Kırk birinci cümle:
"Çünkü güzel ahlâklı olduğundan güzel şeyleri düşünür, güzel hülyalar eder, kendi kendine ünsiyet eder." O.M.
"Güzel ahlâklı olduğundan güzel şeyler düşünür, güzel hülyalar kurar, iç huzuruna erer." S.M.
Bu cümle içinde anlaşılması diğerlerine göre bir derece zor olan sadece "ünsiyet" kelimesidir. Haliyle bu kelimenin manası verildiğinde sadeleştirme dedikleri hatalı maksatları yerine gelmiş olacaktır. Ancak bu cümlede de öyle olmadığını görüyoruz. Belki anlaşılamayacak olan tek kelime o olmasına rağmen, cümlenin diğer anlaşılan kısımlarında da değişikliğe gidilmiştir hem de faydasından çok zararı olan değişiklikler. Demekki "anlaşılsın diye yapıyoruz" sözleri boşadır, doğru değildir.
1. "Çünkü güzel ahlaklı olduğundan" "güzel ahlaklı olduğundan" şeklinde değiştirilmiş. "Çünkü" bağlacı kaldırılmış ve mana kısmen bozulmuştur. Ve kaldırılma sebebinin, ne edebiyat kuralları çerçevesinde, ne de sadeleştirme mazereti altında hiçbir şekilde izahı mümkün değildir.
2. "Güzel şeyleri düşünür" "güzel şeyler düşünür" şeklinde değiştirilmiş. Haydi bunda hüsn-ü zan edelim, bir harf gözden kaçtı diyelim.
3. "Güzel hülyalar eder" "güzel hülyalar kurar" şeklinde değiştirilmiş. Hiçbirşekilde anlaşılmasına katkı sağlamayan bir değişiklik. Ve dahi "eder" anlaşılmayacak bir fiil değil. Hem dahi "kurar" ın manası "eder" değil.
4. "Kendi kendine ünsiyet eder" "iç huzuruna erer" şeklinde değiştirilmiş. İç huzuruna ermekle, kendi kendine ünsiyet etmenin, dostluk etmenin ne ilgisi var ? Anlaşılan tahrifçiler kelime manalarını vermeyi de bırakmışlar, cümleden anladıklarını yazmaya başlamışlar.