Konuya cevap cer

Cevap: Sadeleştirme Hatalarla Dolu - Birinci Söz


                             Orjinal   metin: En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket   ediyorlar ki, o ipek gibi yumuşak damarlar, birer Asâ-yı Mûsâ (a.s.)   gibi [SUP][SUP]1[/SUP] [/SUP] فَقُلْناَ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ emrine imtisal ederek taşları şak eder.



Sadeleştirilmiş  metin: "En  güvendiğin sertlik ve sıcaklık bile bir  emirle hareket  ediyor ve o  ipek misali yumuşak damarlar, Hazreti  Musa'nın (aleyhisselam) asâsı gibi, فَقُلْناَ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ emrine uyarak taşları yarıyor.





  • "En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki," "En güvendiğin sertlik ve sıcaklık bile bir emirle hareket ediyor" şeklinde    değiştirilmiş. En başta şunu söyleyim ki, orjinal metnin sonundaki   "ki"  her zaman için uyuyan insanı uykudan kaldırmak, manaya dikkati   çekmek,  dinleyicinin ya da okuyucunun gafletini dağıtmak gibi   sebeblerden  kullanılır. Cümle bir nebze uzun olduğundan, bu ek cümleye   hem letafet  kazandırıyor, hem de okuyucuyu uyandırma vazifesini   üstlenmiş  diyebiliriz. Başka hikmetleri de olabilir. Şimdi burdaki "ki"   yi  sadeleştirilmiş metinde kaldırarak bu cümle anlatılabilir mi ? Ya   da  çyle diyelim, "ki" eki nin olması cümlenin anlaşılmamasına zerre   kadar  etki edebilir mi ? Değill engel olmak, anlaşılmasına kuvvet   verir. Bu  durumda sadece bu "ki" ekinin bile kaldırılması, cümlenin   daha zor  anlaşılmasını netice vermiştir..Sonra "salabet" çok bilinen   bir kelime değildir. Zaten "sertlik" olarak değiştirilmiş.  Gerçi sadece   "sertlik" değil, aynı zamanda "sağlamlık" ı da ifade eder.  Hatta   kullanıldığı cümleye göre başka manalara da gelmesi muhtemeldir.  Bu   hemen hemen her kelime için de böyledir. Bir yerde "a" manasına gelen    kelime, başka bir cümlede "b" manasına da gelebilir. Her ne ise; hadi    bu kelimenin manasını verdiniz..hemen "salabet"in devamındaki    "hararet"ten ne istediniz ? "Hararet"i bilmeyen insan mı var yahu ?    Hatta bir ortam gerildiğinde, "sıcaklık bi milyon" diyen kimseye    rastlayamazsınız..Ama "hararet bir milyon diyene çok rastlanır" Sonra    havalar az bi ısınıp, bunaltıcı olmaya başladığı vakit, bu kelimeyi    hemen hemen herkes kullanır ve manasını da bilir..He derseniz ki "biz   ilkokul çocuklarına da hitap edeceğiz"  Hiç endişe etmeyin onlar için.   Çünkü onlara bir iki defa nasıl  anlayacaklarını anlatsanız, hiç böyle   aslından çok uzak bir eseri  okumaya ve böyle bir esere müracaat etmeye   gerek duymazlar. Sonra "hararet"in hemen arkasından gelen "dahi"  yi   "bile" diye çevirmekte nasıl bir fayda düşündünüz. Yahu ilkokulda    öğreniyor çocuk "dahi" nin ne olduğunu. Öğretmen bir cümlede "de" ekinin    "dahi" "bile" manalarına geldiğini daha ilkokulun ilk sınıflarında    öğretiyor zaten. Bunun değiştirilmesi, düpedüz keyfiyetin tezahürüdür.   Aslında bu yaptığınız daha çok manaları içeriyor da, dilim varmıyor   söylemeye..Sonra "emir tahtında hareket ediyorlar ki," "bir emirle hareket ediyor" şeklinde   değiştirilmiş. Burdaki "taht" ı hiç çevirmeseniz de, "emir" kelimesini   okuyan, bu kısmı anlar. Hadi çevirdiniz, "taht"  ın burdaki karşılığı   "emir" e ilave ettiğiniz "le" mi ? Yani "emir  tahtında" demek "emirle"   mi demektir ? Yoksa "emir altında" mıdır ?  "Emirle" ile "Emir altında   olmak" aynı şey midir ? Hem "emir tahtında" yani "emir altında"  dendiği zaman akla ilk gelen şey, emir altında olanın, kimin emrinin  altında olduğudur. Yani zihinleri tevhide çeviren bir ifadedir. "Emirle"  dendiğinde ise akla ilk gelen mana, emrin ne olduğudur..Düşünün,  tefekkür  edin...Yine Üstad bu kısmın sonunda "hareket ediyorlar ki,"  dediği halde ve bunun anlaşılmayacak tek bir harfi bile olmadığı halde,  "hareket ediyor" şeklinde değiştirilmiş. "ediyorlar" çokluğu  anlatırken, "ediyor" aynı manayı vermez.


