Konuya cevap cer


Ahmed ŞAHİN

07 Eylül 2011 Çarşamba 

    Zaman



Şevval ayında altı gün orucu...

               


                                     Şevval ayında oruç tutmak, hadislerdeki teşvikten sonra teravih namazı gibi sevaplı bir ibadet olarak hep ilgi görmüştür.

   

        Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri, şevval ayı orucunun bir sene nafile  oruç tutmuş gibi sevaba vesile olacağını duyurduğu hadisinde şöyle  buyurmuştur:

   

    - "Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki  Şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi  olur!" (Müslim-Tirmizi) 

   

    Demek ki, bir aylık Ramazan orucundan  sonra Şevvâl'de de altı gün oruç tutarak orucunu otuz altıya çıkaran  kimse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaba layık görülmektedir.

   

    Hadisi yorumlayanlar bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi sevap almanın açıklamasını şöyle yapmaktalar:

   

    - Ramazan boyunca oruç tutan insan, her orucuna on sevap almışsa yekûnu  üç yüz eder. Şevvâl ayında tuttuğu altı orucuna da altmış sevap alınca  eder üç yüz altmış. Yani bir sene... Dolayısıyla hadisin işaret ettiği  (kameri) seneyi oruçlu geçirmiş gibi büyük bir sevaba ulaşma hali söz  konusu olur. 

   

    Aslında ibadetlerdeki sevap çokluğu konusunda  esas olan, o ibadeti ihlasla yapmak, vesveseden uzak bir istek ve ümitle  ona talip olmak. Bazen samimi bir niyetle yapılan öyle iyilikler,  ibadetler olur ki, yapanın gönlünde duyduğu derin istek ve sâfî ihlas  yüzünden 360 gün değil, belki 360 senelik nâfile ibadet sevabı bile  kazanabilir. İhlas ve samimiyet meselesidir bu... "İhlas ile kim ne  isterse Rabb'imiz verebilir." Onun için Müceddid'üz-zaman'ın sözü hep  tekrar edilegelmiştir. Der ki:

   

    - Zerre kadar ihlaslı amel, batmanlarla ihlassız amele müreccahtır, tercih edilir. 

    

    'Âdetleri bile ibadete çeviren niyetlerdeki bu samimiyet ve ihlasın'  önemini geçmişte verdiğim bir misalde şöyle bir örnek ile arz etmiştim.  Çölün ortasında giden bir yolcu düşünmüş ki:

   

    - Bu dümdüz yolda  yaşlı bir adam ve çocuk bineğine binmek istese, üzerine basıp da yukarı  çıkarak hayvanına binebileceği bir basamak yoktur. Öyle ise şu tepedeki  kayayı yuvarlayıp yolun kenarına getireyim de, yolda yürümekte olan  yaşlı ve çocuklar hayvanlarını taşın yanına çekip üstüne çıkarak kolayca  binme imkânı bulsun, sevabı da bana olsun. 

    

    Adamın bu hâlis niyeti sebebiyle Rabb'imiz ondan razı olmuş, istediği sevabı ihsan eylemiş.

   

    İşte böyle güzel bir niyetle getirilen taşı yolun kenarında gören bir başka yolcu da düşünmüş ki:

   

    - Bu kayayı buraya getiren kimse ne kadar da yanlış bir iş yapmış. Hiç  düşünmemiş ki, buradan gözleri görmeyenler geçer, gece karanlıkta fark  edemeyenler taşa takılıp yere düşerler. Şu taşı buradan yuvarlayıp  uzaklaştırayım da kimse takılıp yere düşmesin, sevabı da bana olsun... 

    

    İşte bu adam da halis bir niyetle taşı buradan uzaklaştırdığından  dolayı sevaba nail olmuş. Her ikisinde de niyet hâlis, yorum makul.

   

    Biz de sâfi bir niyetle altı gün orucumuzu tutarsak, belki Rabb'imiz bu  niyetimize, bu bağlılığımıza bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaplar  ihsan edebilir. Rabb'imizin sınırsız rahmetine kimse sınır koyamaz,  diye düşünsek yanlış olmaz. 

   

    - "Bu altı gün orucun arka arkaya  bitişik mi tutulması gerekir, yoksa aralıklı olarak tutulsa da olur mu?"  sorusunun cevabı: Bitişik olması şart değildir, ay boyunca aralıklarla  tutulması da yeterli olur. Hatta pazartesi perşembe günleri de  tutulabilir, şeklinde olmaktadır. 

   

    Ayrıca: Özellikle hanımların  Ramazan içinde tutamadıkları borç oruçları varsa, önce o borç oruçları  tutmak daha isabetlidir diyenler de vardır. Çünkü önce farz olan borçtan  kurtulmak önemlidir, denmektedir. 

    

    Şayet bu borçlar tutulurken  vakit geçer de altı gün nafile orucuna fırsat bulunamazsa muhtemeledir  ki, borç olarak tutulan oruçlar da Şevvâl orucu sevabını da  kazandırabilir, diye beklemek de mümkündür. Rabb'imizin sınırsız  rahmetinden böyle ikram ümit etmek yanlış olmasa gerektir.



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst