durmuþ göktekin
Active member
TERAZİDE TAMAH YOKTUR!
İnsanda birbirine zıt sıfatlar vardır. Bunlardan hırs ve tamah o kadar büyüktür ki, okyanuslar ona az, gökyüzü dar gelir. “İnsanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa mutlaka bir üçüncüsünü ister” mealindeki hadis her şeyi özetler mahiyettedir. İnsan, hırs ve tamahı sebebiyle, denizi testiye doldurmak ister. Testi denizi almayınca hırsı kendini yer bitirir. Hırs, kulağı duymaz, gözü görmez eder. Hırs ve tamah sahibi bilmez ki bir ot bir dağı kaldıramaz. Ölçülü istemek, ölçülü olmak her şeyi yerli yerinde kullanmak hayata ahenk katar. Hakkın rahmetinden uzak olanın makamı ne olursa olsun, gözü açtır. Hırsı yüzünden akıbeti görmemek, kendi gönlüne ve aklına gülmeye benzer. Kanaat eden açlıktan ölmez. Hırs gösteren de iflah olmaz.
Hırs; insanın aklını başından alır cahil eder. Ölümü çabuklaştırır. Aynada tamah olmadığı için münafıklık yoktur. Her şeyi olduğu gibi gösterir. Tamah kontrolsüz kaldı mı insanı münafık eder. Terazide tamah olsaydı hiçbir şeyi doğru tartamazdı. Tamah seviyesi yüksek olanın dili tutuktur. Tamahkârın huyu, fitne ve fesattır. Onun hilesini Allah’tan başkası bilemez. Allah’a sığınarak onun fitne ve fesadından kurunmak lazım.
Hırs ve tamah, lügatte; Aç gözlülük, bir şeyi şiddetle arzu etme, aşırı derecede ona tutkun olma, sonu gelmeyen isteklerde bulunmak gibi manalara gelmektedir. Hırs ve tamahın esiri olan kimseler önce kendilerine sonra da yakınlarına zarar verirler. Sosyal hayat düzenini bozdukları için haksızlıklara ve zulme yol açarlar. İyilik yapamayan kötülükten uzak durmalıdır. Dünya malı deniz, insan da bir gemidir. Malı dışında tutarsan kurtulursun. İçine alırsan batarsın. Gemide kanaat filikalarını hazır bulundurmalısın.
İnsan, eksi sıfatlarını ne kadar da örtmeye çalışsa o, eylemlerinde ortaya çıkar. Mesela; hırs ve menfaati sabah ezanından önce kaldırır, namazını kılmadan işe gönderir. Bu iş senelerce böyle devam eder. Hiçbir hayırlı işte bu kadar hassas olmazken para kazanma işine gelince bütün hassasiyeti ayaklanır. Paranın verdiği şımarıklıkla zıvanadan çıkar. Çok kazanmak için borca girer. Veresiye verir. Alacaklarını tahsil edemez, iflas eder. Bunun acısını kendi çektiği gibi eşi, çocukları, annesi, babası ve bütün yakınları da çeker. Kendine zulmetmekle kalmaz, bigünah insanlara zulmetmiş olur.
Kendine merhamet etmeyene merhamet edilmez. Allah’ın merhametine hiçbir merhamet yetişemez! Dolayısıyla; işlerini kimseyle istişare etmeyen, düşüncelerini paylaşmayan insanın işlediği suçun cezası haktır. Cezayı çekmesi de muhakkaktır.
Bugün insanlar alışveriş hastalığına yakalanmış. Alışveriş merkezlerinde, müzik eşliğinde çılgınca, kredi kartıyla alışveriş yapılıyor. Sebepler âlemi olan dünyada her şeyin bir bedeli var. Elbette üretmeden tüketmenin de bir bedeli vardır. Gelirinden çok gideri olanın çıkış yolu meçhuldür. İcralar, mahkemeler, hacizler uzar gider. Ardından kavgalar gürültüler, ayrılmalar, yuvaların bozulması zincirleme devam eder. Olan çocuklara olur. Ölçüsüz ve kontrolsüz yaşanan hayatın sonu hüsranla biter.
