﻴِّﺪُﻫَﺎ ﺍِﻟﺎَّ ﺍْﻟﺎِﺭَﺍﺩَﺓُ ﻭَ ﺍﻟْﺤِﻜْﻤَﺔُ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﺍِﻳﺠَﺎﺩِ ﺍﻟْﻤَﻮْﺟُﻮﺩَﺍﺕِ ﺑِﺎﻟْﻜَﺜْﺮَﺓِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻓِﻰ ﺍﻟﺴُّﺮْﻋَﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻭَ ﺧَﻠْﻖُ ﺍﻟْﻤَﺨْﻠُﻮﻗَﺎﺕِ ﺑِﺎﻟﺴُّﻬُﻮﻟَﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻓِﻰ ﺍْﻟﺎِﺗْﻘَﺎﻥِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻖِ ﻭَ ﺍِﺑْﺪَﺍﻉُ ﺍﻟْﻤَﺼْﻨُﻮﻋَﺎﺕِ ﺑِﺎﻟْﻤَﺒْﺬُﻭﻟِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻓِﻰ ﻏَﺎﻳَﺔِ ﺣُﺴْﻦِ ﺍﻟﺼَّﻨْﻌَﺔِ ﻭَ ﻏُﻠُﻮِّ ﺍﻟْﻘِﻴْﻤَﺔِ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﻭُﺟُﻮﺩِ ﺍﻟْﻤَﻮْﺟُﻮﺩَﺍﺕِ ﻋَﻠٰﻰ ﻭَﺟْﻪِ ﺍﻟْﻜُﻞِّ ﻭَ ﺍﻟْﻜُﻠِّﻴَّﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﻤَﻌِﻴَّﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺠَﺎﻣِﻌِﻴَّﺔِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﺪَﺍﺧُﻞِ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﻨَﺎﺳَﺒَﺔِ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﺍْﻟﺎِﻧْﺘِﻈَﺎﻣَﺎﺕِ ﺍﻟْﻌَﺎﻣَّﺔِ ﺍﻟْﻤُﻨَﺎﻓِﻴَﺔِ ﻟﻠِﺸِّﺮْﻛَﺔِ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﻭَﺣْﺪَﺓِ ﻣَﺪَﺍﺭَﺍﺕِ ﺗَﺪَﺍﺑِﻴﺮِ ﺍﻟْﻜَﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﺍﻟﺪَّﺍﻟَّﺔِ ﻋَﻠٰﻰ ﻭَﺣْﺪَﺓِ ﺻَﺎﻧِﻌِﻬَﺎ ﺑِﺎﻟْﺒَﺪَﺍﻫَﺔِ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻭَﺣْﺪَﺓُ ﺍْﻟﺎَﺳْﻤَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍْﻟﺎَﻓْﻌَﺎﻝِ ﺍﻟْﻤُﺘَﺼَﺮِّﻓَﺔِ ﺍﻟْﻤُﺤِﻴﻄَﺔِ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻭَﺣْﺪَﺓُ ﺍﻟْﻌَﻨَﺎﺻِﺮِ ﻭَ ﺍْﻟﺎَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺍﻟْﻤُﻨْﺘَﺸِﺮَﺓِ ﺍﻟْﻤُﺴْﺘَﻮْﻟِﻴَﺔِ ﻋَﻠٰﻰ ﻭَﺟْﻪِ ﺍْﻟﺎَﺭْﺽِ
Allah'tan başka ilâh yoktur. O Vâhid-i Ehad ki, kemâlli ve ihatalı kibriya ve azamet hakikatinin müşahedesi, kezâ ef'âlinin ıtlak ve nihayetsizlikle zuhurları ve Onun irade ve hikmetinden başka hiçbir şeyin bu fiilleri takyid edememesi hakikatinin müşahedesi, kezâ mevcudatın sür'at-i mutlaka içinde kesret-i mutlaka ile icadı ve mahlûkatın itkan-ı mutlak içinde suhulet-i mutlaka ile halk edilmesi ve masnuatın nihayet-i hüsn-ü san'at ve ülüvv-ü kıymet içinde mebzuliyet-i mutlaka ile ibdâı hakikatlerinin müşahedesi, kezâ mevcudatın bir küll ve küllî halinde ve beraberlik ve câmiiyet ve tedahül ve münasebet içinde vücut bulması hakikatinin müşahedesi, kezâ şirki nefyeden intizamat-ı âmme hakikatinin müşahedesi, kezâ Sâni-i Kâinatın bir olduğuna bedahetle delâlet eden ve kâinatın tedbirine medar olan şeylerdeki vahdetin müşahedesi, kezâ kâinatta tasarruf eden ve herşeyi muhît olan ef'âl ve esmânın birliği, kezâ yeryüzünde münteşir olan istilâ edici unsurların ve nevilerin birliği, Onun vücub-u vücud içindeki vahdetine delâlet eder.