  • "o ipek gibi yumuşak damarlar, birer Asâ-yı Mûsâ (a.s.)  gibi" "ve o ipek misali yumuşak damarlar, Hazreti  Musa'nın (aleyhisselam) asâsı gibi," şeklinde  değiştirilmiş. Bu kısmın başına "ve" ilave edilerek başlanmış.  Gereksiz, manaya katkısı olmayan, fazladan bir "ve"..Sonra "o ipek gibi"  kısmı "o ipek misali" olmuş. Siz bana bu eserlerden okumak isteyen ve  "anlamıyorum" diyen ve "gibi" nin manasını bilmeyen insanların listesini  yapın, ben ömrümü o kişilere "gibi" nin manasını öğretmeye hazırım  şimdiden..Sonraki kısımda "yumuşak damarlar" aynen muhafaza edilmiş.  Aslında "gibi" yi çeviren kişinin bu kısmı da çevirmesi lazım. Mesela  "yumuşak" yerine "esnek" filan konabilirdi.."gibi"yi anlamayan "yumuşak"  ı ne bilsin, "damar" ı ne bilsin ? Sonra "birer Asâ-yı Mûsâ (a.s.)  gibi" kısmı "Hazreti  Musa'nın (aleyhisselam) asâsı gibi," şeklinde  çevrilerek bu kısmın manası da zayi edilmiş Baştaki "birer" tamamen  kaldırılmış. Mana yine değişmiş. Orjinal cümlede ipek gibi yumuşak  damarların Hazret-i Musa nın asasına benzediği vurgusu varken,  sadeleştirilmiş metinde bu mana değişiyor ve daha çok Hazreti Musanın  asası önplana çıkıyor. Dikkatle okuyanlar ne demek istediğimi  anlayacaktır. Sonra orjinalindeki "(a.s.)" "aleyhisselam" olarak  değiştirilmiş. "(a.s.)" yi bilmeyen de var demek ki.


  • [SUP][SUP]"1[/SUP] [/SUP] فَقُلْناَ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ emrine imtisal ederek taşları şak eder." "فَقُلْناَ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ emrine uyarak taşları yarıyor." şeklinde  değiştirilmiş. "İmtisal" ve "şak eder" kısımlarının manaları verilmiş  Ancak yine keyfi bir tasarruf görüyoruz ki "şak eder" "yarar, böler"  manalarına gelir. Hangi edebiyatçıya sorarsanız sorun hiçbir zaman  "yarıyor, bölüyor" gibi manallara gelmez. Yani orjinalinde geniş zaman  fiili kullanılmış, siz kalkıp bunu şimdiki zaman fiili ile  anlatıyorsunuz..Yoksa kitabın altına sadece isminizi yazdınız da, hiç  edebiyat , lugat görmemiş kişilere mi emanet ettiniz bu işi ?


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst