Onaltıncı Mektub
ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠّٰﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤٰﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla
ﺍَﻟَّﺬِﻳﻦَ ﻗَﺎﻝَ ﻟَﻬُﻢُ ﺍﻟﻨَّﺎﺱُ ﺍِﻥَّ ﺍﻟﻨَّﺎﺱَ ﻗَﺪْ ﺟَﻤَﻌُﻮﺍ ﻟَﻜُﻢْ ﻓَﺎﺧْﺸَﻮْﻫُﻢْ ﻓَﺰَﺍﺩَﻫُﻢْ ﺍِﻳﻤَﺎﻧًﺎ ﻭَ ﻗَﺎﻟُﻮﺍ ﺣَﺴْﺒُﻨَﺎ ﺍﻟﻠّٰﻪُ ﻭَﻧِﻌْﻢَ ﺍﻟْﻮَﻛِﻴﻞُ
Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar onlara 'Düşman size karşı büyük bir kuvvet topladı; onlardan korkun' dedikleri zaman onların imanı ziyadeleşti ve 'Allah bize yeter; O ne güzel vekildir' dediler. (Âl-i İmrân Sûresi, 3:173)
ﻓَﻘُﻮﻟﺎَ ﻟَﻪُ ﻗَﻮْﻟﺎً ﻟَﻴِّﻨًﺎ
Ona yumuşak bir dille söz söyleyin. (Tâhâ Sûresi, 20:44)
(Şualar sh: 462)
ﺍِﻧَّﻤَﺎ ﺍﻟْﺤِﻴﻠَﺔُ ﻓِﻰ ﺗَﺮْﻙِ ﺍﻟْﺤِﻴَﻞِ
Gerçek hile, hilesizliktedir.
(Şualar sh: 464)
ﺍَﻟْﺎِﺳْﻠﺎَﻣِﻴَّﺔُ ﺟَﺒَّﺖِ ﺍﻟْﻌَﺼَﺒِﻴَّﺔَ ﺍﻟْﺠَﺎﻫِﻠِﻴَّﺔَ
"İslâm, cahiliyetten kalma kabilecilik ve menfî ırkçılık gütmeyi ortadan kaldırmıştır. (Keşf-ül Hafa, 1:127). Bu ibare, İslâmiyet öncesi câhiliye âdetlerine dönmekten men eden hadislerden iktibas edilmiştir. Bu mevzuda bir çok hadis-i şerif rivayet edilmiştir. Bunlardan birisi şöyledir: "İslâm dini, kendinden önceki bâtıl olan fiil, hareket, âdet ve inanışları keser, kaldırır." Buharî, Ahkâm: 4, İmâra: 36, 31; Ebû Dâvud, Sünnet: 5; Tirmizî, Cihâd: 28, İlim: 16, Nesâî, Bey'a: 26; İbni Mâce, Cihad: 39; Müsned, 4:69, 70, 199, 204, 205, 5:381, 6:402, 403)
(Şualar sh: 465)
ﻭَﺍُﻓَﻮِّﺽُ ﺍَﻣْﺮِٓﻯ ﺍِﻟَﻰ ﺍﻟﻠّٰﻪِ ﺍِﻥَّ ﺍﻟﻠّٰﻪَ ﺑَﺼِﻴﺮٌ ﺑِﺎﻟْﻌِﺒَﺎﺩِ
Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Muhakkak ki Allah kullarını hakkıyla görür. (Mü'min Sûresi, 40:44)
(Şualar sh: 467)
ﻭَ ﺍَﻣَّﺎ ﺑِﻨِﻌْﻤَﺔِ ﺭَﺑِّﻚَ ﻓَﺤَﺪِّﺙْ
Rabbinin nimetini yâd et. (Duhâ Sûresi, 93:11)
ﺗَﻮَﻛَّﻠْﻨَﺎ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟﻠّٰﻪِ
Allah'a tevekkül ettik. (Şualar sh: 469)
ﺗَﻮَﻛَّﻠْﺖُ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟﻠّٰﻪِ
Allah'a tevekkül ettim (Hûd Sûresi, 11:56)
ﻭَﻣَٓﺎ ﺍُﺑَﺮِّﺉُ ﻧَﻔْﺴِﻰ ﺍِﻥَّ ﺍﻟﻨَّﻔْﺲَ َﻟﺎَﻣَّﺎﺭَﺓٌ ﺑِﺎﻟﺴُّٓﻮﺀِ
Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis daima kötülüğe sevk eder. (Yûsuf Sûresi, 12:53)
(Şualar sh: 472)
ﻟﺎَ ﻳُﻜَﻠِّﻒُ ﺍﻟﻠّٰﻪُ ﻧَﻔْﺴًﺎ ﺍِﻟﺎَّ ﻭُﺳْﻌَﻬَﺎ
Allah kimseye gücünden fazlasını yüklemez. (Bakara Sûresi, 2:286)
(Şualar sh: 473)