Konuya cevap cer

ﻻ َٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻻ َّ ﺍﻟﻠَّﻪُ da şöyle bir müjde var ki: Hadsiz hacata mübtela, nihayetsiz a'danın hücumuna hedef olan ruh-u insanî şu kelimede öyle bir nokta-i istimdad bulur ki, bütün hacatını temin edecek bir hazine-i rahmet kapısını ona açar ve öyle bir nokta-i istinad bulur ki, bütün a'dasının şerrinden emin edecek bir kudret-i mutlakanın sahibi olan kendi Mabudunu ve Hâlıkını bildirir ve tanıttırır, sahibini gösterir, Mâliki kim olduğunu irae eder. Ve o irae ile, kalbi vahşet-i mutlakadan ve ruhu hüzn-ü elîmden kurtarıp, ebedî bir ferahı, daimî bir süruru temin eder.

----------------------

Hadsiz: Sınırsız, sayısız.

Hacat: İhtiyaçlar.

Mübtela: Tutkun, düşkün, hasta, dertli.

Nihayetsiz: Sonsuz.

A'danın: Düşmanların.

Ruh-u insani: İnsana ait ruh.

Nokta-i istimdad: Yardım isteme noktası(yeri), yardım istenecek yer.

Rahmet: Merhamet, acıma, şefkat etme, esirgeme.

Hazine-i Rahmet: Rahmet hazinesi.

Nokta-i istinad: Dayanma noktası, dayanılacak yer.

A'da: Düşmanlar.

Şerr: Kötülük, fena.

Kudret-i mutlaka: Sınırsız ve sonsuz kudret(güç).

Mabud: İbedet edilen, kulluk yapılan (Allah(cc)).

Hâlık: Yaratıcı Allah(cc).

Mâlik: Sahip.

İrae: Gösterme.

Vahşet-i mutlaka: Tam vahşilik, sonsuz yanlızlık ve korku ve ürkeklik.

Hüzn-ü elim: Acı veren üzüntü ve sıkıntı.

Ebedî: Sonsuz, sonsuzlukla ilgili.

Sürur: Sevinç, neşe.


MEKTUBAT / 20.Mektup / 1.Makam / 4.Kelime


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst