Risale Söyleşileri.

Huseyni

Müdavim
SORU: Risale-i Nur Külliyatı’nın tamamına “Sözler” denmesinin hikmeti nedir?

"Sözler" külliyatın tamamını ifade ediyor, Sözler diğer eserlerden farklı, o farkta şu;
Sözler'in tamamı "iman hakikatleri"'nden bahsediyor. İki konu hariç, biri İçtihad bahsi diğeri de Risale bahsi. Bunun dışında hep iman hakikatlerinden bahsediyor. Mesela Allaha iman, baştan sona, çok risalelerde bu işleniyor. Ahirete iman, 10. Söz ve 29. Söz'lerde işleniyor. Kadere iman, 26. Söz' de işleniyor. Melaikeler yine 29. Söz' de işleniyor. Ondan sonra Kitaplara, Peygamberlere iman, özellikle 19. Söz' de işleniyor. Kitaplara iman, Kur'an bahsi var 25. Söz, yine başka risalelerde de yer yer temas ediliyor. Yani imanın 6 rüknünün tümünden yer yer bahis var.

Üstad r.a. kendisi için "ben imanın cereyanındayım" diyor. "Karşımda imansızlık cereyanı var." Dolayısıyla "iman hakikatleri" üzerinde tüm külliyatı şekillendirmiş. Ama bu Sözler'de çok daha bariz bir şekilde. Tabi imandan sonra Ameli Salih geliyor. Güzel ahlaka dair,içtimai münasebetlerimize dair, ihlasa dair uhuvvete dair bir çok risaleler var, hepsi imanın güzelliğini tamamlayan, ondan şubeler diyebileceğimiz faydalı dersler. Ama Sözler özellikle iman hakikatlerinden bahsediyor. Bu iki konuyuda ben sonradan düşündüm. Sahabelere niye Sözler'de yer vermiş Üstad r.a.? Çünkü Sahabelere muhalefetten bazı kişilerin ehli dalalet fırkalarına kaydıklarını görüyoruz. İçtihad risalesinde, içtihadı tam anlamadan, arızi içtihad yaparak, semavi değilde, nefsani, dünyevi içtihadlar yaparak, bir çoklarının yine ayağının kaydığını görüyoruz. Ehli dalalet fırkalarına saptıklarını görüyoruz. Konuda dolayısıyla imanla ilgili olmuş oluyor.

Bir başka cihette şu olabilir, yani bu asır tebliğ asrı. Söz deyince, söz; konuşma, yazı da; bunun kağıda dökülmüş şeklidir. O da bir bakıma sözdür. Üstad'ın r.a. bir güzel tabiri var; Ahir zamanda gelecek zatın hizmeti için "elmas kılınç" tabiri kullanıyor. Yani maddi olarak değilde, milletin başını kesmek değilde, başlarından yanlış bir şeyleri kesecek. Yahut kalplerinden batıl inançları söküp atacak. Buna vesile olacak eserler, risaleler yazacak. Dolayısıyla birde zaten bu asırda kendisi de böyle diyor; "Ahirzamanda ulumu fünuna dökülecek." diyor, "Beşer bütün kuvvetini ilimden fenden alacak." diyor, "Diplomatlık hayli ilerleyecek." diyor. Dolayısıyla Sözler çok iş düşen bir zaman oluyor ahir zaman. Belki bununla da bir ilgisi olabilir.

Soru: Tevazu da söz konusu olabilirmi?

Söz, 130 parça risalesine Sözler demekle; aynı Lemalar'da olduğu gibi, Şualar'da olduğu gibi, Mesnevi'de nükte, remz, demesi gibi burada da bir tevazu manası da var.


Prof. Dr. Alaaddin BAŞAR'a ait sohbet dökümüdür.

Orjinal videoyu izlemek için : http://www.tevhid.gen.tr/risale-i-n...-basardan-goruntulu-soru-ve-cevaplar-1-bolum/http://www.sorularlarisaleinur.com/subpage.php?s=article&aid=9589
 

Huseyni

Müdavim
Soru: Birinci Söz'de Besmele için “İslam nişanı” deniyor? Diğer dinlerde Besmele kelimesi yok muydu?

