memluk
Hatim Sorumlusu
Bazı şeyhlerin ders programı olarak Risale-i Nur okutması, Risalelerin tarikat ile iç içe olabileceğinin göstergesi mi olur, bilgi verir misiniz?
Risale-i Nurlar, imana dair hakikatleri tarikat ve tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan insanların akıl ve kalp dünyasına şırınga ediyor. Tasavvuf yolu uzun ve meşakkatli bir yoldur, Risale-i Nurlar ise kısa ve kolay bir hakikate ulaşma metodudur.
Risale-i Nurlar bu zamanın şartlarına ve gereklerine göre yazılmış bir eser olmasından dolayı, günümüzün hastalık ve problemlerine tam bir ilaç ve reçetedir. Tasavvuf yolu ise kökü eski ve şartları eski zamanın şartlarına göre olmasından dolayı, bu zamanın dertlerine ve sorunlarına tam bir tiryak ve reçete olamıyor. Bu sebeple bu zamanda her Müslümanın Risale-i Nurlara ihtiyacı vardır. Risale-i Nur'u elde eden birisinin başka şeylere ihtiyaç duymaması iktiza eder.
Lakin eski meslek ve meşrebini terk edemeyen birisi Risale-i Nur dairesinde bulunabilir, yani hem eski mesleğini hem de Risale-i Nurları kendine mürşit kılabilir, bunun bir sakıncası yoktur. Ama ilk defa Risale-i Nurları tanıyan birisinin başka yerlerde Nur araması, zımni olarak Risale-i Nurları yetersiz ve tatminsiz görmek olur ki, bu Nur talebeliğinin şartlarına uymaz, sadakat ve sebata aykırıdır.
Risale-i Nurlarla tarikatların iç içe olması, bir çelişki ya da tutarsızlık değildir. Zira Risale-i Nurlar ekmek ve su gibi temel ve zaruri şeylerden bahsediyor, tarikat ise bu zaruri ve temel şeylerin üstünde daha kemal bir manaya ulaşmayı hedefliyor. Öyle ise biribiri ile çelişmiyor, tam aksine biribirini ikmal ve itmam ediyor denilebilir. Bu sebeple tarikat erbabının Risale-i Nurlar ile meşgul olması bir ihtiyaç ve zarurettir. Gerçi Risale-i Nurlar tarikatın elde ettiği manevi kemalatı tarikat berzahına girmeden de veriyor, lakin bizim tavsiye ve tespitimiz mesleğini terk edemeyen tarikat ehli kardeşlerimizedir.
Sorularla Risale
Risale-i Nurlar, imana dair hakikatleri tarikat ve tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan insanların akıl ve kalp dünyasına şırınga ediyor. Tasavvuf yolu uzun ve meşakkatli bir yoldur, Risale-i Nurlar ise kısa ve kolay bir hakikate ulaşma metodudur.
Risale-i Nurlar bu zamanın şartlarına ve gereklerine göre yazılmış bir eser olmasından dolayı, günümüzün hastalık ve problemlerine tam bir ilaç ve reçetedir. Tasavvuf yolu ise kökü eski ve şartları eski zamanın şartlarına göre olmasından dolayı, bu zamanın dertlerine ve sorunlarına tam bir tiryak ve reçete olamıyor. Bu sebeple bu zamanda her Müslümanın Risale-i Nurlara ihtiyacı vardır. Risale-i Nur'u elde eden birisinin başka şeylere ihtiyaç duymaması iktiza eder.
Lakin eski meslek ve meşrebini terk edemeyen birisi Risale-i Nur dairesinde bulunabilir, yani hem eski mesleğini hem de Risale-i Nurları kendine mürşit kılabilir, bunun bir sakıncası yoktur. Ama ilk defa Risale-i Nurları tanıyan birisinin başka yerlerde Nur araması, zımni olarak Risale-i Nurları yetersiz ve tatminsiz görmek olur ki, bu Nur talebeliğinin şartlarına uymaz, sadakat ve sebata aykırıdır.
Risale-i Nurlarla tarikatların iç içe olması, bir çelişki ya da tutarsızlık değildir. Zira Risale-i Nurlar ekmek ve su gibi temel ve zaruri şeylerden bahsediyor, tarikat ise bu zaruri ve temel şeylerin üstünde daha kemal bir manaya ulaşmayı hedefliyor. Öyle ise biribiri ile çelişmiyor, tam aksine biribirini ikmal ve itmam ediyor denilebilir. Bu sebeple tarikat erbabının Risale-i Nurlar ile meşgul olması bir ihtiyaç ve zarurettir. Gerçi Risale-i Nurlar tarikatın elde ettiği manevi kemalatı tarikat berzahına girmeden de veriyor, lakin bizim tavsiye ve tespitimiz mesleğini terk edemeyen tarikat ehli kardeşlerimizedir.
Sorularla Risale