(Şualar sh: 166)
ﺗَﻔَﻜُّﺮُ ﺳَﺎﻋَﺔٍ ﺧَﻴْﺮٌ ﻣِﻦْ ﻋِﺒَﺎﺩَﺓِ ﺳَﻨَﺔٍ
Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır. (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ: 1:310; Gazâlî, İhyâu Ulûmü'd-Dîn: 4:409 (Kitâbu't-Tefekkür); el-Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid: 1:78)
(Şualar sh: 167)
ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠّٰﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤٰﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla
ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠّٰﻪِِ ﺍﻟْﻔَﺘَّﺎﺡِ
Fettah olan Allah'ın adıyla
ﻳَﺨْﻠُﻘُﻜُﻢْ ﻓِﻰ ﺑُﻄُﻮﻥِ ﺍُﻣَّﻬَﺎﺗِﻜُﻢْ ﺧَﻠْﻘًﺎ ﻣِﻦْ ﺑَﻌْﺪِ ﺧَﻠْﻖٍ ﻓِﻰ ﻇُﻠُﻤَﺎﺕٍ ﺛَﻠﺎَﺙٍ ﺫٰﻟِﻜُﻢُ ﺍﻟﻠّٰﻪُ ﺭَﺑُّﻜُﻢْ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻤُﻠْﻚُ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟٰﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ ﻓَﺎَﻧَّﺎ ﺗُﺼْﺮَﻓُﻮﻥَ
Annelerinizin karnında sizi üç karanlık içinde, bir yaratılıştan diğerine çevirerek yaratıyor. İşte Rabbiniz olan Allah Odur; bütün mülk Ona âittir. Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde yüzünüz nasıl haktan çevrilir? (Zümer Sûresi, 39:6)
ﺍِﻥَّ ﺍﻟﻠّٰﻪَ ﻟﺎَ ﻳَﺨْﻔٰﻰ ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﺷَﻲْﺀٌ ﻓِﻰ ﺍْﻟﺎَﺭْﺽِ ﻭَﻟﺎَ ﻓِﻰ ﺍﻟﺴَّﻤَٓﺎﺀِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﻳُﺼَﻮِّﺭُﻛُﻢْ ﻓِﻰ ﺍْﻟﺎَﺭْﺣَﺎﻡِ ﻛَﻴْﻒَ ﻳَﺸَٓﺎﺀُ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟٰﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻌَﺰِﻳﺰُ ﺍﻟْﺤَﻜِﻴﻢُ
Ne yerde ve ne de gökte hiçbir şey Allah'tan gizli kalmaz. Annelerinizin rahimlerinde size dilediği gibi bir suret veren Odur. Ondan başka ilâh yoktur. Onun kudreti herşeye galiptir ve hikmeti herşeyi kuşatır. (Âl-i İmrân Sûresi, 3:5, 6)
(Şualar sh: 172)
ﺍِﻥَّ ﺍﻟﻠّٰﻪَ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺮَّﺯَّﺍﻕُ ﺫُﻭ ﺍﻟْﻘُﻮَّﺓِ ﺍﻟْﻤَﺘِﻴﻦُ
Şüphesiz ki rızık veren, ancak mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah'tır. (Zâriyat Sûresi, 51:58)
