tesettürde FEDAKARLIK olur muuu ???

nurul reþha

Well-known member
Bazı insanlar ''eğer bizler okuyup belli yerlere gelemezsek dine karşı olanlar belli yerlere gelecekler ve o zaman daha kötü şeyler olacak. Bizler fedakarane davranıyoruz bu sebepten diyerek başörtüsünü çıkararak okula gigidiyorlar yada devletin resmi kurumlarında çalışıyorlar... bu ne kadar doğru? sizler bu konuda neler paylaşacaksınız kardeşler?
 

nurul reþha

Well-known member
aslına bakılırsa kimse şunu bunu yapın demiyor kendi düşüncelerinden ibaret olabilir. kendi kendine kılınmış bir zorunlulku lakin sırf bunun için farz olan bir hükmü fes etmek ne kadar doğrudur aslında kişiden kişiye değişende hüküm değil fiildir.hüküm aynı hüküm bin dörtyüz yılöncede aynıydı.o zamanda ebu cehiller vardı... ama fiiller farklı hükmü yok sayarak hareket etmek... !!!
 

ziyakarababa

Well-known member
ablamın dedigi gibi niyet önemli
amaç belli bir yere gelip faydalı işler yapmak insanlıga faydalı olmakssa belli fedakarlık olabılır ancak bu benim fikrim
 

mihrimah

Well-known member
Yargılamayız sadece saygı duyarız. Burada şahsi tercihler söz konusu, A şahsı açar B şahsı açmaz. Bu mevzuyu istişare etmek bana bişey kazandırmaz kiii etsem dahi değişen hiç bişey olmayacak. Çünkü herkes kendince doğru olanı yapıyor. Yapılan dine uygun mu mevzusuna gelince, ortada uygun olmayan o kadar çok mevzu var ki tartışmaya kalksak inanıyorum ki başörtüsüne sıra gelmez.
 

ziyakarababa

Well-known member
Yargılamayız sadece saygı duyarız. Burada şahsi tercihler söz konusu, A şahsı açar B şahsı açmaz. Bu mevzuyu istişare etmek bana bişey kazandırmaz kiii etsem dahi değişen hiç bişey olmayacak. Çünkü herkes kendince doğru olanı yapıyor. Yapılan dine uygun mu mevzusuna gelince, ortada uygun olmayan o kadar çok mevzu var ki tartışmaya kalksak inanıyorum ki başörtüsüne sıra gelmez.
aynen
 

nurul reþha

Well-known member
ziya karababa kardeş ameller niyetlere göredir.sadakte ama bir de şu pencereden bakıyorum olaya efendimiz döneminda fasıklar münafıklar ebu cehiller varmış ve onların kabileleri ne kadar da fazlaymış aynı oranda güçleride... ama savşlarda Allahın yardım ve inayetiyle müslümanların ordusu kazanmıştır.efendimiz cihatlarda ki cihat farz, o zaman dahi namazından sünnet kısmından feragat edip gene farzını ifa edermiş.peki başka insanlara faydalı olayım derken kendi uhrevi dünyamızı tehlikeye atmak bu ne kadar doğrudur?örn; Bediüzzaman ra gibi kendni başkalarının imanını kurtarmaya adamış biz zatı muhterem ibadetlerini farzlarını hiç aksatmamış
 

nurul reþha

Well-known member
Bilindiği gibi Nur sûresi'nin 31. ve Ahzab suresi'nin 33, 35 ve 59'uncu ayetlerinde kadınların örtünmeleri, vücutlarının zinet yerlerini yabancılara göstermemeleri emredilmektedir. Bu konuda birçok hadis de vardır. Ama bu hadisleri burada nakletmeye lüzum görmüyoruz.

Kadının bütün vücudunun avret olup olmadığı hususu da mezhepler arasında ihtilaflıdır. Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre kadının istisnasız tüm vücudu avret kabul edildiği halde Hanefî ve Malikîmezheplerinde eller ve yüzün fitne korkusu olmadığı takdirde avretolmadığı belirtilmiştir (1).

