İlim-irfan
Well-known member
Takva Allahtan korkmak demektir. Allahü teâlâdan korkmak, bir zalimden korkmak gibi değildir! Bu korku, saygı ve sevgi ile karışık olan bir korkudur.
Korkunun dereceleri vardır: İnsanın kendisini arzulardan menetmesine iffet, haramlardan menetmesine takva, şüphelilerden menetmesine vera denir. Allah’a yaklaşmaya mani olan her şeyden menetmesine ise sıdk denir. Böyle kimselere de sıddık denir. Hadis-i şerifte, “Her şeyin kaynağı vardır. Takvanın menbaı âriflerin kalbleridir” buyuruldu.
İman etmeyen için, Allah korkusu bahis konusu olamaz. İman edenin de, imanın tadını bulması için, Allahü teâlâyı çok sevmesi ve kâfir olmaktan çok korkması gerekir. Hadis-i şerifte, “Allah’ı ve Resulünü her şeyden çok seven, yalnız Allah’ın sevdiklerini seven ve küfre düşme korkusu, ateşte yanma korkusundan çok olan kimse imanın tadını bulur” buyuruluyor.
Dünyadaki pek çok rezaletler, cinayetler, iffetsizlik yüzünden meydana gelmektedir. İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin kötülüklerini bildikleri halde, kendilerini bu kötü yollara sapmaktan alıkoyamaz. Bu kuvvetli duygu karşısında, onları selamet yoluna çıkaracak çare, terbiye ve ahlâk meselesidir. Din, ahlâk demektir. Allahü teâlâdan korkan, takva sahibi bir insan iffetsiz olamaz.
Ayet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Allah indinde en üstününüz, en şerefliniz takvada en ileri olandır.” (Hucurat 13)
“Yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, küçük günahlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere (Cennete) koyarız.” (Nisa 31)
Adamın biri Fudayl bin İyâd hazretlerine, “Bana, hangi ülkede ikâmet etmemi tavsiye edersiniz?” diye sormuş ve şu karşılığı almıştır: “Seninle bir ülke arasında akrabalık yoktur. Ülkelerin en hayırlısı, seni takvaya sevk edenidir.”
Süfyan-ı Sevrî buyurdu ki: “İçimizden birisi Rabbine karşı tam bir takvâ sahibi oldu mu, artık onu hayat sevindirmez, kendisini uyku da tutmaz.”
Mehmet Oruç - Türkiye
15/11/2009
Korkunun dereceleri vardır: İnsanın kendisini arzulardan menetmesine iffet, haramlardan menetmesine takva, şüphelilerden menetmesine vera denir. Allah’a yaklaşmaya mani olan her şeyden menetmesine ise sıdk denir. Böyle kimselere de sıddık denir. Hadis-i şerifte, “Her şeyin kaynağı vardır. Takvanın menbaı âriflerin kalbleridir” buyuruldu.
İman etmeyen için, Allah korkusu bahis konusu olamaz. İman edenin de, imanın tadını bulması için, Allahü teâlâyı çok sevmesi ve kâfir olmaktan çok korkması gerekir. Hadis-i şerifte, “Allah’ı ve Resulünü her şeyden çok seven, yalnız Allah’ın sevdiklerini seven ve küfre düşme korkusu, ateşte yanma korkusundan çok olan kimse imanın tadını bulur” buyuruluyor.
Dünyadaki pek çok rezaletler, cinayetler, iffetsizlik yüzünden meydana gelmektedir. İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin kötülüklerini bildikleri halde, kendilerini bu kötü yollara sapmaktan alıkoyamaz. Bu kuvvetli duygu karşısında, onları selamet yoluna çıkaracak çare, terbiye ve ahlâk meselesidir. Din, ahlâk demektir. Allahü teâlâdan korkan, takva sahibi bir insan iffetsiz olamaz.
Ayet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Allah indinde en üstününüz, en şerefliniz takvada en ileri olandır.” (Hucurat 13)
“Yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, küçük günahlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere (Cennete) koyarız.” (Nisa 31)
Adamın biri Fudayl bin İyâd hazretlerine, “Bana, hangi ülkede ikâmet etmemi tavsiye edersiniz?” diye sormuş ve şu karşılığı almıştır: “Seninle bir ülke arasında akrabalık yoktur. Ülkelerin en hayırlısı, seni takvaya sevk edenidir.”
Süfyan-ı Sevrî buyurdu ki: “İçimizden birisi Rabbine karşı tam bir takvâ sahibi oldu mu, artık onu hayat sevindirmez, kendisini uyku da tutmaz.”
Mehmet Oruç - Türkiye
15/11/2009