ﻭَﻣَﺎ ﻣِﻦْ ﺩَٓﺍﺑَّﺔٍ ﻓِﻰ ﺍْﻟﺎَﺭْﺽِ ﺍِﻟﺎَّ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟﻠّٰﻪِ ﺭِﺯْﻗُﻬَﺎ ﻭَﻳَﻌْﻠَﻢُ ﻣُﺴْﺘَﻘَﺮَّﻫَﺎ ﻭَﻣُﺴْﺘَﻮْﺩَﻋَﻬَﺎ ﻛُﻞٌّ ﻓِﻰ ﻛِﺘَﺎﺏٍ ﻣُﺒِﻴﻦٍ
Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, onun rızkını vermek Allah'a âit olmasın. Allah onların rahimlerdeki yerini de bilir, yaşayıp öleceği yeri de. Bunların hepsi ap açık bir kitapta yazılmıştır. (Hûd Sûresi, 11:6)
ﻭَﻛَﺎَﻳِّﻦْ ﻣِﻦْ ﺩَٓﺍﺑَّﺔٍ ﻟﺎَ ﺗَﺤْﻤِﻞُ ﺭِﺯْﻗَﻬَﺎ ﺍَﻟﻠّٰﻪُ ﻳَﺮْﺯُﻗُﻬَﺎ ﻭَﺍِﻳَّﺎﻛُﻢْ ﻭَ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺴَّﻤِﻴﻊُ ﺍﻟْﻌَﻠِﻴﻢُ
Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir. O herşeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla bilendir. (Ankebût Sûresi, 29:60)
(Şualar sh: 173)
ﻛَﻢْ ﻋَﺎﻟِﻢٍ ﻋَﺎﻟِﻢٍ ﺍَﻋْﻴَﺖْ ﻣَﺬَﺍﻫِﺒُﻪُ ﻭَ ﺟَﺎﻫِﻞٍ ﺟَﺎﻫِﻞٍ ﺗَﻠْﻘَٓﺎﻩُ ﻣَﺮْﺯُﻭﻗًﺎ
Nice alimler var ki geçim sıkıntısı içindedirler. Nice cahiller de vardır ki varlık içinde yüzüyorlar.
(Şualar sh: 175)
ﺍَﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻟِﻠّٰﻪِ ﻫٰﺬَﺍ ﻣِﻦْ ﻓَﻀْﻞِ ﺭَﺑِّﻰ
Rabbimin bu fazlından dolayı Allah'a hamdolsun.
(Şualar sh: 176)
ﺍَﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻟِﻠّٰﻪِ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﻫَﺪٰﻳﻨَﺎ ﻟِﻬٰﺬَﺍ ﻭَﻣَﺎ ﻛُﻨَّﺎ ﻟِﻨَﻬْﺘَﺪِﻯَ ﻟَﻮْﻟﺎَ ﺍَﻥْ ﻫَﺪٰﻳﻨَﺎ ﺍﻟﻠّٰﻪُ ﻟَﻘَﺪْ ﺟَٓﺎﺀَﺕْ ﺭُﺳُﻞُ ﺭَﺑِّﻨَﺎ ﺑِﺎﻟْﺤَﻖِّ
Bizi bu saâdete eriştiren Allah'a hamd olsun. Yoksa Allah hidâyet etmeseydi biz kendiliğimizden buna erişemezdik. Gerçekten Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirdiler. (A'râf Sûresi, 7:43)
ﻟﺎَٓ ﺍِﻟٰﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠّٰﻪُ ﺍﻟْﻮَﺍﺣِﺪُ ﺍْﻟﺎَﺣَﺪُ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺩَﻝَّ ﻋَﻠٰﻰ ﻭَﺣْﺪَﺗِﻪِ ﻓِﻰ ﻭُﺟُﻮﺏِ ﻭُﺟُﻮﺩِﻩِ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﻋَﻈَﻤَﺔِ ﺍِﺣَﺎﻃَﺔِ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﺍﻟْﻔَﺘَّﺎﺣِﻴَّﺔِ ﺑِﻔَﺘْﺢِ ﺍﻟﺼُّﻮَﺭِ ِﻟﺎَﺭْﺑَﻊِ ﻣِﺎَﺓِ ﺍَﻟْﻒِ ﻧَﻮْﻉٍ ﻣِﻦْ ﺫَﻭِﻯ ﺍﻟْﺤَﻴَﺎﺓِ ﺍﻟْﻤُﻜَﻤَّﻠَﺔِ ﺑِﻠﺎَ ﻗُﺼُﻮﺭٍ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﻓَﻦِّ ﺍﻟﻨَّﺒَﺎﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺤَﻴَﻮَﺍﻥِ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﻋَﻈَﻤَﺔِ ﺍِﺣَﺎﻃَﺔِ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﺎﻧِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻮَﺍﺳِﻌَﺔِ ﺍﻟْﻤُﻨْﺘَﻈَﻤَﺔِ ﺑِﻠﺎَ ﻧُﻘْﺼَﺎﻥٍ ﺑِﺎﻟْﻤُﺸَﺎﻫَﺪَﺓِ ﻭَ ﺍﻟْﻌَﻴَﺎﻥِ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﻋَﻈَﻤَﺔِ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﺍْﻟﺎِﺩَﺍﺭَﺓِ ﺍﻟْﻤُﺤِﻴﻄَﺔِ ﻟِﺠَﻤِﻴﻊِ ﺫَﻭِﻯ ﺍﻟْﺤَﻴَﺎﺓِ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﻨْﺘَﻈَﻤَﺔِ ﺑِﻠﺎَ ﺧَﻄَﺎﺀٍ ﻭَ ﻟﺎَ ﻧُﻘْﺼَﺎﻥٍ .. ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓُ ﻋَﻈَﻤَﺔِ ﺍِﺣَﺎﻃَﺔِ ﺣَﻘِﻴﻘَﺔِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻤِﻴَّﺔِ ﻭَ ﺍْﻟﺎِﻋَﺎﺷَﺔِ ﺍﻟﺸَّﺎﻣِﻠَﺔِ ﻟِﻜُﻞِّ ﺍﻟْﻤُﺮْﺗَﺰِﻗِﻴﻦَ ﺍﻟْﻤُﻘَﻨَّﻨَﺔِ ﻓِﻰ ﻛُﻞِّ ﻭَﻗْﺖِ ﺍﻟْﺤَﺎﺟَﺔِ ﺑِﻠﺎَ ﺳَﻬْﻮٍ ﻭَ ﻟﺎَ ﻧِﺴْﻴَﺎﻥٍ ٭ ﺟَﻞَّ ﺟَﻠﺎَﻝُ ﺭَﺯَّﺍﻗَﻬَﺎ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤٰﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ ﺍﻟْﺤَﻨَّﺎﻥِ ﺍﻟْﻤَﻨَّﺎﻥِ ﻭَ ﻋَﻢَّ ﻧَﻮَﺍﻟُﻪُ ﻭَ ﺷَﻤِﻞَ ﺍِﺣْﺴَﺎﻧُﻪُ ﻭَ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟٰﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ
Allah'tan başka ilâh yoktur. O Vâhid-i Ehad ki, fenn-i nebatat ve hayvanatın şehadetiyle, dört yüz bin nevi zîhayatın suretlerinin mükemmel ve kusursuz şekilde açılmasında görünen fettahiyet hakikatinin azamet-i ihatasının müşahedesi, kezâ bilmüşahede ve açıkça görünen vüs'atli ve intizamlı Rahmâniyet hakikatinin azamet-i ihatasının müşahedesi, kezâ bütün zîhayatlara şâmil, hatasız ve noksansız, muntazam idare-i muhîta hakikatinin azametinin müşahedesi, kezâ rızık isteyen herkesin birden her hâcet vaktinde sehivsiz ve nisyansız, şümullü bir şekilde rızıklandırılmasında görünen rahîmiyet ve iaşe-i şâmile hakikatinin azamet-i ihatasının müşahedesi, Onun vücub-u vücud içindeki vahdetine delâlet eder. Onun şânı herşeyden yücedir. Bütün onları rızıklandıran, o Rahmân-ı Rahîm, o Hannân-ı Mennândır. Onun in'âmı herşeyi muhît, ihsanı herşeye şâmildir. Ve Ondan başka hiçbir ilâh yoktur.
ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻚَ ﻟﺎَ ﻋِﻠْﻢَ ﻟَﻨَٓﺎ ﺍِﻟﺎَّ ﻣَﺎ ﻋَﻠَّﻤْﺘَﻨَٓﺎ ﺍِﻧَّﻚَ ﺍَﻧْﺖَ ﺍﻟْﻌَﻠِﻴﻢُ ﺍﻟْﺤَﻜِﻴﻢُ
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen herşeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Sûresi, 2:32)
ﻳَﺎ ﺭَﺏِّ ﺑِﺤَﻖِّ ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠّٰﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤٰﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ ﻳَﺎ ﺍَﻟﻠّٰﻪُ ﻳَﺎ ﺭَﺣْﻤٰﻦُ ﻳَﺎ ﺭَﺣِﻴﻢُ ﺻَﻞِّ ﻭَﺳَﻠِّﻢْ ﻋَﻠٰﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻭَﻋَﻠٰﻰ ﺍٰﻟِﻪِ ﻭَﺍَﺻْﺤَﺎﺑِﻪِ ﺍَﺟْﻤَﻌِﻴﻦَ ﺑِﻌَﺪَﺩِ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﺣُﺮُﻭﻑِ ﺭَﺳَﺎﺋِﻞِ ﺍﻟﻨُّﻮﺭِ ﺍﻟْﻤَﻀْﺮُﻭﺏِ ﺗِﻠْﻚَ ﺍﻟْﺤُﺮُﻭﻑُ ﻓِﻰ ﻋَﺎﺷِﺮَﺍﺕِ ﺩَﻗَﺎﺋِﻖِ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﻋُﻤْﺮِﻧَﺎ ﻓِﻰ ﺍﻟﺪُّﻧْﻴَﺎ ﻭَﺍْﻟﺎٰﺧِﺮَﺓِ ﻣَﻊَ ﺿَﺮْﺏِ ﻣَﺠْﻤُﻮﻋِﻬَﺎ ﻓِﻰ ﺫَﺭَّﺍﺕِ ﻭُﺟُﻮﺩِﻯ ﻓِﻰ ﻣُﺪَّﺓِ ﺣَﻴَﺎﺗِﻰ ﻭَﺍﻏْﻔِﺮْﻟِﻰ ﻭَﻟِﻤَﻦْ ﻳُﻌِﻴﻨُﻨِﻰ ﻓِﻰ ﻧَﺸْﺮِ ﺭَﺳَﺎﺋِﻞِ ﺍﻟﻨُّﻮﺭِ ﻭَﻛِﺘَﺎﺑَﺘِﻬَﺎ ﺑِﺼَﺪَﺍﻗَﺔٍ ﺑِﻜُﻞِّ ﺻَﻠﺎَﺓٍ ﻣِﻨْﻬَﺎ ﻭَ ِﻟﺎٰﺑَﺎﺋِﻨَﺎ ﻭَﻟِﺴَﺎﺩَﺍﺗِﻨَﺎ ﻭَﺷُﻴُﻮﺧِﻨَﺎ ﻭَ ِﻟﺎَﺧَﻮَﺍﺗِﻨَﺎ ﻭَﺍِﺧْﻮَﺍﻧِﻨَﺎ ﻭَﻟِﻄَﻠَﺒَﺔِ ﺭِﺳَﺎﻟَﺔِ ﺍﻟﻨُّﻮﺭِ ﺍﻟﺼَّﺎﺩِﻗِﻴﻦَ ﻭَﺑِﺎﻟْﺨَﺎﺻَّﺔِ ﻟِﻤَﻦْ ﻳَﻜْﺘُﺐُ ﻭَﻳَﺴْﺘَﻨْﺴِﺦُ ﻫٰﺬِﻩِ ﺍﻟﺮِّﺳَﺎﻟَﺔَ ﺑِﺮَﺣْﻤَﺘِﻚَ ﻳَﺎ ﺍَﺭْﺣَﻢَ ﺍﻟﺮَّﺍﺣِﻤِﻴﻦَ ﺍٰﻣِﻴﻦَ
Yâ Rabbi! Bismillâhirrahmânirrahîm hakkı için, yâ Allah, yâ Rahmân, yâ Rahîm! Efendimiz Muhammed'e ve onun bütün âline ve ashabına, bütün Risale-i Nur hurufatının adedince, bu adedin dünya ve âhiretteki bütün ömrümüzün dakikalarının âşireleriyle darbı adedince, bütün bu adetlerin de benim ömrüm müddetince zerrât-ı vücudumun sayısıyla darbı adedince salât ve selâm et. Beni, Risale-i Nur'un neşrinde bana yardım edenleri, bu risalenin kâtibini, atalarımızı, üstadlarımızı, şeyhlerimizi, kız ve erkek kardeşlerimizi, Risale-i Nur'un sadık talebelerini ve bilhassa bu risaleyi yazan ve istinsah edenleri, bu salâvatlardan herbiri için bir sadaka ile mağfiret et, rahmetinle ey Erhamürrâhimîn! Âmin.
ﻭَ ﺍٰﺧِﺮُ ﺩَﻋْﻮٰﻳﻬُﻢْ ﺍَﻥِ ﺍﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻟِﻠّٰﻪِ ﺭَﺏِّ ﺍﻟْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ
Onların duâları, "Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun" sözleriyle sona erer. (Yûnus Sûresi, 10:10)
(Şualar sh: 180)