Tedavi gibi bazı zaruret hallerinde yabancı birisi bir kadının avret kabul edilen bir uzvuna zaruret miktarmca ve tedavinin gerekdiği mahalli geçmemek şartıyla bakabilir(2). Allah, Kurân-ı Kerîm'de kadınların vücutlarını örtmelerini emredip başkalarına göstermelerini yasakladığına göre onların avret mahallerini yabancıların görebileceği şekilde açmaları haramdır. Zaruret olmadıkça avret sayılan bir uzvun tamamını ya da bir kısmını açamazlar.

Zaruret, yasak bir şeyi yapmadığı takdirde helaki veya helake yaklaşmayı gerekli kılan şeydir (3). Ali Haydar Mecelle Şerhi'nde zarureti aynen şu şekilde tarif etmiştir: "Zaruret; memnu tenavületmediği takdirde helaki müstelzim olan haldir" (4).

Buna göre İslâm'a hizmet etmek gayesiyle de olsa İslâm'a taban tabana zıt düşen, kadının namahrem yerlerini ve avretini açmaya zorlayan okullarda okumanın zaruret kabul edilmesi mümkün değildir.

Ayrıca kadınların mutlaka bilmesi gereken şeyleri, avretlerini açmayı gerektirmeyen okul ve kurslardan öğrenmeleri pekala mümkündür. İslâm hizmeti böyle bir yol ile ifa edilemez. Ayrıca İslâm tarihi hiçbir resmî tahsili olmadığı halde kendisini özel olarak yetiştirip İslâm'a ve ilme hizmet eden kadınlarla doludur. Şüphesiz kadınların avret açma ve ihtilat gibi İslâm'ın yasakladığı şeyler olmazsa okutulmaları gerekli ve okumaları zaruridir, bunda büyük faydalar da vardır. Ama bu haramı işlemeyi tecviz edemez.

Bilindiği gibi "Zararları gidermek, maslahatları celb etmekten evladır." diye meşhur bir fıkıh kaidesi vardır. İslâm'ın yasaklara gösterdiği itina, emirlere gösterdiği itinadan daha büyüktür. Hz. Peygamber bir hadîsinde: "Ben size bir şey emrettiğim zaman ondan gücünüzün yettiği kadarını yapınız. Bir şeyden nehyettiğim zaman da ondan kaçınınız" buyurur.

Bundan dolayı meşakkati defetmek için vacibi terk etmek caizdir, ama günahları, özellikle büyük günahları işlemekte müsamaha yoktur. Bezzazî'nin ifadesine göre avret yerini örtecek bir şey bulamayan kimse, nehir kenarında da olsa istincayı terk eder. Çünkü yasak, emre tercih edilir. Kadına gusül gerekse ve erkeklerden gizlenecek bir yer bulamazsa guslü terkeder (5).

Demek oluyor ki, bir haramı işlememek için farz bile terkedilir. O halde sadece umulan bir maslahat için nassların haram kıldığı bir şeyin işlenmesi tecviz edilemez. Bize göre bu her okul için aynıdır. Müslümanların, kadınların başlarını açabilmeleri için İslâm'ın hükümlerini zorlayacakları yerde, kadınların İslâmî kıyafetler içerisinde okuyabilmelerinin çarelerini araştırıp bu yolda gayret sarfetmeleri gerekir.

1-Kitabu'1-Fıkh âlâ Mezâbili'l Erbaa 1/192. Sâbûnî, Tefsirû Ayât'il-Ahkâm c. 2. s. 381
2-el-Merginânî, el-Hidâye, c. 4, s. 84
3-Suyûtî, el-Eşbah ven-Nezâir, s. 94
4-Ali Haydar, Dürerü'l-Hakkâm Şerhu Mecelletü'l-Ahkâm, Muk. 22. Mdd. nin şerhi
5-İbnu Nüceym el-Eşbâh ve'n-Nezâir, s. 90-91

Halil GÜNENÇ, Günümüz Meselelerine Fetvalar II.180
 

duygu_bulut

Well-known member
bu konu hassas bir konu fakat kimse kimseyi bu konuda yargılayamaz.. çünkü rabbim bilir kimin şerre kimin hayra kalkıştığını.. zamanımız ahir zaman.. ve üniversitelerin hali hiç dışardan göründüğü gibi değil.. ne halde olduklarını dışardan izleyenler içlerine girmeyenler bence imkansız anlayamazlar.. akademik kadronun yani öğretmenlerin öğrencileri nasıl kutuplaştırdığını doldurduğunu bilemez..
elbetteki biz herşeye rabbimizin emri çerçevesinden bakmak zorundayız. fakat o ortamlara giripte birilerinin nasıl yuvarlandığını görünce bu yerlerde bizede ihtiyaç var diyosunuz emin olun..birilleri eğer deseydiki ben başımı açamam gitmiyorum okula filan okumuycam deseydi emin olun yüzlerce insan o bataklıkta boğulurdu..onlar buna mahkummu elbetteki hayır onlara o halleri verip imtihan edende rabbimiz bize hamdolsun hakikatleri gördürende rabbimiz..onların yerinde elbette biz olabilirdik..
yani kısacası birde o bataklıkta olan kardeşlerimiz zaviyesinden bakmalı bazı meselelere..ve emin olun ben ve benim gibi başını açmak zorunda olanlar severek isteyerek açmıyor başını, veyada tesettürün farz emir olduğunu bilmediğinden deil..
hocamız bir sözünde diyorki: başlarınızı açarken sanki derinizi kaldırmışcasına acı çekmelisiniz diyor..
rabbim herkese bu hassasiyeti nasip etsin..
 

nurul reþha

Well-known member
maşallah duygu kardeş tabiki ama şunu ifade etmeliyimki amacım hiçbir kardeşimi yargılamak değil elbetteki bizler bunuz isteyerek yapmıyoruz bende üniversitede okuyorum.hatta bunun için okumamayı bile düşündüm ve son gün istihare yapıpgidip okula kayıt olmuştum.ama elhamdülillah başımızı açmıyoruz bunun mücadelesini vermek gerekiyor örn; sınıfımızda kapalı kardeşelrimiz çok lakin onlar açıyorlar bazı kardeşelrimizaçmıypr başörtüsüyle girebiliyor bu durumda müsamaha var demekki onlarda isteseler örtülü olarak girebilirler. dediğim gibi asla bu konuyu uhuvveti zedelemek ve zıt bir kutup oluşturmak için açmadım sadece karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak ve olaylara geniş açılardan bakabilmek ve düşünmek için açtım hakkınızı helal edin...
 

duygu_bulut

Well-known member
estafurllah en iyisini yapıyorsunuz bizdede müsade eden hocalarımızda kapalı giriyoruz hamdolsun.. tabiki isteyerek açan kardeşlerimizedir o sözler..insanlara farkına vardırmak gerekir tesettürün mahiyetini ... aksi halde çok rahat açabilirler.. niyetlerimizi rızai ilahi olursa ve bunu koruyabilirsek ne mutlu bizlere..rabbim bu konuda herkese hassas olabilmeyi nasip etsin inşallah, cümlemizin günahlarınıda mağfiret etsin..
 

Huseyni

Müdavim
Bahsini ettiğimiz kişiler üniversite seviyesine gelmiş ve dindar diye nitelendirdiğimiz kişiler. Dolayısıyla bu işi tek celsede yaptıklarını düşünmek doğru olmaz. Elbette bu işin muhasebesini, araştırmasını haddinden fazla yapmışlardır. Vicdanlarında tartmışlardır bu işi ve kendilerince en uygun olanı yapmışlardır şüphesiz. Ayete uygun olup olmamasından sorumlu tutulacak olan kişilerde, hesab vericek olanlarda bu kardeşlerimizdir. Böyle insanlardan söz ediyosak, bunu tartışarak çözebileceğimizi sanmam. Yanlış yapıyorsun demekle bir yere varamayız. O yüzden bi tarafı karalamaktansa tavsiyelerimizi, çözüm önerilerimizi dile getirmek daha mantıklıca olur. Bilinen şeyler üzerinde neden diye sorgulama yapmak vakit kaybından ibarettir.
 

