Ukbaa
Well-known member
Risale-i Nur'u Kaç Defa Okumalıyız?
Soru
Risale-i Nur'u kaç defa okumalıyız? Bir abi "Külliyatı on defa devir, sonra istediğin kitabı oku." diyor. Ayrıca başka bir abi de; "Beş defa bitir, istediğin kitabı oku." diyor. Peki, kaç defa okumalıyız ki diğer kitapları okuyalım?
Cevabımız
Uzun zaman Bediüzzaman Hazretlerinin yanında kalıp kendilerine hizmet eden Bayram Yüksel ağabey anlatıyor. Üstadımız bize şu dersi verirdi: "Bakın ben başka kitaplarla meşgul olmuyorum. Sizde Risale-i Nurdan başka kitaplarla meşgul olmayın. Risale-i Nur size kafidir." (Son şahitler s:52) Tabi burada kasdedilen özellikle iman hususunda, Risale-i Nur eserleri, başka eserlere ihtiyaç bırakmamış. -Yoksa Risale-i Nur'un dışında ihtiyaç duyulan kitaplar, elbette okunur ve okutulur- Yani bir kişi Risale-i Nur'da geçen haşir konusunu külliyattaki diğer açılımlarıya birlikte okuduktan sonra artık diyemez, bu eser beni tatmin etmedi bir de başka bir eserden istifade edeyim, bu konuyu belki diğer kitaplar daha iyi anlatmış.. Risale-i Nur eserlerinin açılımı olan kitaplar bundan istisna edilebilir.
Bediüzzaman Hazretleri başka bir eserinde mevzuyu şu şekilde devam ettirmektedir.
"Hem vakit dar, hem bizler az olduğumuz için vakit bulamıyoruz ki, o nuranî eserlerden de istifade etsek.
Hem Risale-i Nur şakirtlerinin yüz mislinden ziyade zatlar, o kitaplarla meşguldürler ve o vazifeyi yapıyorlar. Biz de o vazifeyi onlara bırakmışız. Yoksa-hâşâ ve kellâ-o kudsi üstadlarımızın mübarek eserlerini ruh u canımız kadar severiz. Fakat herbirimizin bir kafası, birer eli, birer dili var; karşımızda da binler mütecaviz var; vaktimiz dar. En son silâh, mitralyoz gibi Risale-i Nur bürhanlarını gördüğümüzden, mecburiyetle ona sarılıp iktifa ediyoruz." (1)
"Risalei nurun gıda ve taam hükmündeki hakikatlarından hem akıl, hem kalb, hem ruh, hem nefis, hem his hisselerini alabilir. Yoksa yalnız akıl cüz-i bir hisse alır, ötekiler gıdasız kalabilir.
"Yirmi İkinci Söz tashih edilirken dinledim. Gördüm ki, içinde hem küllî zikir, hem geniş fikir, hem kesretli tehlil, hem kuvvetli İmân dersi, hem gafletsiz huzur, hem kudsi hikmet, hem yüksek bir ibadet-i tefekküriye gibi nurlar var. Bir kısım şakirtlerin ibadet niyetiyle risaleleri, ya yazmak veya okumak veya dinlemekliğin hikmetini bildim. Bârekâllah dedim, hak verdim." (2)
Bediüzzaman hazretleri Risale-i Nur eserlerini te'lif etmiş. Kendisinin de bu eserlerin talebesi olduğunu ifade etmiştir. Yine kendileri herhangi bir risale için ifade buyurmuşlar ki ; "Ben bu eseri yüz defa okumuşsam az, yüz birincisinde farklı bir mana anlıyorum." Bu eserin müellifi bunu söyledikten sonra artık bizlerin ne derece bu eserleri okumamız gerektiğini nazarlarınıza havale ediyoruz.
Bazı nur talebelerinin bazı rakamları vermeleri, Risaleleri okumaya teşvik içindir. Yoksa beş defa oku, artık rafa kaldır demek değildir. Eğer öyle olsaydı yaşları 60-70 i bulan bu ağabeylerin çoktan bu eserleri okumayı terketmeleri gerekirdi. beş-on kez bu eserleri okuyan bir kimse bu eserlerin mahiyetini ve içeriğini, İslamî ilimleri anlamada getirdiği ölçüleri, öğrendikten sonra artık bu eserlerden kopması adeta imkansızlaşıyor. Diğer kitapların ne kadar cılız kaldığının idrakine vararak artık bu eserleri günün belli saatlerinde ekmek ve su gibi okuması gerektiğinin kanaatine varıyor.
Yoksa hiç bir nur talebesi, bir kaç kez bu eserleri okuduktan sonra, artık ben kamilleştim okumaya ihtiyacım kalmadı dememiştir. Çünkü her an maneviyatsızlıkla, sefahetle ve ahirzamanın dehşetli hadiseleriyle meşgul oluyoruz. Kendimizi muhafaza ve başkasının imanına kuvvet vermek için sürekli belki de bir hayat boyu okumamız icab edecektir.
(1) bk. Kastamonu Lahikası, Mektup 114.
(2) bk. Kastamonu Lahikası, Mektup 161.
Selam ve dua ile...
Soru
Risale-i Nur'u kaç defa okumalıyız? Bir abi "Külliyatı on defa devir, sonra istediğin kitabı oku." diyor. Ayrıca başka bir abi de; "Beş defa bitir, istediğin kitabı oku." diyor. Peki, kaç defa okumalıyız ki diğer kitapları okuyalım?
Cevabımız
Uzun zaman Bediüzzaman Hazretlerinin yanında kalıp kendilerine hizmet eden Bayram Yüksel ağabey anlatıyor. Üstadımız bize şu dersi verirdi: "Bakın ben başka kitaplarla meşgul olmuyorum. Sizde Risale-i Nurdan başka kitaplarla meşgul olmayın. Risale-i Nur size kafidir." (Son şahitler s:52) Tabi burada kasdedilen özellikle iman hususunda, Risale-i Nur eserleri, başka eserlere ihtiyaç bırakmamış. -Yoksa Risale-i Nur'un dışında ihtiyaç duyulan kitaplar, elbette okunur ve okutulur- Yani bir kişi Risale-i Nur'da geçen haşir konusunu külliyattaki diğer açılımlarıya birlikte okuduktan sonra artık diyemez, bu eser beni tatmin etmedi bir de başka bir eserden istifade edeyim, bu konuyu belki diğer kitaplar daha iyi anlatmış.. Risale-i Nur eserlerinin açılımı olan kitaplar bundan istisna edilebilir.
Bediüzzaman Hazretleri başka bir eserinde mevzuyu şu şekilde devam ettirmektedir.
"Hem vakit dar, hem bizler az olduğumuz için vakit bulamıyoruz ki, o nuranî eserlerden de istifade etsek.
Hem Risale-i Nur şakirtlerinin yüz mislinden ziyade zatlar, o kitaplarla meşguldürler ve o vazifeyi yapıyorlar. Biz de o vazifeyi onlara bırakmışız. Yoksa-hâşâ ve kellâ-o kudsi üstadlarımızın mübarek eserlerini ruh u canımız kadar severiz. Fakat herbirimizin bir kafası, birer eli, birer dili var; karşımızda da binler mütecaviz var; vaktimiz dar. En son silâh, mitralyoz gibi Risale-i Nur bürhanlarını gördüğümüzden, mecburiyetle ona sarılıp iktifa ediyoruz." (1)
"Risalei nurun gıda ve taam hükmündeki hakikatlarından hem akıl, hem kalb, hem ruh, hem nefis, hem his hisselerini alabilir. Yoksa yalnız akıl cüz-i bir hisse alır, ötekiler gıdasız kalabilir.
"Yirmi İkinci Söz tashih edilirken dinledim. Gördüm ki, içinde hem küllî zikir, hem geniş fikir, hem kesretli tehlil, hem kuvvetli İmân dersi, hem gafletsiz huzur, hem kudsi hikmet, hem yüksek bir ibadet-i tefekküriye gibi nurlar var. Bir kısım şakirtlerin ibadet niyetiyle risaleleri, ya yazmak veya okumak veya dinlemekliğin hikmetini bildim. Bârekâllah dedim, hak verdim." (2)
Bediüzzaman hazretleri Risale-i Nur eserlerini te'lif etmiş. Kendisinin de bu eserlerin talebesi olduğunu ifade etmiştir. Yine kendileri herhangi bir risale için ifade buyurmuşlar ki ; "Ben bu eseri yüz defa okumuşsam az, yüz birincisinde farklı bir mana anlıyorum." Bu eserin müellifi bunu söyledikten sonra artık bizlerin ne derece bu eserleri okumamız gerektiğini nazarlarınıza havale ediyoruz.
Bazı nur talebelerinin bazı rakamları vermeleri, Risaleleri okumaya teşvik içindir. Yoksa beş defa oku, artık rafa kaldır demek değildir. Eğer öyle olsaydı yaşları 60-70 i bulan bu ağabeylerin çoktan bu eserleri okumayı terketmeleri gerekirdi. beş-on kez bu eserleri okuyan bir kimse bu eserlerin mahiyetini ve içeriğini, İslamî ilimleri anlamada getirdiği ölçüleri, öğrendikten sonra artık bu eserlerden kopması adeta imkansızlaşıyor. Diğer kitapların ne kadar cılız kaldığının idrakine vararak artık bu eserleri günün belli saatlerinde ekmek ve su gibi okuması gerektiğinin kanaatine varıyor.
Yoksa hiç bir nur talebesi, bir kaç kez bu eserleri okuduktan sonra, artık ben kamilleştim okumaya ihtiyacım kalmadı dememiştir. Çünkü her an maneviyatsızlıkla, sefahetle ve ahirzamanın dehşetli hadiseleriyle meşgul oluyoruz. Kendimizi muhafaza ve başkasının imanına kuvvet vermek için sürekli belki de bir hayat boyu okumamız icab edecektir.
(1) bk. Kastamonu Lahikası, Mektup 114.
(2) bk. Kastamonu Lahikası, Mektup 161.
Selam ve dua ile...