Orijinal metin: Namaz kılmak ve büyük günahları işlememek, ne derece hakiki bir vazife-i insaniyye ve ne kadar fıtrî, münasip bir netice-i hilkat-i beşeriyye olduğunu görmek istersen; şu temsilî hikayeciğe bak, dinle:
Sadeleştirilmiş metin: Namaz kılmanın ve büyük günahları işlememenin, insan için ne derece hakiki bir vazife ve onun yaradılışına ne kadar uygun bir gaye olduğunu görmek istersen şu temsilî hikayeciğe bak, dinle;
Mana itibariyle gayet rahatlıkla anlaşılan bir metin olduğu halde tahribat yapılmıştır. İşin özünde sadeleştirmekten başka, keyfi ve zevk alınarak yapılmış bir tahribat vardır. Nitekim bunun binlerce misalleri mevcuttur.
1. “Namaz kılmak” ifadesi “namaz kılmanın” olarak değiştirilmiş, bu ise sadeleştirme değil, tamamen bir tahriptir. Çünkü yapılan değişikliğin mananın anlaşılmasına en küçük bir katkısı dahi bulunmamaktadır.
2. “büyük günahları işlememek” ifadesi “büyük günahları işlemenin” olarak lüzumsuz yere değiştirilmiştir. Dediğimiz gibi bu şekilde yapılan bir değişikliğin mananın anlaşılmasına en küçük bir katkısı bile yoktur.
3. “ne derece hakiki bir vazife-i insaniyye” ifadesini anlaşılmıyor zannıyla anlaşılır kılmak bahanesiyle “insan için ne derece hakiki bir vazife” olarak tahrip etmişlerdir. Yapılan iş sadece kelimelerin yerini değiştirmektir. Dolayısıyla yapılan iş bir sadeleştirme olmayıp, doğrudan doğruya müellifin hukukuna tecavüzdür. Risale-i Nur’a muhatap olanların ilk bakışta dikkatini çeken şey, terkiplerin çokluğudur. Dolayısıyla önce bu terkiplerin tersten okunduğunu öğrenecektir. Terkiplerin tersten okunduğunu en ami adam bile rahatlıkla öğrenebilir ve okuyabilir. Onun için terkiplerde sadece kelimelerin yerini değiştirerek yapılan şey, bir sadeleştirme olmayıp milleti şuursuzca hareket etmeye itmekten başka bir şey değildir.
4. Orijinal metindeki “ve ne kadar fıtrî” ifadesi kaldırılmıştır. Üzülerek söylemeliyiz ki bu iş tamamen bir tahriftir. Çünkü bu ifadenin karşılığını göremiyoruz.
5. “münasip bir netice-i hilkat-i beşeriyye olduğunu” ifadesini yine anlaşılmıyor zannıyla “onun yaradılışına ne kadar uygun bir gaye olduğunu” şeklinde sadeleştirilmiştir. Hadi “beşer” kelimesi anlaşılmıyor diye “onun” yapılmıştır. Halbuki aynı cümlede “insan” kelimesi geçmekle zaten karşılığı verilmiştir. “Münasip” kelimesi bilinen bir kelimedir, onun yerine “uygun” kelimesini koymak pek uygun olmasa gerektir.
Sadeleştirilmiş metindeki “gaye” kelimesi nasıl anlaşılıyorsa “netice” kelimesi de öyle anlaşılır bir kelimedir. Lüzumsuz yere değiştirilmiştir.