Elli sekizinci cümle:
Biraderi gibi, ortasında bir ağaca eli yapıştı, havada muallâk kaldı. O.M.
Kardeşi gibi kuyunun ortasında bir ağaca tutunup havada asılı kalır.S.M.
Bu cümlede de bir derece yabancı olduğumuz bir tane kelime var, o da "muallâk" kelimesidir. Ki bu kelime cümle içinde kendi manasını ihtar etmektedir. Öyle ya insan bir şeye tutunup, havada nasıl kalabilir ? Hadi diyelim ki bu hatalarının 1. kademesi olan sadeleştirmedir..O halde diğer değişiklikler hangi maksadla izah edilecektir ?
1. "Birader" "kardeş" olarak değiştirilmiş. Bu basit kelimeyi bilmeyen biri, bir önceki cümlede geçen "arşın" kelimesini nasıl bilebilir ya da nasıl bildiği düşünülebilir ki sabit bırakılmıştır ?
2. "Ortasında" "kuyunun ortasında" şeklinde değiştirilmiş. Zaten bir önceki cümlede malum yerin bir kuyu olduğu bildiriliyor.
3. "Bir ağaca eli yapıştı" "bir ağaca tutunup" şeklinde değiştirilmiş. Bu da manayı etkileyen değişikliklerden. Zira orjinal metinde "el" tektir. Ve yapışma fiili irade ederek yapılan birşey değildir. Tahrif edilmiş metinde ise bilerek tutunmak vardır ve iki elle de tutunmuş olma ihtimali vardır. Hem "yapışmak" fiili "tutunmak" fiilinden daha az bilinen bir fiil değildir. Hem orjinal metinde "yapıştı" olarak geçen fiil, tahrif edilmiş metinde "tutunup" şeklinde değiştirilmek suretiyle cümle devam ettirilmiştir. Bu değişikliklerin zararından başka metnin anlaşılmasına en ufak bir faydası yoktur. Tamamen cehalet; değilse kasıt ürünüdür.
4. "Havada muallâk kaldı" "havada asılı kalır" şeklinde değiştirilmek suretiyle yine fiil geniş zamanla ifade edilmiş. "Kaldı" fiilini "kalır" diye değiştirilmekle daha iyi anlaşılacağını ve aynı manayı muhafaza ettiğini kim iddia edebilir ?