Tevekkül yan gelip yatmak değildir

erzýncanlý

Active member
Tevekkül yan gelip yatmak değildir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Tevekkül etmek, Allahü teâlâya güvenmek, istişare edip doğru sebeplere yapıştıktan sonra, boş durmak, yan gelip yatmak değildir. O işin olması için, Allahü teâlâya dua etmek, yalvarmak demektir. Hatamız kusurumuz olabilir, eksiğimiz olabilir, niyetimiz halis olmayabilir. Bizi affetmesi için, hayırlısını ihsan etmesi için, muvaffak etmesi için, sebeplere yapıştıktan sonra, Ona dua etmek, yalvarmak demektir.

Ehl-i sünnet âlimlerini, kötü kimseler sevmez. Yani büyükleri molozlar sevemez; çünkü mıknatıs tahta parçalarını çekmez, cevheri çeker. Büyükleri seven bir kimsede cevher vardır, onun kalbi temiz demektir.

Müslüman olarak, ne büyük nimet içinde olduğumuzu anlatırken, (Gerçi biz on para etmeyiz) demek yerine, bol nimetler içindeyiz demeli.

Fıkıh ilmiyle meşgul olanın ömrü uzun olur.

Önümüze engel çıkarsa, bunu aşmak için hep uğraşıp ömrümüzü heba etmek yerine, yanından dolaşmak daha uygun olur.

İmanı olmayana iyi insan dememeli, mesela doktorluğu iyidir, avukatlığı iyidir, mesleğinin erbabıdır demelidir. Allah’ı tanımayana iyi denmez. Ne keşfederse keşfetsin, imanı yoksa kıymeti yoktur.

Bir gün, bir büyük zatın talebesi, başka bir talebe arkadaşı için hocasından dua ister. Hocası buyurur ki: Ben ona dua etmem, etsem de kabul olmaz; çünkü annesi ondan razı değil. Demek ki, bize edilen duaların kabul olması için, ana babamızı razı etmeliyiz; çünkü Allahü tealanın rızası, salih ana babanın rızasına bağlıdır.

Kim kendini severse, başkaları onu sevemez.

Sadaka, belayı önler, ömrü uzatır.

Dünyada herkes misafirdir. Yanındaki şeyler emanettir. Misafirin gitmekten, emanetin de geri alınmaktan başka çaresi yoktur.

Bu dünya, haramları terk eden için nimet, ibadet eden için ganimet, ibretle bakan için hikmet, manasını anlayan için selamet yeridir.

İçimizden hiçbir kimse, kendisini uzun emelden uzak tutmaz; fakat herkesin emeli, kendi makamına göredir. Makamı en yüksek olanın emeli, bir tek nefesten ibarettir. Tûl-i emel aslında her kul için, rahmet-i ilâhiyedendir. Eğer o olmasaydı, hiçbir kul yaşayamazdı!

Allah’ın dininden bir mesele öğretene, Allahü teâlâ, nafile hac sevabı verir. Allah’ın dininden bir mesele öğretene, Allahü teâlâ 100 umre sevabı verir.

Zamanımızın en büyük silahı, güler yüz, tatlı dildir.

Para pul üzerine yapılan konuşmalar, her ne kadar dünyalık gibi görünse de, Allahü teâlânın dinini yaymak içinse, hepsi zikr-i ilahi olur.

Dinimize ait bir kitabı yazan, Allah için yazmamışsa, içindekiler doğru olsa dahi, okuyan faydalanamaz. Allah için olmayan habistir, satırlar arasından habaset [pislik] kokusu gelir, okuyan zarar görür.
 

gül damlasý

Well-known member
Şakiki Belhi (k.s.) İbrahim bin Edhem Hz. lerine: "Çolde hasta, hareketsiz bir kuş gordüm. Açtır diye acıdım. O esnada uçarak gelen bir kuş, onun ağzına çekirge verdi.

"Çolde hasta kuşu besleyen Allahu Teala beni de besler" dedim. "Sebebleri terk eder, ibadetle uğraşırım" dedi.

İbrahim bin Edhem Hz. leri:

"- Niçin sakat kuşu besleyen sağlam kuş olmuyorsun?
Hadisi- Rasulullah'ı işitmedin mi? "Veren el, alan elden üstündür."
Teşebbüs tevekküle mani değildir. Fakat sebeb de her şey değildir. Ancak o sebeb, sahibinin iradesini yerine getirmeye vesiledir.
 
Üst