09. 01. 2013
Durmuş Göktekin
İnsanda birbirine zıt sıfatlar vardır. Bunlardan hırs ve tamah o kadar büyüktür ki, okyanuslar ona az, gökyüzü dar gelir. “İnsanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa mutlaka bir üçüncüsünü ister” mealindeki hadis her şeyi özetler mahiyettedir. İnsan, hırs ve tamahı sebebiyle, denizi testiye doldurmak ister. Testi denizi almayınca hırsı kendini yer bitirir. Hırs, kulağı duymaz, gözü görmez eder. Hırs ve tamah sahibi bilmez ki bir ot bir dağı kaldıramaz. Ölçülü istemek, ölçülü olmak her şeyi yerli yerinde kullanmak hayata ahenk katar. Hakkın rahmetinden uzak olanın makamı ne olursa olsun, gözü açtır. Hırsı yüzünden akıbeti görmemek, kendi gönlüne ve aklına gülmeye benzer. Kanaat eden açlıktan ölmez. Hırs gösteren de iflah olmaz.
Hırs; insanın aklını başından alır cahil eder. Ölümü çabuklaştırır. Aynada tamah olmadığı için münafıklık yoktur. Her şeyi olduğu gibi gösterir. Tamah kontrolsüz kaldı mı insanı münafık eder. Terazide tamah olsaydı hiçbir şeyi doğru tartamazdı. Tamah seviyesi yüksek olanın dili tutuktur. Tamahkârın huyu, fitne ve fesattır. Onun hilesini Allah’tan başkası bilemez. Allah’a sığınarak onun fitne ve fesadından kurunmak lazım.
Hırs ve tamah, lügatte; Aç gözlülük, bir şeyi şiddetle arzu etme, aşırı derecede ona tutkun olma, sonu gelmeyen isteklerde bulunmak gibi manalara gelmektedir. Hırs ve tamahın esiri olan kimseler önce kendilerine sonra da yakınlarına zarar verirler. Sosyal hayat düzenini bozdukları için haksızlıklara ve zulme yol açarlar. İyilik yapamayan kötülükten uzak durmalıdır. Dünya malı deniz, insan da bir gemidir. Malı dışında tutarsan kurtulursun. İçine alırsan batarsın. Gemide kanaat filikalarını hazır bulundurmalısın.
İnsan, eksi sıfatlarını ne kadar da örtmeye çalışsa o, eylemlerinde ortaya çıkar. Mesela; hırs ve menfaati sabah ezanından önce kaldırır, namazını kılmadan işe gönderir. Bu iş senelerce böyle devam eder. Hiçbir hayırlı işte bu kadar hassas olmazken para kazanma işine gelince bütün hassasiyeti ayaklanır. Paranın verdiği şımarıklıkla zıvanadan çıkar. Çok kazanmak için borca girer. Veresiye verir. Alacaklarını tahsil edemez, iflas eder. Bunun acısını kendi çektiği gibi eşi, çocukları, annesi, babası ve bütün yakınları da çeker. Kendine zulmetmekle kalmaz, bigünah insanlara zulmetmiş olur.
Kendine merhamet etmeyene merhamet edilmez. Allah’ın merhametine hiçbir merhamet yetişemez! Dolayısıyla; işlerini kimseyle istişare etmeyen, düşüncelerini paylaşmayan insanın işlediği suçun cezası haktır. Cezayı çekmesi de muhakkaktır.
Bugün insanlar alışveriş hastalığına yakalanmış. Alışveriş merkezlerinde, müzik eşliğinde çılgınca, kredi kartıyla alışveriş yapılıyor. Sebepler âlemi olan dünyada her şeyin bir bedeli var. Elbette üretmeden tüketmenin de bir bedeli vardır. Gelirinden çok gideri olanın çıkış yolu meçhuldür. İcralar, mahkemeler, hacizler uzar gider. Ardından kavgalar gürültüler, ayrılmalar, yuvaların bozulması zincirleme devam eder. Olan çocuklara olur. Ölçüsüz ve kontrolsüz yaşanan hayatın sonu hüsranla biter.
09. 01. 2013
Durmuş Göktekin