Konuya cevap cer

Cevap: Sadeleştirilmiş Sözler Hatalarla Dolu - On Dördüncü Lem'a'dan..


Orjinal metin:


Ve her parlak şeygüneşi bütün sıfâtıylakabiliyetine göre gösterdiği gibi, güneşin ziya ve hararet ve ziyadaki elvân-ı seb’a gibi keyfiyatlarının herbirisi dahi umum mukabilindeki şeyleri ihata ediyor.



Orjinal olmayan metin:


Ve o parlak şeyler kabiliyetine göregüneşi bütün  sıfatlarıyla gösterdiği gibi, güneşin ışığı, sıcaklığı ve  ışığındaki  yedi renk gibi keyfiyetlerinin her biri de ulaştığı her  şeyi kuşatır.




Birincisi: 


"Ve her parlak şey"


"Ve o parlak şeyler"


Şimdi bu terkibin içinde anlaşılmayan bir kısım yok. Zaten mana olarak  karşılığı verilen kelime de yok. Burada sadece ve sadece, ne yapar eder  de biz burayı bozabiliriz diye yapılan bir iş var. Görüldüğü gibi bu  kısacık yerden ve net olarak anlaşılan yerden "her" i çıkarıp, "o"  ilavesi yapmışlar. Bununla da yetinmemişler ve "şey" i "şeyler" şeklinde  değiştirmişler. 4 kelimede ve bilhassa anlaşılan 4 kelimede 3 hata ne  demek yahu ? Bu kadar ukalalık olur mu ? Bu kadar okuyucuyu anlamaz ve  saf yerine koymak olur mu ? Bu kadar kendini maskara etmek olur mu ? 



İkincisi: 


"güneşi bütün sıfâtıyla"


"güneşi bütün  sıfatlarıyla"


Yine malum ve sık gördüğümüz hatalardan. Hatta buna hata demek içimden  gelmiyor. Bu olsa olsa kasıt olabilir. Çünkü insan önce bi bakar,  anlaşılmayan bişey var mı diye, baktın yok, o kısmı atlar bir sonraki  kısma geçersin. Burda anlaşılmayan birşey yok ki ne diye "sıfat" ı  "sıfatlar" yaptınız ? Zannedilmesin ki daha iyi sadeleştirme  yapılabilirdi demek istiyoruz. Hayır asla ve kat'a. Bahsettiğimiz şey, o  kadar sözü dinlemeyenlerin, ciddiye almayanların ortaya koyduğu  muvaffakiyetsizliği nazara vermek. Ve bunu delilleriyle ispatlamak. Ki  misallerini verdiğimiz gibi, en basit yerlerde bile muvaffak  olamamışlar, elleri sürçmüş ve saçmalamışlar resmen. 



Üçüncüsü: 


"güneşin ziya ve harareti"


"güneşin ışığı, sıcaklığı"


Buradaki kelimelerden "ziya" çok kullanılan  kelimeler arasında olmasa da, mana olarak hemen herkesin bildiği bir  kelimedir. Heleki "hararet" kelimesi çok bilinen ve yaygın bir  kelimedir. Buna rağmen bu iki kelime lüzumsuz değiştirilmiştir. Bundan  ziyade, orjinalindeki "ve" kaldırılmıştır. Ve yine "ziya" "ışık"  manasına gelirse de, "ışığı" manasına gelmeyeceği malumdur. 



Dördüncüsü:


"ve ziyadaki elvân-ı seb’a gibi"


"ve  ışığındaki  yedi renk gibi


Yine bariz hatalardan birisi.


"ziyadaki"  eğer anlam olarak verilmesi gereken bir kelime olsa, karşılığı  "ışığındaki" değil, "ışıktaki" olur. Bu kadar basit hatalara takılmamın  sebebi, ben çok rahat bir şekilde bu farkı görüyorsam ve sadeleştirme  gibi bir vebal altına girmediğim halde bu kadar dikkat gösteriyor isem,  bu kadar ağır vebalin altına girenler ve "azami dikkat ve titizlik gösterdik" diyenlerin  çok daha fazla dikkatli olmaları gerekirdi. Demek ki sadeleştirme işi  bir bahanedir. Ve maksadı anlamayı sağlamaktan çok farklıdır.



Beşincisi: 


"keyfiyatlarının herbirisi dahi"


"keyfiyetlerinin her biri de"


Yine klasik tahrifat misallerinden birisi daha..


Orjinalindaki,  "keyfiyat" kelimesinin sadece ve sadece "e harfi değiştirilerek yani  "keyfiyet" yapılarak büyük bir iş başarılmış. Tebrikler..Şimdi  orjinalinden okuduğumu düşünüyorum "keyfiyat" yazıyor, anlamıyorum.  Sonra tahrif edilmişine bakıyorum, "keyfiyet" yazıyor ve anlıyorum. E bu  kadar zahmet göstermişler, anlasak iyi olur tabi..Hem şu var:  "keyfiyat" taki "at" eki çoğulluğu ifade eder. Oysa "keyfiyet" teki "et"  eki aynı işi yapmaz. Bir işin keyfi olduğunu gösterir sadece. Bu da  ince bir ayrıntı. Göremeyenler utansın..


Sonra "herbirisi" "her biri" olarak değiştirilmiş. Bu kadar ciddiyetsiz bir işe girişmekten hiç mi korkmazlar, anlamıyorum. 


Sonra  "dahi" yi de "de" şeklinde değiştirmişler. Bir ciddiyetsizlik,  basiretsizlikte bu..3 kelimede 3 lüzumsuz iş ve bir hata biraz fazla  değil mi ? Sadeleştirilmiş eserleri savunanlar, hangi akla hizmet  ettiklerine bir baksınlar..Bumu sizin anlamak istediğiniz Risale ? Ve  bunların elinden mi bu hakikatleri anlayabileceksiniz ? 



Altıncısı: 


"umum mukabilindeki şeyleri ihata ediyor


"ulaştığı her  şeyi kuşatır



Evet sıradan başlıyoruz. 


1. Orjinalindeki "umum" yok edilmiş. 


2.  "mukabilindeki" nin karşılığı "ulaştığı" olarak verilmiş. Bu kelimenin  burdaki karşılığı "karşısındaki" dir. "karşısındaki" ile "ulaştığı"  arasında bir bağlantı kurabilen var mı ? 


3. "Şeyleri" "her şeyi" olarak değiştirilmiş. "Şeyler" i bilmeyenin, "her şeyi" bilebileceğini kim iddia edebilir ? 


4.  "ihata ediyor" "kuşatır" şeklinde çevrilmiş. Kelime olarak doğru  çevrilmiş dahi olsa, mana olarak zaman olarak yine yanlış çevrilmiş.  Orjinalindeki şimdiki zamanla ifade ediyor, tahrif edilmiş metin her  zamanki gibi geniş zaman modundan çıkamadığı için, o şekilde ifade  ediyor. Görüldüğü üzere 4 kelime de 4 hata..


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst