Konuya cevap cer

Zekatını fakirlere veren ve alın teri ile helalinden kazanan kimsenin  villa, köşk yaptırması haram değildir, helal ve makbuldür. Asıl uygun  olmayan, helal olmayan, tembel oturmak, çalışmayıp, fakir kalmak, yahut  kazandıklarını haram şeylere verip, basit meskende kalmaktır. Böyle  tembellerin ve malını haramlara israf edenlerin yüzünden, çalışkanları  suçlamak doğru değildir. Zekatını verenlerin köşkte oturmaları, şık  giyinmeleri, fennin bulduğu bütün kolaylıklardan faydalanmaları  helaldir. Allahü teâlâ, (Verdiğim nimetleri, kullanmalarını severim) ve  (Çalışana veririm) buyuruyor. Çalışıp kazanmak ibadettir. Zenginlik  günah değildir. Allahü teâlâ şükreden zenginleri sever. Zengin olduğu  için, kendini beğenmek, kendini başkalarından üstün görmek haramdır.


Aşere-i mübeşşere’den [Cennete gidecekleri ismen müjdelenen on kişiden]  Hazret-i Zübeyr bin Avvam tüccar idi. Medine’de, Basra’da, Kufe’de ve  Mısır’da mülkleri, geniş arazisi ve bin hizmetçisi vardı. Fakat bütün  gelirini fakirlere dağıtırdı. Yine o on kişiden Hazret-i Abdurrahman bin  Avf, vefatında iki milyon altın miras bırakmıştı. Cennetle  müjdelenenlerden Hazret-i Talha da zengindi. Şık giyinir, süslü gezerdi.  Yüzüğünde kıymetli yakut taşı vardı. Yine Cennetliklerden Hazret-i  Osman da zengin tüccardı. Tebük gazasında on bin altın ve mal yüklü bin  deve verip Resulullah efendimizin duasını aldı. Zenginlik nimettir.  Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Ahir zamanda müminler için zenginlik saadettir.) [İ. Rafii] Hazret-i İbrahim, Hazret-i Davud ve Hazret-i Süleyman çok zengin idi.  Eshab-ı kiramın fakirlerinden çoğu, zenginler bizim gibi ibadet  ettikten başka, malları ile hayırlı işler yaparak çok sevap kazanıyorlar  diyerek, agniya-yı şakirine [şükreden zenginlere] imrenirlerdi.


 


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst