Müfti'd-Diyâri'l-Mısriyye
Müfti'd-Diyâri'l-Mısriyye cemaziyelevvel 1313 Kasım 1895 Kuruldu
Müfti'd-Diyâri'l-Mısriyye cemaziyelevvel 1313 Kasım 1895 Kuruldu
(1895 - 1899) Şeyh Hassunah el-Nawawi
1899 - (1905) İmam Şeyh Muhammed Abduh
(1905 - 1914) Şeyh Bekri el-Sadafi
(1914 - 1920) Şeyh Muhammed Bahît el-Mutî'
(Temmuz 1920 - Kasım 1920) Şeyh Muhammed Isma `il el-Bardisi
(1921 - 1928) `Abd al-Rahman Kurra` ah Şeyh
(1928 - 1945) Şeyh `Abd al-Majid Salim
(1946 - 1950) Şeyh Muhammed Hasanayn Makhluf
(1950 - 1952) Şeyh `Allam Nassar
(1952 - 1954) 2. Dönem: Şeyh Muhammed Hasanayn Makhluf
(1955 - 1960) Şeyh Hasan Ma'mun
(1960 - 1970) Şeyh Muhammed Ahmed `Abd al-` Al Haridi
(1970 - 1978) Şeyh Muhammed Khatir el-Şeyh Muhhammad
(1978 - 1982) Şeyh El-Ezher Jad el-Hak `Ali el-Hak Jad
(1982 - 1985) Şeyh `Abd al-Latif` Abd al-Ghani Hamzah
(1986 - 1996) Dr Tantavi Seyyid Muhammed
(1996 - 2002) Dr Nasr Farid Vasil
(2002 - 2003) Dr al-Tayyib Ahmed
(28/9/2003 - Geçerli) Prof Dr Ali Cuma
Muhammed Bahît el-Mutî'
Mısır'ın Mutia şehri 1271/1854-1354/1935 Kahire
Mısır Câmi-ül Ezher Üniversitesi reislerinden meşhur Şeyh Bahid Efendi İstanbul'a bir seyahat için geldiğinde; Kürdistan'ın sarp, yalçın kayaları arasından gelerek İstanbul'da bulunan Bediüzzaman Said Nursî'yi ilzam edemeyen İstanbul üleması, Şeyh Bahid'den bu genç hocanın ilzam edilmesini isterler. Şeyh Bahid de bu teklifi kabul ederek bir münazara zemini arar. Ve bir namaz vakti Ayasofya Câmiinden çıkıp çayhaneye oturulduğunda bunu fırsat telakki eden Şeyh Bahid Efendi, yanında ülema hazır bulunduğu halde Bediüzzaman'a hitaben:مَا تَقُولُ فِى حَقِّ اْلاَوْرُوبَائِيَّةِ وَ الْعُثْمَانِيَّ
Yani: -Avrupa ve Osmanlılar hakkında ne diyorsunuz, fikriniz nedir? der.
Şeyh Bahid Efendi'nin bu sualden maksadı; Bediüzzaman'ın şekk olmayan bir bahr-i umman gibi ilmini ve ateşpare-i zekâsını tecrübe etmek değil, belki zaman-ı istikbale ait şiddet-i ihatasını ve idare-i âlemdeki siyasetini anlamak idi. Buna karşı Bediüzzaman'ın verdiği cevab şu oldu:اِنَّ اْلاَوْرُوبَا حَامِلَةٌ بِاْلاِسْلاَمِيَّةِ فَسَتَلِدُ يَوْمًا مَا وَ اِنَّ الْعُثْمَانِيَّةَ حَامِلَةٌ بِاْلاَوْرُوبَائِيَّةِ فَسَتَلِدُ يَوْمًا مَا
Yani "Avrupa, bir İslâm devletine hâmiledir, günün birinde onu doğuracak. Osmanlılar da Avrupa ile hâmiledir, o da onu doğuracak."
Bu cevaba karşı Şeyh Bahid Hazretleri:
-Bu gençle münazara edilmez, ben de aynı kanaatteyim. Fakat bu kadar veciz ve belîgane bir tarzda ifade etmek, ancak Bediüzzaman'a hastır (1) demiştir.
___________________
(1) Nitekim Bediüzzaman'ın dediği gibi; ihbaratın iki kutbu da tahakkuk etmiş, bir iki sene sonra Meşrutiyet devrinde şeair-i İslâmiyeye muhalif çok âdât-ı ecnebiyeyi ahzetmek ve gittikçe Türkiye'de yerleştirmek; ve şimdi Avrupa'da Kur'ana ve İslâmiyete karşı gösterilen hüsn-ü alâka ve bilhassa bahtiyar Alman milletinde fevc fevc İslâmiyeti kabul etmek gibi hâdiseler, o ihbarı tamamıyla tasdik etmişlerdir.
Tarihçe-i Hayat
Kaynak
& -
.: Dar Al-Iftaa | ??? ??????? ??????? :.
- - -