Cevap: Şimdi Besmele kelime olarak önce nedir? Tabi bu Arapça, Süryanice var, başka dillerde inen kitaplar var, suhuflar var. Tümü Arapça inmemiş ki hepsinde Besmele olsun. Dolayısıyla Besmele olmaz ama, o mana hepsinde vardır. Besmelenin manası ne? Allah namına bir işe başlamak. Tüm Peygamberlerin yaptığı budur zaten. Ümmetlerine bunu anlatmışlardır. “Allah için olun, Allah için yaşayın, işlerinizi onun rızası dairesinde görün, değil mi? Helal işlerinize onun ismiyle başlayın!” manası bütün Peygamber’lere ortaktır yani mutlaka.

Ama Besmele değilde başka bir şey söylenir. Zaten Besmele’den maksat malum; Allah’ın rahmetine, inayetine güvenerek bir işe başlamak. İşte müşriklerde diyelim; bu işi putlara güvenerek yapıyorlardı. Tabiatperestler, tabiata dayanıyorlar v.s. Tevhid dini olan İslam’da ve bütün Peygamber’lerde esas olan tesir hakkı ancak Allah’ındır, sebepler perdedirler. İş gören Kudret-i Rabbaniye’dir. Bütün hayır O’nun elindedir. Bu mana bütün Peygamber’lerde hakimdir ve bütün ümmetlere ders verilmiştir. Ama bir işe başlarken Besmele değilde başka bir kelamla başlayabilirler.

Yani mana hakimdirde lafız çok şey değil, önemli değil. Önemli olan manadır.


Soru: Başka İslam nişanına yani şeair denilecek neler olabilir?


Cevap: Şimdi Besmele İslam nişanı, yani bir adamın Besmele çektiğini görürsek, bir işe başlarken, “He, bu adam Müslüman’dır.” deriz. İslam nişanı o demek yani. Belki bi adamın namaz kıldığını görürsek, “Bu adam Müslüman’dır.” deriz, oruç tuttuğunu görürsek değil mi?

Dolayısıyla İslam nişanı, Besmeleye münhasır değil. Yani İslam nişanlarından bir nişan olduğu gibi diye anlıyacağız onu. Mesela bütün İslami, bütün farzlar, vacipler, Müslüman hayatında yeri alan bütün İslami hükümler, hep İslam nişanıdır.

Bunun hangisini yapsa bir Müslüman, onu seyreden birisi “Ha bu adam Müslüman’dır” der. Dolayısıyla İslam nişanı olmuş olur o.


Sunucu: Yerine göre ezan,minare…


A. BAŞAR: Ezan, onlar zaten şeair evet.


Sunucu: Lemeatte şöyle bir ifade var: “Herbir şeâir bir hoca-i dânâdır onun lisân-ı hali diyor eder telkin-i dinî; hatâsız, hem bînisyan.”


A. BAŞAR: He o başka tabi. Yani minareler olsun, ezanlar olsun, hatta ezan okunmasa bile minarenin kendisi bir ma’bed, tek başına bir tebliğci oluyor yani. Camiyi gören insan “He burda namaz kılayım!” diyor. Ne demek namaz? İslam nişanı. Müslümanların ibadeti. Müslümanlık ne işte? Tevhid dini. Yani oturduğu yerde sessiz sedasız birçok dersleri verebiliyor. Onu demek istiyor Üstad’ımız orda.


Sunucu: Ramazan risalesinin başında da var sanki, “Şear-i İslamiye’nin a’zamlarındandır.” diyor.

A. BAŞAR:Tabi a’zamlarından ,tabi. Oruç tuttun mu, Müslüman olduğun herkesçe biliniyor. Şeair oluyor yani oruç, namaz da şeair oluyor. İşte Besmele de ila ahir..

Prof.Dr. Alaaddin BAŞAR’la yapılan sohbet dökümüdür…

Orjinal videoyu izlemek için:

http://www.tevhid.gen.tr/risale-i-n...-basardan-goruntulu-soru-ve-cevaplar-6-bolum/
 
Üst