RİSALELERİ NASIL İZAH ETMELİYİZ?
Risaleleri nasıl izah etmeliyiz, herkes kendi idrakine göre anlıyor, bizim ölçümüz ne olmalı, nasıl anlayıp izah etmeliyiz?
Bu izah ve anlama farklılıklarının sebeplerini birkaç madde halinde izah edelim:
Birincisi, Risale-i Nurlar, Kur’an’nın hakikatli ve kapsamlı bir tefsiri olmasından dolayı, çok hikmet ve ince manaları havi ve matvidir. Bu sebeple bir kelimede on cümle bir cümlede bir kitap kıymeti ve zenginliği var. Yani Risale-i Nurlar tefekkür açısından münbit bir mezra gibidir, ne kadar mahsulat kaldırılsa yeridir. Müzakere ve mütalaanın asıl gayesi, bu zengin tefekkürün görünür ve anlaşılır hale gelmesidir. Bu sebeple müzakere ve mütalaa Risale-i Nurların olmazsa olmaz bir prensibidir. Üstad Hazretlerinin "gazete okur gibi okumayın" ihtarı bu manaya işaret içindir.
İkincisi, Risale-i Nurların felsefesi ve ruhuna uygun olmak kaydı ile izah ve farklı bakış açıları, güzel bir talim ve tefekkür vasıtasıdır. Yani benim ulaşamadığım noktaları sen, senin ulaşamadığın noktaları ben izah ederim, böylece herkes istifade ve istifaze etmiş olur. Lakin anlatılan ve izah edilen şeyler Risale-i Nurların dokusuna uygun olmalı ve onun genel ruhu ile bağdaşmalıdır. İzah yapıyorum diyerek alakasız ve gereksiz malumatları söylemek, muhatapları bezdirir ve hakikatli izah ve tefekkürün aleyhine çevirir. Bu sebeple izahı ve tefekkürü yapacak adam, ehliyetli ve liyakatlı olması gerekir.
Üçüncüsü, izah ederken metne sadık kalmak ve metinin genel akışına riayet etmek gerekir. Daldan dala uçmak tarzında bir izah, muhatabın anlama verimini düşürebilir. Lakin konuyu açan ve daha da kuvvet veren bir yer varsa oradan okumak güzel olur.
Dördüncüsü, muhatabın seviye ve anlama kapasitesine uygun bir mütalaa ve izah yapılmalıdır. Alt yapısı ve birikimi olmayan insanlara üst seviyeden hitap etmek nasıl yanlış ise seviye ve altyapısı olan birisine de acemi ve avam muamelesi yapmak, aynı şekilde yanlış ve hatalı olur. Öyle ise muktezayı hale mutabık hareket etmek gerekir.
Beşincisi, cümleyi okuyup doğru anlamak için birikimi ve tecrübesi olan ağabeyler ile bolca mütalaa yapıp, ilmi seviyemizi geliştirmek ve tahkik ehli olmamız gerekir. Ya da mananın yanlış olduğuna dair bir kanaat oluşursa, meseleyi ehline tevdi etmek yoluna gidilmelidir.
-ALINTI-
Risaleleri nasıl izah etmeliyiz, herkes kendi idrakine göre anlıyor, bizim ölçümüz ne olmalı, nasıl anlayıp izah etmeliyiz?
Bu izah ve anlama farklılıklarının sebeplerini birkaç madde halinde izah edelim:
Birincisi, Risale-i Nurlar, Kur’an’nın hakikatli ve kapsamlı bir tefsiri olmasından dolayı, çok hikmet ve ince manaları havi ve matvidir. Bu sebeple bir kelimede on cümle bir cümlede bir kitap kıymeti ve zenginliği var. Yani Risale-i Nurlar tefekkür açısından münbit bir mezra gibidir, ne kadar mahsulat kaldırılsa yeridir. Müzakere ve mütalaanın asıl gayesi, bu zengin tefekkürün görünür ve anlaşılır hale gelmesidir. Bu sebeple müzakere ve mütalaa Risale-i Nurların olmazsa olmaz bir prensibidir. Üstad Hazretlerinin "gazete okur gibi okumayın" ihtarı bu manaya işaret içindir.
İkincisi, Risale-i Nurların felsefesi ve ruhuna uygun olmak kaydı ile izah ve farklı bakış açıları, güzel bir talim ve tefekkür vasıtasıdır. Yani benim ulaşamadığım noktaları sen, senin ulaşamadığın noktaları ben izah ederim, böylece herkes istifade ve istifaze etmiş olur. Lakin anlatılan ve izah edilen şeyler Risale-i Nurların dokusuna uygun olmalı ve onun genel ruhu ile bağdaşmalıdır. İzah yapıyorum diyerek alakasız ve gereksiz malumatları söylemek, muhatapları bezdirir ve hakikatli izah ve tefekkürün aleyhine çevirir. Bu sebeple izahı ve tefekkürü yapacak adam, ehliyetli ve liyakatlı olması gerekir.
Üçüncüsü, izah ederken metne sadık kalmak ve metinin genel akışına riayet etmek gerekir. Daldan dala uçmak tarzında bir izah, muhatabın anlama verimini düşürebilir. Lakin konuyu açan ve daha da kuvvet veren bir yer varsa oradan okumak güzel olur.
Dördüncüsü, muhatabın seviye ve anlama kapasitesine uygun bir mütalaa ve izah yapılmalıdır. Alt yapısı ve birikimi olmayan insanlara üst seviyeden hitap etmek nasıl yanlış ise seviye ve altyapısı olan birisine de acemi ve avam muamelesi yapmak, aynı şekilde yanlış ve hatalı olur. Öyle ise muktezayı hale mutabık hareket etmek gerekir.
Beşincisi, cümleyi okuyup doğru anlamak için birikimi ve tecrübesi olan ağabeyler ile bolca mütalaa yapıp, ilmi seviyemizi geliştirmek ve tahkik ehli olmamız gerekir. Ya da mananın yanlış olduğuna dair bir kanaat oluşursa, meseleyi ehline tevdi etmek yoluna gidilmelidir.
-ALINTI-