Yirmi dokuzuncu, otuzuncu ve otuz birinci cümleler:
Bu işler tesadüfî olamaz. Bu acip işler içinde garip esrar var. Ve pek büyük bir işleyici var olduğunu intikal etmedi. O.M.
Bu tuhaf hadiselerin arkasında garip sırların ve pek büyük bir işleyicinin var olduğunu kavrayamadı; oysa bu işler tesadüfi olamaz. S.M.
Öncelikle bu cümlede anlaşılma ihtimali zor olan tek kelimenin "intikal" olduğunu belirtelim. Fakat bu kelimenin manasından başka şu kısımda değişmeyen yer kalmamış. Dolayısıyla anlaşılan diğer kısımları, anlaşılsın diye değiştirmek, bu işi yapanların niyetlerinin, samimi olduğuna inanmayı, imkansız hale getiriyor.
1. Yayıncı notundan:
"Anlamayı kolaylaştıracağı düşünülen yerlerde, kelimelerin bugünkü karşılıklarının seçilmesinin yanında, uzun cümleler bölündü ve aynı malzemeyle yeniden kuruldu."
Yayıncı kuruluşun yalanının en bariz ortaya çıktığı kısımlardan birisi de bu kısım. Güya anlamayı kolaylaştırsın diye uzun cümleleri kısaltıklarını, hem dahi kelime karşılıklarının verildiği yalanını ve aynı malzeme ile yeniden kurulduğunu söylüyorlar. Yaptıkları iş ise tersini söylüyor. Burada 3 tane kısa ve anlaşılır cümle, anlaşılmasın, iyice karışsın, bozulsun diye, uzun tek bir cümleye dönüştürülmüş. Ki 3 cümleyi ayrı ayrı okuduğunuzda anlama sorunu ile karşılaşmazsınız. Hem sadece kelime karşılıkları verilmiyor, cümleler resmen altüst ediliyor, tamamen keyfi ve lüzumsuz hiçbir fayda sağlamayan, aksine cümleyi daha da anlaşılmaz hale getiren şekillerde değiştiriliyor.
Bahsettiğimiz "intikal etmedi" ifadesi dahi, geriden gelen cümlelerden ve cümlenin içindeki olumsuzluk ifadelerinden gayet net bir şekilde anlaşılmaktadır. Tahrif edilmiş metinde ise farklı bir anlatım tarzı var. Cümleyi uzun bir cümle yaptıkları dahi yetmemiş, başıyla sonunu yer değiştirmek, ters-düz etmek suretiyle cümlelerin yapısını tamamen bozmuşlar. Tahrifçiler cümleyi uzatmakla hem fazladan ilavelere gerek duymuşlar, hem de anlaşılmasına en ufak bir katkı sağlamamışlardır.
2. "Bu işler tesadüfî olamaz" cümlesi orjinaldeki yerinden alınıp, sona getirilmiş ve "oysa bu işler tesadüfi olamaz" şeklinde değişime uğramış. Cümlelerin yapısını bozmak, başka değişiklikleri de gerekli hale getirdiği burdan anlaşılabilir. "Oysa" ilavesi bu lüzumsuz değişikliğin bir neticesidir.
3. "Bu acip işler içinde garip esrar var" "Bu tuhaf hadiselerin arkasında garip sırlar....var" şeklinde değiştirilmiş. "Acip" kelimesinin lugattaki karşılığı "tuhaf" değil, "hayret verici, şaşırtıcı şey" dir. Her tuhaf şeyin insanı şaşırttığı ve hayrete düşürdüğü söylenebilir mi ? Sonra "işler içinde" "hadiselerin arkasında" şeklinde değiştirilmesi ne kadar saçmadır, herkes anlayabilir. Öncelikle "işler ve içinde" kelimelerinin anlaşılmayan kelimeler olduğunu tahrifçi zihniyetten başka kim iddia edebilir ? Ve bunların yerine getirilen "hadise ve arka" kelimeleri bunlardan daha anlaşılır kelimeler midir ? Sonra "iş" in anlamı, "hadise" midir ? Hem "içinde" nin anlamı hangi lugatta "arkasında" diye geçer ? Birşeyin "içinde" olmakla "arkasında" olmak aynı şey midir ? Bu değişiklikler yapılırken sadeleştirme niyeti bile olmadığı açık ve net değil mi ? Ve bu niyetle yapılmadığı ortaya çıktıktan sonra, buna ihanet, tahrip, tahrif, cinayet, hıyanet, kıskançlık, cehalet isimlerinden birini vermek lazım gelmez mi ?