nurul reþha

Well-known member
Bediüzzaman Hazretleri diyor:

“Fitne-i âhirzamanın mahiyeti bana göründü ki; o fitnenin en dehşetlisi ve cazibedarı, kadınların yüzsüz yüzünden çıkıyor.” (Gençlik Rehberi: 16)

Demek tesettür mes’elesinin füruat olması şöyle dursun, ahkâm-ı kat’iye-i Kur’aniye arasında hayatî bir ehemmiyeti haizdir. Bu sebebledir ki: “O fitneyi ateşlendiren ve talim eden irtidatkâr bir şahs-ı manevî…” (Gençlik Rehberi: 17) cereyanı, açık-saçıklığı, terk edilmez ve ettirilmez bir ifsad prensibi olarak esas alır ve din ve vicdan hürriyetlerini açıkça çiğnemek pahasına olarak o yolda yürür ve bütün imkânlarını kullanır.

Risale-i Nur’un mezkür beyanı ve irşadıyla anlıyoruz ki, nass-ı âyetle farz olan tesettürün terki, haram olmakla beraber, âhirzaman fitnesine ve dolayısıyla âlem-i islamın mahvına vesile oluşu gibi verdiği vehim neticesi itibariyle kazandığı haramiyet vasfı, tarif edilemez derecededir.



Risale-i Nur şakirdlerinin bu zamanda en mühim vazifeleri, tahribata ve günahlara karşı takvayı esas tutup davranmak gerektir.” (Kastamonu Lâhikası: 148)
 

Huseyni

Müdavim
Bediüzzaman Hazretleri diyor:

“Fitne-i âhirzamanın mahiyeti bana göründü ki; o fitnenin en dehşetlisi ve cazibedarı, kadınların yüzsüz yüzünden çıkıyor.” (Gençlik Rehberi: 16)

Demek tesettür mes’elesinin füruat olması şöyle dursun, ahkâm-ı kat’iye-i Kur’aniye arasında hayatî bir ehemmiyeti haizdir. Bu sebebledir ki: “O fitneyi ateşlendiren ve talim eden irtidatkâr bir şahs-ı manevî…” (Gençlik Rehberi: 17) cereyanı, açık-saçıklığı, terk edilmez ve ettirilmez bir ifsad prensibi olarak esas alır ve din ve vicdan hürriyetlerini açıkça çiğnemek pahasına olarak o yolda yürür ve bütün imkânlarını kullanır.

Risale-i Nur’un mezkür beyanı ve irşadıyla anlıyoruz ki, nass-ı âyetle farz olan tesettürün terki, haram olmakla beraber, âhirzaman fitnesine ve dolayısıyla âlem-i islamın mahvına vesile oluşu gibi verdiği vehim neticesi itibariyle kazandığı haramiyet vasfı, tarif edilemez derecededir.



Risale-i Nur şakirdlerinin bu zamanda en mühim vazifeleri, tahribata ve günahlara karşı takvayı esas tutup davranmak gerektir.” (Kastamonu Lâhikası: 148)


Yanlış anlaşılmadık inşallah. Burda yazdıklarınıza elbet katılıyoruz. Bizim anlatmak istediğimiz farklı şeyler. Tesettürün terkini tesettürü terkedenler dahi savunmuyodur, böyle bişey olamaz da. Bizim tavsiyemiz; tesettürün farz oluşunu zaten bu kardeşlerimiz biliyorlar, bunu sağlamak adına şu ana kadar yapılanlardan daha fazla ne yapılabilir, bu yönde tavsiyelerin dile getirilmesidir. Yoksa buraya sayfalarca da tesettür farz diye yazsak bişeyi değiştirebileceğimizi sanmıyorum. Ki en gündem meselelerden biri olduğu halde sonuçlarıda ortada. Neyi değiştirebilmişiz , hiçbişey.
 
Üst